TCMB YENİDEN SAHNEDE

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası bugünkü kararıyla beklentileri aştı. Mart ayından bu yana faiz düşüren ve kur gelişmeleri karşısında geçen ay duran Merkez Bankası bu ay faizi artırdı. Gerekçe ise kurdaki ani sıçrayış olarak gösteriliyor.

Para Politikası Kurulu (Kurul), Merkez Bankası bünyesindeki Bankalararası Para Piyasası ve Borsa İstanbul Repo– Ters Repo Pazarlarında uygulanmakta olan faiz oranları ile bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının aşağıdaki gibi belirlenmesine karar vermiştir:  

 a) Gecelik faiz oranları: Marjinal fonlama oranı yüzde 8,25’ten yüzde 8,5’e yükseltilirken, Merkez Bankası borçlanma faiz oranı yüzde 7,25 düzeyinde sabit tutulmuştur.

b) Bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 7,5’ten yüzde 8’e yükseltilmiştir.

 c) Geç Likidite Penceresi faiz oranları: Geç Likidite Penceresi uygulaması çerçevesinde, Bankalararası Para Piyasası’nda saat 16.00–17.00 arası gecelik vadede uygulanan Merkez Bankası borçlanma faiz oranı yüzde 0 düzeyinde sabit tutulurken, borç verme faiz oranı yüzde 9,75’ten yüzde 10’a yükseltilmiştir.

Her şey Türkiye reytinginin yatırım yapılabilir düzeyden yatırım yapılamaz düzeye indirilmesiyle başladı. Kurlar ile ilgili konuşuyoruz tabi. Hani siyasi tabirle “bizi etkilemeyecek olan reytingler vardı ya” işte onlardan bahsediyorum. Kurlardaki yukarı yönlü hareketlerin başlangıç noktası burası oldu. Dolar iki ayda %15 arttı. Bu çok hızlı ve de yüksek bir oran ve doğal olarak bu artışın bir şok etkisi yapması kaçınılmaz. İşte Merkez Bankası da buna karşı bir önlem aldı.

Faiz artışını aslında kimse istemez ama bu mecburiyet oldu artık ve TCMB bu mecburiyeti de aşağıdaki şekilde izah etti;

“ Toplam talepteki yavaşlama enflasyondaki düşüşü desteklemektedir. Bununla birlikte, yakın dönemde küresel belirsizliklerdeki artış ve yüksek oynaklıklara bağlı olarak yaşanan döviz kuru hareketleri enflasyon görünümüne dair yukarı yönlü risk oluşturmaktadır. Kurul, söz konusu gelişmelerin beklentiler ve fiyatlama davranışları üzerindeki olumsuz etkisini sınırlamak amacıyla parasal sıkılaştırma yapılmasına karar vermiştir.”

Peki diğer seçenekler ne olabilirdi?..

• TL likiditesi kısılabilir ve TL'nin fiyatı artırılabilirdi.
• Döviz satım ihaleleri başlayabilirdi.
• Doğrudan müdahale gelebilirdi.

Fakat ne olursa olsun sonunda faiz artışı daha yüksek şekilde gelirdi. Bunları daha önce yaşamıştık. Dolayısıyla Merkez Bankasının yapmış olduğu hamle belki biraz gecikti ama yine de yerinde ve doğru bir hamledir diyebiliriz. Hatta Merkez Bankasının üzerindeki olumsuz algılarda sert bir şekilde kırılmış oldu ve banka hantal bir yapıda olmadığını gösterdi.

Yola çıkıldı artık tabii ki daha fazla faiz artışı gerekebilir. Bunu, ülkenin iç gündemi ve ABD’nin yeni başkanının ajandası belirleyecek.

Merkez Bankası açıklamaları ardından TL varlıklar oldukça olumlu etkilenmişti. Fakat bu olumlu hava, Avrupa Parlamentosu açıklamaları ve Suriye'deki acı kayıplarımız sebebiyle biraz gölgede kaldı. TCMB Kararlarının etkilerini bu hafta içerisinde daha belirgin şekilde görmeye başlayacağız sanıyorum. Tabii ki ABD'nin Şükran Günü sebebiyle tatil olmasının piyasa üzerindeki etkisini de unutmamak gerekiyor.

Neticede TL'nin olumsuz ayrışmaması için önemli ve olumlu bir adım atıldı tabii ki bunun devamını da küresel piyasalar ve iç gündem belirleyecek. Ancak bundan sonra yapılması gerekenler, reformlar, eğitim ve yatırım ortamının iyileştirilmesi hatta yatırımcıya olan ilgi vs. adımlar çok yerinde olmak zorunda. Yani biz elimizden gelenin fazlasını yapmalıyız artık.

En azından artık Merkez Bankasının siyasi irade baskısı altında kalmadan kendini savunabilen hatta sahip olduğu ekonomik silahları kullanarak karşı atak yapabilen bir konumda olduğunu yeniden görmek çok önemli bir gelişme oldu hepimiz için.

Mutlu haftalar diliyorum.

Soru görüş ve önerileriniz için ;

srhtakyol@gmail.com / srhtakyol@hotmail.com / @xxseros