- BIST 9915.62
- Altın 2435.681
- Dolar 32.5203
- Euro 34.8906
- Gümüşhane : 18 °C
- Trabzon : 18 °C
- ‘İDDİALAR DELİ SAÇMASIDIR’
- SON 10 GÜNDE KENE VAKALARINDA ARTIŞ YAŞANIYOR
- AVUKAT DERELİ: BU BİR İFTİRA, HAKARET. ÖZÜNDE AK PARTİ’YE YAPILAN BİR SALDIRI
- ÇİMEN, “VALİ BEY PERSONELİME TALİMAT VERDİRDİ”
- DP GENEL BAŞKANI UYSAL'DAN BAŞKAN KARA'YA HAYIRLI OLSUN ZİYARETİ
- ENGELLİ VE ESKİ HÜKÜMLÜ HİBE BAŞVURULARI BAŞLADI
- GÜMÜŞHANE ÇÖL TOZUNA TESLİM: KENT KIZILA BOYANDI
- İL GENEL MECLİSİNDE İHTİSAS KOMİSYONU SEÇİMLERİ YAPILDI
- DEMİRAĞ MÜJDEYİ VERDİ: O TESİS KALDIRILIYOR
- 11. YEŞİLAY BİSİKLET TURU 5 MAYIS’TA YAPILACAK
- GÜMÜŞHANE'NİN SAKLI CENNETİ ÇAĞLAYANDİBİ ŞELALESİ BAHARLA COŞTU
- GÜMÜŞ PATİLER VE SİYAMDER’DEN FARKINDALIKLI 23 NİSAN ETKİNLİĞİ
- VALİ ALPER TANRISEVER’DEN İL GENEL MECLİSİ’NE İADE-İ ZİYARET
- SÜLEYMAN KASIM TAŞ ‘DİZ PROTEZİ’Nİ ANLATTI
- MİLLİ EĞİTİMDE TEMSİLİ MÜDÜR ZEYNEP PEZÜK OLDU
Babam,Atliçna ve Ben
İREM SEVİNDİK / YAZAR
Bayram yeli çardahları yıhanda
Novruz gülü gar çiçeği çıhanda
Ağ bulutlar köyneklerin sıhanda
Bizden de bir yad eyleyen sağ olsun
Dertlerimiz goy dikkelsin dağ olsun
Şehriyar/Heyder Babaya Selam
Seneler evvel; babamın firarperest gezileri vesilesiyle Azeri asıllı bir turist rehberiyle tanıştım. Orta Doğunun kadim hudutlarını karış karış arşınlayan rehber, kanıksanan toplum algısının aksine kadındı. Ayak bastığı, kafileler taşıdığı, hanlarını ve sokaklarını avucunun içi gibi bildiği coğrafyaya seneler boyu yılmadan kendi kültürünü taşıdı. Çağın kimliksizlik sendromuna ve ataerkil yapılanmanın dayattığı aciz kadın profiline karşın verdiği çetin mücadeleyi, karmaşa toplumunun arafta kalmış çocuklarına gösterdi. İki hafta önce yollarımız ilginç bir şekilde kesişti. Üniversitenin gezi kulübünün gerçekleştireceği bir proje için Orta Doğu hakkında bir ön çalışma yapmaya karar verdik. Orta doğunun tarihini, kültürünü, politik anlayışını, savaşın gölgesindeki sabık yaşantısını; kadrajın dışından kadrajın içindekilere sormaya başladık. Toplayacağımız verilerin bizzat yaşanmışlıklara dayanmasına özen gösteriyor, daha çok tecrübelere dayanan analizlere yer veriyorduk. Akılıma yıllar önce tanıştığım Azeri asıllı turist rehberi geldi. Konu ile ilişkin olarak iletişime geçmek istedim. Ancak kendisinin sahip olduğu yoğun gezi bir programı sebebiyle telefonla iletişime geçmem pek mümkün olmadı. Bu durumu kulüp toplantısında birkaç kez yakınarak dile getirdim. Arkadaşlarım turist rehberine sosyal ağlar aracılığıyla ulaşmamı önerdi. Uzlaşı toplumundan karmaşa toplumuna hızlı bir dönüşüm yaptığımız son dönemde yaygın iletişim araçlarının başında hiç şüphesiz ki sosyal ağlar geliyordu. Eskiden kişiler arası iletişimde aradaki mesafe hasebiyle ses ve yazıya rağbet edilirdi. Ancak Ağ toplumuna dönüşümümüzün en büyük göstergesi olan sosyal mecralar görüntüyü, yazı ve sesin çok daha ötesine taşıdı. Sosyal ağlarda herhangi bir hesabım bulunmadığından, kulüp üyelerinden görüşmeye aracı olmalarını istedim. Kısa bir zaman sonra kendisine ulaştık ve sorularımızı yönelttik. Bize tanınan sınırlı zamanı olabildiğince verimli kullanmaya çalıştık. Görüşmenin sonlarına doğru, çalışmayı etkili ve kalıcı kılmak amacıyla; anlattıklarıyla ilgili fotoğraf ricasında bulunduk. Rehber sosyal mecralarda paylaştığı fotoğraf albümlerinin içinde araştırmamıza fayda sağlayabilecek, coğrafyaya ilişkin çok sayıda fotoğraf olduğunu söyledi. Karşılıklı başarı dilekleriyle sonlanan görüşmenin ardından albümleri incelemeye koyulduk. Albümlerin içinde binlerce çehre, binlerce renk, binlerce sokak, binlerce bulvar velhasıl binlerce yaşanmışlık vardı. Coğrafyanın kültürüne, tarihine, politikasına dair çarpıcı bulunan tüm fotoğraflar arşivlendi. Savaşın gölgesinde büyüyen çocuklar, akın edilen türbeler, geleneksel yemekler, kültürel müzikler, iktidar kavgasında her gün yeniden şekillenen sınırlar, doğumlar-ölümler-düğünler, katliamın ortasında dahi inancından vazgeçmeyen, kültüründen taviz vermeyen aileler… Sayısı bini aşkın albüm içerisinde naif ve bir o kadar da minnettar bir duruşun fotoğrafı vardı. Aileler katledilen çiçeklerini her defasında büyük bir tevazuyla yeniden yeşerten baharı minnetle selamlıyorlardı. Rehber Azeri ailelerin “Baharı Selamlama Merasimlerini” albümleştirerek takipçileriyle paylaşmıştı. Kendisinin de içinde bulunduğu Nevruz fotoğraflarında 3 ana tema vardı: Aile, Tabiat, Mutluluk. Büyük bir sofra etrafında tabiatın canlanışını kutlamak ve yeniden dirilen onca güzelliğe şükretmek için bir araya gelen aile üyeleri yüzlerindeki mutmain tebessümle fotoğraf makinesine bakıyorlardı. Önlerindeki büyük sofrada; rengarenk boyanmış ve birbirinden özgün desenler verilmiş yumurtalar, rengine ve boyutuna göre simetrik olarak sıralanmış kuru yemişler ve onların içine serpiştirilmiş şekerlemeler, çikolatalar, itinayla hazırlanmış tatlılar, birbirlerine takdim edilmek üzere paketlenmiş hediyeler, doğanın canlanışına atfen güzel kokulu çiçekler, sırça akvaryum içinde küçük turuncu okyanus balıkları, muhtemel olarak merasimin başında okunması planlanan sedef kakmalı rahlesiyle Kuran ve dua kitapları,simli mumlar,mevsim meyveleri,lokumlar ve bir de bahara minnettar, Nevruzu kutlamak için sabırsızlanan ev ahalisi…Çocuklar ve yaşlılar birbirleriyle yumurta tokuşturuyor, kadınlar ahalinin tabaklarına “bacabaca” adını verdikleri tüm yiyeceklerden üzerlerine düşen bayram payını dolduruyordu.Bayram havasında neşeli bir kutlama yapıyorlar.Tıpkı doğum günleri ve evlilik merasimlerinde olduğu gibi.Kadrajın içindeki kare alıştığım, içselleştirip kanıksadığım bahara hoş geldin seremonisinden çok daha farklıydı. Nevruz olgusuyla orta okul yıllarımda tanıştım.Mart ayının üçüncü haftasının son günü son ders saatinde; yarısı idarecilerin konuşmalarıyla geçen diğer yarısı da ateşin üstünden atlamakla neticelendirilen yarım kalmış bir etkinlikti Nevruz. Ne yazık ki lise yıllarımda da durum değişkenlik göstermedi.Orta okul yıllarından farklı olarak ateşten atlama aşamasını her telden çalan müzik eşliğinde oynama ritüeli takip etti.Üniversite yıllarımda ise Nevruz çeşitli ırkların yalnızca kendilerine mal ettiği provokatif bir propaganda aracı olarak zihnime yer etti.Hiç kimse; kişiliği,dünyaya bakış açısı,geleneği ve kültürü kavrama yetisi yeni yeni gelişen bizlere Nevruzun gerçek ferasetini anlatmadı.Nevruz nedir,niçin kutlanır ve daha da önemlisi nasıl kutlanır?Tüm olay ve olgulara minnet duymaya hazır bizler nasıl olurda baharın öneminden haberdar olmayız? Tüm öğrenciler haftanın son günü; öğretiden yoksun Nevruz etkinliğinin gerçekleştiği okul bahçesinden zil sesiyle dağılır,çamaşır makinesini çalıştırmak için okul üniformalarını bekleyen annelerinin ve ilerleyen saatlerde işten yorgun argın dönecek babalarının olduğu evlerine giderlerdi. Evlerimizde okuldaki etkinliğin ardından kutlanmazdı Nevruz hatta söz konusu bile edilmezdi çoğu zaman…
Küçükken sırça akvaryumum vardı ve bir de turuncu Japon balığım.İsmi Atliçnaydı.Babam almıştı. Kitapları,Baharı ve Tabiatı yüreğinde selamlayan babam.Hayatın yıpratıcı tüm hengamesine karşın çocuklarına kitapları dost edinmeyi,tabiatı muhafaza etmeyi,ve baharı bayram ilan etmeyi öğreten babam. Belki kökleşmiş bir aile geleneği haline getiremedik ancak babamın öğretisinin etkisiyle seneler boyunca baharın gelişini neşeyle karşıladık. Turist Rehberinin fotoğraflarında rastladığım Nevruz Bayramının en çarpıcı kısmı ailevi bir gelenek oluşuydu.Ailenin bir araya gelerek mutluluk ve şükür içerisinde paylaşımda bulunuşu; baharı gerçek anlamda yaşatan en etkileyici kültürdü.Kadrajın içindeki ailelerin mutluluğu Babamı ve Atliçnayı hatırlattı bana ve bundan sonra ailecek anmamız gereken Nevruzun tarifsiz huzurunu…
Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
- Büyük Ev Ablukada23 Mayıs 2015 Cumartesi 13:18
- Bir Sinemaseverin Film Okumaları20 Mayıs 2015 Çarşamba 13:52
- Mimoza Muştusu02 Mayıs 2015 Cumartesi 16:33
- Fuşya Şemsiyeli Kadın25 Nisan 2015 Cumartesi 13:00
- Her Çocuk Şiddeti Tadacaktır18 Nisan 2015 Cumartesi 12:42
- Matmazel Matruşka’nın Güncesi10 Nisan 2015 Cuma 14:50
- Şulelerin İçinde Bir Kardelen27 Mart 2015 Cuma 16:13
- Kamelya Ahalisi ve Ölümün Dayanılmaz Feraseti20 Mart 2015 Cuma 18:52
- Bir İntizarın Ağıtı13 Mart 2015 Cuma 18:09
- Hepimizin Öğretmeni10 Mart 2015 Salı 15:40
- SON 8 SEZONUN EN İYİSİ
- GÜMÜŞ SERİYE DEVAM EDEMEDİ
- YEMEKLERE TUZ KOYMAYIN
- TORUL MALATYA ENGELİNİ AŞTI
- CHP KÜRTÜN ADAYI BELLİ OLDU
- GÜMÜŞ, SESSİZLİĞİNİ TEKİN ADAR’LA MI? BOZACAK
- SÜVARİ GURUBUNDAN ÖRNEK DAVRANIŞ
- İLK YARI KÖTÜ BİTTİ
- DUYARLI DAVRANIŞA TEŞEKKÜR
- SAĞLIK- SEN DAYANIŞMA GECESİ
- GÜMÜŞHANE'YE BAĞLANMAK İSTİYORLAR
- BU ÇAM FARKLI BİR ÇAM
- GÜMÜŞ 10 NUMARASINI BULDU
- SOYDAŞ KİTABINI ANLATTI
- GÜMÜŞ SEZONU AÇTI
- GENÇ ÇİFTÇİ DOĞAL ÇİLEK ÜRETİMİNE BAŞLADI
- OKUL MÜDÜRLERİ BİR ARAYA GELDİ
- BEDELLİ ASKERLİK DETAYLARI
- VURANDAN,VURDURANDAN ALLAH RAZI OLSUN
- KAÇAN PKK’LILAR: “HER YERDE ASKER VAR, ÖLÜYORUZ”
- HASAN PİRGÜMÜŞHANE’DE ACİLEN “YENİ ZİGANA TÜNELLERİ PLATFORMU” KURULMALIDIR
- İBRAHİM ÖZDEMİRCANBOLĞUL- 5
- Dr.Hüseyin BUDAKKORONA VİRUS SALGINI HANGİ AŞAMADA?
- İSMAİL HAYALÖĞRETMENİ ARAYAN ÇOCUK
- BEKİR BULUTOLAY’A VEDA ZAMANI
- EYÜPHAN ÖZYURTHASTANELERİMİZİ KENDİMİZ KURALIM
- YUSUF ORALKORONA BİYOLOJİK SALDIRI MI?
- SERHAT DOĞANKİMLİKSİZLİK ÜZERİNE BİR NOT
- YUSUF SADIKAv. Rafet Ataç Vakfı’ndan Gümüşhane’ye İki Önemli Kurum
- SELAMİ ÖKTEMZengin Olmak İster Misiniz?
- Mus'ab AtıcıŞİİRİN ÖNÜNDE İLİKLENEN CEKET
- ERTÜRK YAKUTSüleymaniye Kış Sporları Merkezi Bir Vali Daha Eskitti
- ACI KALEMHER ZAMAN GEMİCİNİN İSTEDİĞİ RÜZGAR ESMEZ ANCAK ONU TERKTE ETMEZ…
- Behice KireçciALTIN ÖĞÜN : KAHVALTI
- ZÜBEYDE USTASİYAH HAVUÇ
- SİNAN UÇARKaya Başkan Yalnız Bırakıldı
- LÜTFİ KILIÇODA AİDAT BORÇLARINA YENİDEN YAPILANDIRMA FIRSATI
- MELİSA KARATAŞYILLARA MEYDAN OKUYUN
- Orhan ÜçelYÖNETMEK Mİ, İDARE ETMEK Mİ, YÖNETİCİ OLMAK MI?
- RASİM TAYLAN KARASUSKUN MİHENK TAŞI
- Hüseyin TurhanTERÖR BELASINA KARŞI SOMUT ÖNERİLER…
- Bekir CebeciMİLLİ SEFERBERLİK HÜKÜMETİ
- SALİH ERENAh VATANIM ahh!!!
- Prof. Dr. Orhan KÜÇÜKGirişimcinin Kararını Etkileyen Farklı Faktörler: Girişimcilikte Buzdağı
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim