• BIST 9693.46
  • Altın 2506.298
  • Dolar 32.5775
  • Euro 34.7696
  • Gümüşhane : 12 °C
  • Trabzon : 14 °C

Matmazel Matruşka’nın Güncesi

10.04.2015 14:50
İREM SEVİNDİK / YAZAR

İREM SEVİNDİK / YAZAR

Devr-i Âdemden bu yana kurşuni bir halka idi bulut. Kaplardı yıldızları.

Devr-i Havvadan bu yana erguvani bir halka idi yağmur. Beslerdi toprağı.

Amansızdı bulut ve de tasasız. Asudeydi yağmur ve de kavgasız. Gecelerden bir gece gittiler leylağa, mir-i kelam eylediler kulağına. Yağmur söyledi leylak dinledi, bulut söyledi leylak inledi. Önce sallandı leylak sonra sarsıldı. Kapadı yapraklarını açamadı uzunca bir süre. Ta ki bulut göğe yağmur yere gizleninceye dek… Yavaşça araladı yapraklarını. Her hareketinde acı her acıda bir ağırlık vardı. Bütün yapraklarını açmayı başardığında yüreğinin en mahrem köşesinde ıslak bir halka vardı. Islaktı halka/sırdı halka/ve de sırça… Besbelli bu sırrı bir leylak taşırdı. Oysa yanılmışlardı… Leylak irkildi/Sırça sır titredi/Leylak sıçradı/Sırça sır yuvarlandı/Düştü yere çınladı/Kırıldı/Parçalandı.

Kokusunu toprak rengini yıldızlar çaldı.

Bedenini yağmur ruhunu bulutlar kaptı.

Devr-i Âdemden bu yana sırça bir sır idi şebnem. Kokusuyla toprağı rengiyle yıldızları kaplardı…

Devr-i Havvadan bu yana sırça bir sır idi şebnem. Bedeniyle yağmuru ruhuyla bulutları beslerdi…

***

Bu bir öykü; Hercai zamanlarda cümle mahlûkata kafa tutan lakin fazlasıyla çeşitli elem ve acılara duçar olan insan soyunun dikey ve yatay mutsuzluğunun öyküsü... Sabrı ve şükrü  eda edemeden heybesinden düşürüp nikbin tabiatlarını mükemmel mutsuzluklarına tercih eden âdemoğullarının ve kızlarının giz dolu hikâyelerinden bir seçki…Yağmur muştulayan bulutları, kırağı tutmuş yaprakları,hemhal olmuş kuşları,  serkeş dağları,bahara hasret erguvanları,sırra kadem basan ebemkuşağını,coşkun ırmakları,güneşte parlayan mısır koçanlarını,kuyruklu  yıldızları , velhasıl tüm kainatı ardında bırakan kallavi bir hüznün derlenmiş son perdesi…       

***

Bazı an gelir semavi özü kasvet kaplar.Lakin hasetten nasibini alamamış bir oyuntudur benim ki. Yalınca bir “merhaba” yahut sadece “nasılsın” kelamına hasret yaşarsın.Sıkılmışsındır ve de hayli bunalmış.Çektiğin her acının,seni mor boşluğa iten her korkunun, çok bencilce olduğuna inanmaya başlarsın.Ve ardından da hazin yalnızlığında hunharca yalpalarsın.Dilersin ki emeğin ve ekmeğin hesapsızca paylaşıldığı bir çağda yeşerip serpilsem.Sürekli aransam,daim sorulsam ben “ben” olarak bilinsem evvelden evvel ilan edilsem. Misal; en soğuk hatta dondurucu halimle cevaplar savursam da gök kubbeye! Birileri hiç gitmese,bir şeyler hiç bitmese, daima benimle bu derin huzmede figan etse!Olmuyor belki ,olmayacak ta.Amenna…Lakin kabil olmayan bir hata var ortada.Hiç düşündün mü gökyüzüne bakmayan insanların kalbi niçin çabuk kirlenir.Çünkü huzur mavinin en berrak tonunda gizlidir. Hicranları vuslat yapan da mavidir haşin rüzgarlara sabrı öğretende.İlimsiz bedeni pişirende mavidir, meşgalesiz zihni kuşatanda.Mavi bir olgunluk akımıdır ve işte yollar tam olarak burada ayrılır.Bil ki kırdığın ve kırıldığın kadar aynısındır.Cümle mahlukatta tüm insanların mavi olduğunu kabul etmenin vakti çoktan gelmiştir.Sana huzur veren herkes mavidir aslında.Peki ya huzur vermeyenler?Tüm insanlar senin öz tabiatına huzur verir.Ancak bazıları var oluşu ile bazıları da yok oluşu  ile.Bu yüzden şairinde dediği gibi “Mavi huydur bizde”…

Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Gümüşhane Olay | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim