TCMB SEPETİNDEN ÇIKANLAR

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), Para Politikası Kurulu (PPK) Erdem Başçı başkanlığındaki son toplantısında birçok yatırımcı için sürpriz olan kararlara imza attı. PPK toplantısında alınan kararlar neler? Birlikte değerlendirelim;

• Gecelik faiz oranları: Marjinal fonlama oranı yüzde 10,75’ten yüzde 10,50’ye indirilmiş, Merkez Bankası borçlanma faiz oranı yüzde 7,25 düzeyinde sabit tutulmuştur.
• Bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 7,5 düzeyinde sabit tutulmuştur.
• Geç Likidite Penceresi faiz oranları: Geç Likidite Penceresi uygulaması çerçevesinde, Bankalararası Para Piyasası’nda saat 16.00–17.00 arası gecelik vadede uygulanan Merkez Bankası borçlanma faiz oranı yüzde 0 düzeyinde sabit tutulmuş, borç verme faiz oranı yüzde 12,25’ten yüzde 12’ye indirilmiştir.

Kurul, açıklanan yapısal reformların uygulamaya geçirilmesinin büyüme potansiyelini önemli ölçüde artırabileceğini değerlendirmektedir.

MB karar metninde, küresel oynaklıklardaki azalmanın geniş koridora duyulan ihtiyacı azalttığına işaret ediyor. Bunda şüphesiz Fed 'in son toplantısında oluşan ılımlı hava ve ECB, BOJ gibi diğer majör merkez bankalarının sakin-ılımlı duruşlarının da etkisi var. Diğer yandan enflasyondaki iyileşmeyi sınırlı olarak görüyor ve sıkı duruşun sürmesi gerektiğini söylüyor. Alınan kararların en önemli özelliği MB’nin ilk sadeleşme adımını atmış olmasıdır. Enflasyondaki sınırlı iyileşme TCMB'nin ölçülü kalmasına neden oldu. Bu nedenlerle faizde ölçülü bir indirim yapmış durumda. Başka deyişle enflasyondaki iyileşme daha güçlü ve net olsaydı Merkez daha fazla faiz indirimi yapabilirdi.

MB’nin bundan sonraki yol haritası dikkatle takip edilmelidir. Aslında piyasalar PPK karalarına çokta tepki vermiş gibi görünmüyor. Beklentiler, politika faizinde değişiklik olmayacağı yönünde olurken, üst bantta güçlü olmamakla birlikte indirim olması yönündeydi. Minimum 50 puan civarında indirim olması bekleniyordu ama 25 puan da kaldı. Bu noktada piyasalarda ki merak konusu, faizlerdeki düşüş devam edecek mi yoksa etmeyecek mi? Evet bu durum gerçek bir döngü başlangıcı olarak görülür ve devam ederse işte o zaman dövizde daha etkili bir hareketlilik görülmesi muhtemeldir.

 Ve son olarak açıklamada; Enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeler dikkate alınarak para politikasındaki sıkı duruş sürdürüleceği belirtiliyor.

Sonuç olarak; Mevcut global görünümün ılımlı kalmaya devam etmesi ve enflasyondaki iyileşmenin sürmesi önümüzdeki toplantılarda faiz indiriminin devam edeceğini gösteriyor. Aslında Enflasyondaki iyileşme ne kadar hızlı olursa faiz indirimlerde o kadar hızlanacaktır. Bu durumda Türk Lirasında (TL) çok büyük bir etki olacağı bence düşünülmemeli. Bilakis ilerleyen dönemde global düzeyde fon akışı aynı hızla devam edecek gibi duruyor. Bu devamlılıkta TL’yi biraz daha güçlendirecektir. Ayrıca MB başkanı Erdem Başçı’nın da görev süresi dolduğundan dolayı piyasalar bunu fiyatlamayı isteyecektir. Erdem Başçı’nın yerine kimin geçeceği de diğer bir merak konusudur.

Kim ne söylerse söylesin, büyük ekonomiler durgunluk, enflasyon büyüme vs. sorunlarla başa çıkmaya çalışırken Türkiye ekonomisi yatırımcı için vazgeçilemeyecek karlılıkta riskleri fiyatlayacaktır ve Türkiye’ye fon akışı sürecektir. Yeter ki Türkiye içerideki ve komşularımız kaynaklı jeopolitik riskleri en aza indirecek hatta ortadan kaldıracak önlemleri alsın.

Bu Hafta Piyasalara bakacak olursak;

Geçtiğimiz hafta genel olarak global düzeyde ılımlı bir hafa hakimdi. Fed den gelen açıklamamalar, ABD gelen rakamların beklentilerin üzerinde olması, Yine ABD de kişi başına gelirde görülen artış sebebiyle tüketim harcamaların artması ve dolayısı ile enflasyon oranlarında ki yükseliş için umutların yeniden yeşermesi ile büyümede olumlu işaretlerin alınması. TCMB den gelen faiz indirim kararı ve açıklamalar ile Türkiye’ de işlerin yolunda gittiğinin görülmesi. Avrupa Merkez Bankası (ECB) de ılımlı ve sakin duruşun devamı ile Avrupa’dan gelen taleplerdeki artış ile Türkiye’deki ihracat rakamlarına ve dolayısıyla büyümeye olumlu etkisi. İşte bütün bunların üzerine Yaklaşan Paskalya tatilini de eklediğimizde piyasalar üzerinde ılımlı haftanın devam ettiğini söyleyebiliriz. Kurlarda Yatay yönde sakin bir haftayı geride bıraktık.

DOLAR          :

Merkez Bankası kararı sonrası kurda 2.89 seviyesine sert bir hareket görülse de 2.88–2.89 bandında fiyatlanma devam etti. Kur bu hafta da 2,88 üzerinde tutunma eğiliminde olacaktır. Bu durumda 2,8950–2,9050 seviyeleri önemli ve hedef seviyesi 2,92 seviyesini deneyebilir. 2,88 altında ise önce 2,86 desteği önemlidir. Geri çekilmenin devamında sonraki destek noktaları 2,85ve 2,84 olacaktır.

EURO             :

Geride kalan haftada Brüksel’de yaşanan üzücü olayın etkisi Euro da değer kayıplarını tetiklemişti. TCMB’nin vermiş olduğu faiz oranı kararı öncesi ve sonrasında da sakin seyrine devam etti. Hareketliliğin oldukça yavaş olduğu Euro’da 3,21 seviyesi oldukça güçlü bir destek olarak karşımıza çıkıyor. Bu haftada sakin seyrini sürdürecek gibi görünüyor. Şayet satış baskısı artarsa 3,20 seviyeleri görülebilir. Euro’daki yükselişin sürekliliği için 3,23 seviyelerini geçmesi önemli. Bu durumda 3,24–3,25 seviyelerinin görülmesi muhtemel. Ama söylediğim gibi bir sürpriz ile karşılaşılmazsa güçlü Euro yatay seyrini bu haftada sürdürecektir.

ALTIN            :

Küresel risk iştahında yaşanan artış, altın ’da değer kaybına yol açtı. Emtia için 1200 Dolar seviyesi önemli bir destek olarak görünüyor. Aşağı yönlü hareketin devamında 1190 Dolar seviyesi destek konumunda bulunuyor. Yukarı yönde bir hareket gözlenirse 1240–1250 seviyeleri test edilebilir. Altın’da bu seviyenin kırılması halinde yeni bir satış dalgasının başlayacağı söylenebilir. Bu hafta altın güvenilir görünmüyor.

PETROL                :

Geçtiğimiz hafta sonuna doğru petrol fiyatları düşüşlerden toparlanarak yatay bir seyre döndü. ABD'de stokların yeniden rekor seviyeleri görmesinin ardından bu hafta yeni bir satış dalgası yaşanabilir.

Mutlu haftalar diliyorum.