ÜNİVERSİTE BAĞLAMINDA ŞERİF AYGÜN VE MUSTAFA CANLI

Gümüşhane belediye başkanı ile ilgili ister olumlu yazın isterse eleştirel, hiç umursamaz ya da büyük ihtimal okuma gereği dahi duymaz. Torul belediye başkanını olumlu eleştirelim dedik, kendi ilçem adına, selamı sabahı kesti. Şiran, Kürtün ve Kelkit belediye başkanlarını tanımadığım için yorum yok. Ne var ki Mustafa Canlı basın dünyasına ilgisiz değildi. Hatta çok daha fazla ilgiliydi. En son örneğini üniversite ile ilgili yazıda gösterdi. Fikrini, Gümüşhane’ye olan ilgisini paylaştı, üniversite ile ilgili tartışmalı uygulamalardan rahatsız olduğunu söyledi.  

Köse belediye başkanı Şerif Aygün, hem ilçesi Köse ile ilgili haberlere hem de Gümüşhane ile ilgili haberlere ilgi duyan bir başkan. Üniversite ile ilgili haberleri çok yakından takip ettiğini, önemli olanın Gümüşhane için en iyi rektörün iş başında olmasıdır, diyerek Gümüşhane’ye sahip çıktı.  Aynı şekilde yazıda geçen ifadelerin doğruluğu üzerine konuşmamız oldu.

Bakın Sebahattin Aytaç hala bugün bile dillerde. Ama öyleleri de var ki, yokluğa mahkûm oldular. Lafın kısası, Gümüşhane üniversitesinin dünü, bugünü ve yarını için iki söz söyleyemeyenleri isimleri yokluğa mahkûmdur.

ÖZGÜR ÜNİVERSİTE

Üniversiteler fikir özgürlüğünün, yeni düşüncelerin neşet ettiği müstesna kurumlardır. Çok öncelerden neden ABD üniversiteleri tercih ediliyor sorusuna, “çünkü ABD üniversiteleri ‘düşünce’ odaklı eğitim veriyorlar” olarak cevaplanırdı. (kurgu bana ait) ABD’de hiçbir üniversite otoparksız binaları ile övünmez. ABD’deki hiçbir üniversite düşünce temelli bir fikre kötü gözle bakmaz. Bakın, Türkiye’de kariyer olarak iyi konumda bulunanların hemen hepsinin yolu bir biçimde ABD üniversitelerine düşmüştür. Gümüşhane üniversitesi şimdiye kadar hangi olumlu yerel düşünceyi önemsedi ve ya da besledi? İçinden kaç prof çıkardı? Ahmet Ziyaüddin için üniversite bünyesinde bir kürsü kurulsun dediğimizde, tastamam lümpen açıklamadaki gibi öneriye kıytırık gözüyle bakıldı. Keza Süleymaniye kürsüsü kurulsun dediğimizde de aynı sessizliğe gömüldü.

Size bir sır vereyim, lümpen açıklamadaki yazı metni bana hiç yabancı değil. Bir yerlerden o metnin benzerini duyumsar gibi oluyorum. O yazı metnine bakıldığında feci şekilde jurnalcilik kokuyor.

OLAY GAZETESİ İLE BAĞLANTI VAR MI?

Bazıları çok komik bir şekilde özgür yorumları grup asabiyeti içine sokmak istiyor. Bunu yaparken gerçekleri gözden saklamak. Oysa gazete yönetiminin uzaktan yakından alakası yok yazılarımla. Bir defa çağrıldım, gazetenin birinci yılı dolayısıyla olan programına. İşin garip tarafı açıklama ile biz jurnallenirken gazete yönetiminden, yazarlarından köstek olunmadığı gibi tek bir destek sözü de duymadım. Haftada bir yazım çıkıyor, şehir üzerine denemeler olarak.  Ücret almıyorum. Yazmam asla devlet destekli bir “öğrenci yurdu” yapmak gayesiyle değil. Birilerine yazılar üzerinden nizamet vermek hiç değil. Hele yazı üzerinden birilerini bir yerlere jurnallemek gibi iğrenç bir şekilde kalem kullanmadım bazıları gibi. Geçmişte bunları çok yaşadım. Varsayalım ki beni jurnallediniz ve ben yazmıyorum ya da gazete yönetimi yazımı yayımlamadı, bundan kim kazançlı çıkar? Ya da bir öğrenci yurdu yapacakken yapamaz duruma mı düşerim?

NE OLACAK?

Çok basit, işaret edilen sayın Celalettin Vatandaş rektör olacak. Bunu söylerken asla kinayeli söylemiyorum. Olmasında demiyorum. Lakin süreç onu gösteriyor.  Çünkü ben bir Gümüşhaneli olarak Gümüşhanelileri tanıyorum. Bizler medeni cesareti olan insanlar değiliz. Ürkek bir şekilde yaşanan bir durumu çaktırmadan takip ederiz. Elini taşın altına koyma lüksümüz yoktur. Birbirimizi, fena halde başkalarına keseriz. Kendi içimizdekilere yan gözle bakarken dışarıdan gelenlere olabildiğince gönlümüzü açarız. Ufak bir ayarda hemen sıraya gireriz. Bakın rektör adaylığı için isimleri geçenlerin tek birinin evet tek birinin süreç boyunca ne düşündüğünü, ne dediğini bilmeyeceksiniz. Hatta süreç tamamlandıktan sonra rektör adayı olarak isimleri geçenlerin isimlerini, önemli Gümüşhane meselelerinde duyamayacaksanız. Hatta hiç birini gerçek manada (eğer siyasete soyunmamışsalar) görmeyeceksiniz. Ta ki bir dahaki rektörlük seçimine kadar.  Çünkü onlar yoklar, isimlerini verenler var.