GÜMÜŞHANE TRABZON’UN ARKA BAHÇESİ Mİ?

Kim ne derse desin, Gümüşhane kendi rektörünü seçemezse eğer, Trabzon’un arka bahçesi olmaktan biteviye kurtulamaz. Bunu böyle görmek lazım. Elbette her şey demokratik çerçevede cereyan etmeli. Tercihlere saygılı olmak, sonuca saygı duymak bir Gümüşhanelilik gereğidir. Ancak elini taşın altına koymadan, bende varım demeden, böyle bir sonuca katlanmak, Gümüşhane adına iyi bir sonuç vermeyecek.  Hele şu Zigana tüneli bir sonuçlansın bakalım, bu vurdumduymazlığın sonuçlarını bu şehir görecek. Ama ağlaşmadan olsun lütfen…

GÜMÜŞHANE VE ÜNİVERSİTE

Gümüşhane üniversitesi kuruldu kurulalı, şehir/üniversite uyumuna dair tek bir kültürel ve sosyal organizasyonu olmadı. Gümüşhane turizmi bile Trabzon’da anlatıldı. Elbette üniversite ile ortak bazı çalışmalar olmadı değil. Ama bu, çok defa, lütfen tarzı oldu.

***

Gümüşhane üniversitesinin denetimsiz büyümesi sonucu, göç veren bir şehir olarak, demografik yapısı büyük oranda değişti. Öğrenci, toplam sayısı ile eğer bilinçli bir tercihle hareket ederse, şehrin iradesi, öğrenci iradesi altında kalacaktır. Ki, kalıyor keza. Mesela size somut bir örnek vereyim. Bağlarbaşı mahallesi muhtarının kim olacağı, tamamen öğrenci merkezli bir sonuçla belli oldu. Öğrenci ağırlığını koydu ve muhtarını seçti. Yani demem o ki, Bağlarbaşı muhtar seçiminin kaderi öz be öz mahallelinin elinde değil, öğrencinin elinde. Bu ağırlık giderek kent merkezinde de hissedilir hale geldi ve giderek gelecekte. Açık konuşalım, herhangi bir belediye başkan adayı, öğrenci üzerine yatırım yapsın, banko seçilir. Bu, kim olursa olsun böyle. Öğrencinin tercihi belirleyici oldu. Olacakta. Bu, tamamen üniversitenin denetimsiz büyümesinin bir sonucu. Yani, öğrenci sayısı artmakla beraber bazı ekonomik veriler değişti, ama demografik yapıda değişti, bu arada. Ve bu değişiklik gelecek zamanlarda daha bir belirgin olacak. Bir tüyo vereyim; gelecek belediye seçimleri, öğrenci merkezli olacak, demedi demeyin. Kim öğrenci kartını iyi kullanırsa, gelecek onundur.

REKTÖR KİM OLACAK?

Görünen o ki süreç kendi mecrasında gitmeyecek ve silsile devam edecek. Bakın hiçbir yerel gazetemiz olguya duyarlı değil. Siyasiler zaten bu bağlamda şehre çokta yakın değiller. Genel manzara şu; elde edilen konumları koruma ve daha üst konumları elde edebilmek için nabza göre şerbet misali hayatın esas gerçek dokunuşlarından uzak durmak. Size daha açık bir şey söyleyeyim, hiç kimsenin bir şey hakkında bir fikri yok. Hiçbir konuda fikri olmayanın üniversite gibi bir konuda fikrinin olması elbette düşünülemez. Bu cümleden olarak “Rektör Kim Olacak” sorusunu ben sordum, ben cevapladım dan öte bir anlamı yok ve bir şey olmayacak ve aynı zihni donanımla işler seyrinde gidecek.

NASIL BİR REKTÖR?

Her şeyden önce rektör olacak akademisyen 7/24 saat Gümüşhane’de ikamet etmeli ve aidiyet duygusu taşımalı, kurumsal yapıya önem vererek üniversiteye kurumsal kimlik kazandırmalı, bunun için yerel ve yerleşik yapıya önem vermeli, yönetimini, belirli bir grubun ya da kişilerin mikro milliyetçi azınlığının eline bırakmamalı.  Böyle bir rektör adayı elbette mevcut problemi bilir, katılımcı ve demokratik yönetim tarzını benimser, liyakati ön planda tutar, şehir ve tüm bileşenleri ile uyumlu çalışmayı önceler, proje üretir ve teşvik eder. Dahası şehrin entelektüel kapasitesini yükseltir…

NASIL BİR SEÇİM?

Baskıcı ve dayatmacı değil, tamamen demokratik bir ortamda, akademik kopmalara, küskünlüğe, kırgınlığa meydan verilmeden gerçekleştirilmeli.  Şimdiki sayın rektör ve yönetim mutlaka tarafsız olmalı, oy kullanacak akademisyenlerin tercihleri mutlaka birinci öncelikli olmalı, her aday projelerini özgürce ve demokratik ortamda sunabilmeli ve buna olabildiğince zemin hazırlanmalı. Ayrıca seçim sonrası muhtemel kopmaları önleyici tedbirler alınmalı…