O KARAR VERİRSE SEÇTİRİR!

                Yayın hayatına başladığı günden beri bu gazete sadece halkın sesi olacak dedik. Çizgimiz de yolumuz da bu olacak dedik. İlk günkü heyecanla 1 yılımızı doldurduk. Elimizden geldiği kadar da halkın sesi olmaya, halkın sesini duyurmaya devam edeceğiz. Bu sesi duyurmak ev sahipliği yapmak adına da hiçbir ayrım gözetmiyoruz, gözetmeyeceğiz.

Sorumsuz gazetecilik, okuyucuyu hiçe sayan, sadece silahşorluk ve adamcılık yapan yayın müsveddelerine tepki olarak doğan gazetemiz, çizgisini bozmadan yayın hayatına devam ederken birden fazla saldırıya da maruz kaldı. Kah şahsımla kah yayınlarımızla uğraşan, çıkarlarına ters düştüğümüz bu çevreler rahatsız olduklarını alem-i cihana yayınlarıyla duyurdular. Çok şükür saklayacağımız hiçbir yanımız, şüphe ettiğimiz bir geçmişimiz olmadığı gibi bizi suçladıkları hiçbir konuda; onları davet ettiğimiz savcılık makamlarına gidemediler. Kendilerini haklı göstermek adına üzerimize attıkları çamurları tutturamadılar. Geriye haysiyetsizlikleri kaldı, utanmazlıkları, aymazlıkları kaldı.

Elbette okuyucularımız da bu durumun farkındaydı. Bizlerin bir art niyet üzerine yayın yapmadığımızı, aksine bu şehir üstünde oynanmak istenen oyunları bozmak adına, şehrin ileri gelenlerini kendi istekleri doğrultusunda getirip götürenleri engellemek adına, tamamen tarafsız tamamen halktan yana ve bu şehir adına yayınlarımızı yapıyoruz. Bu şehre yakışır kalitede, insanımıza değer vermek adına, hazır, pişirilmiş ve bayat haberlerle sırf “devlet payını” almak adına değil, “halkın sesi” olmak adına muhabirlerimizle birebir haberler peşinde koştuk. Kazandıkları onca paralara rağmen şehirde kimseye iş vermeyen, ekmek vermeyen, devletten aldığı tüm parayı cebine indirip oturduğu yerden gazete yapanlar, yaptıkları gazetenin de amacını geçtiğimiz günlerde ortaya koydular. Bu şehir havasını solumayıp, parasına göz dikenlerin bu kadar aymazca, utanmazca yayın yapmasını kınıyorum. Ve bu ifadelerin savcılık makamlarınca da dikkate alınmasını talep ediyorum.

Köşe yazarlarımızdan Yusuf Oral beyefendinin dile getirdiği bir konuya “O muhtarı ne tanır ne selamı ne de sabahı vardır. Ayrıca sahildeki gazeteci muhtarlarla uğraşmaz. O karar verirse milletvekili ve belediye başkanı seçtirir.”    Diye utanmazca bir cevap veriyor. Bu ne ukalalıktır, ne aymazlıktır. Bugüne kadar komploların, tehditlerin ve silah gibi yapılan yayınların sorumlusu kendi kendini ele veriyor. İtiraf ediyor. Biz kimi istersek o seçilir diyor. Komploların kaynağını ortaya koyuyor.

Bu aymaz yazıya istinaden soruyorum, bu tavrınızdan AK Parti’nin kurmaylarının haberi var mı? Son dönemde ihraç edilmesi ve teşkilatların görevden alınması için kimlere ulaşıp ne komplolar kurdunuz? Başta AK Parti Genel Başkanı ve Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu olmak üzere,  AK Parti Teşkilat Başkanı Mustafa Ataş, Siyasi Hukuk İşleri Başkanı Mehmet Ali Şahin’i bu şahısların iddiaları üzerine açıklama yapmaya davet ediyorum. Bizler kendi oylarımızla seçtiğimizi sandığımız insanları, bugüne kadar bu adamlar nasıl seçtiklerini, seçtirdiklerini iddia ediyorlar? Bu devletin Onurlu Cumhurbaşkanı’nın mücadele ettiği “Paralel İhanet Çetesiyle” bağları var mı? İstediklerini seçtirme yetkisini kime, neye rağmen alıyorlar? AK Parti’nin kurucusu Sayın Cumhurbaşkanımız halkın iradesi için mücadele ederken, tüm gücüyle bu zihniyete dimdik karşı dururken, bu adamlar hangi yapıya güveniyor?  Devletten aldıkları resmi ilan gelirleriyle Milletin İradesine mi savaş açıyorlar?

Gel gelelim en son yaşanan İl Genel Meclisi seçtirme konusunda ne gibi operasyonlara imza attınız? İstediğiniz aday seçilmeyince neden yayınlarınızla herkesi tehdit ettiniz? Bugüne kadar hangi vekil adaylarını sıkıştırıp ne kadar paralar talep ettiniz? Para vermeyenleri saf dışı bırakıp para verenleri seçtirmek için ne gibi oyunlar ayarladınız? Son dönem seçilemeyen vekillerden ne istediniz de alamadınız ki seçtirmediniz? Gümüşhane’de yaptırdığınız “bedava öğrenci yurdu” kim tarafından size verildi? Halkın tepkisi olmasaydı koşa koşa yapacağınız, “çevreci” görüntünüzün altında yatan “çakal” zihniyetinizle aldığınız “HES” projesini kim size verdi? Hangi siyasi baskılarla kimleri seçtirip kimleri çıkarlarınıza uymuyor diye saf dışı bıraktınız? Gümüşkoza gazetesinin kağıt üstündeki düzmece sahibi Hüseyin Çelik ve Sahilin “Vekilleri ve başkanları seçtirir” diye ifade edilen Ali Öztürk’ü cevaba davet ediyorum. Bana değil, ben cevap istemiyorum. Sizlere rağmen gazeteyi dimdik ayakta tutarak millete hizmete devam etmemiz, size gereken cevaptır zaten. Sizleri savcılara, hakimlere cevap vermeye davet ediyorum.

2006’dan beri Gümüşhane’de kara bir yayın hayatına imza attığınızı, bu ifadeyle ortaya koydunuz. Halkın istediği insanları halka rağmen seçtirmemek nedir, ne demektir size soruyorum? Bu ifadeler nasıl bir özgüven patlamasıdır, nasıl bir tehdittir? Kimleri tehdit ediyorsunuz, tehditlerinizle ne alıyorsunuz? Yazılı yayın hayatında kara bir milattır bu laflar, bu kelamlar. Tehditle, şantajla, rant ve gazetecilik ilişkisinin ortaya konulduğu “itiraftır”. ‘Allah edecek sen izleyeceksin’ deriz ya işte öyle, adam kendi ağzından kendi itiraf ediyor; Siz seçmezsiniz, biz seçtiririz diyor. Seçtirmemiz karşılığını da alırız diyor. Takdir siz okuyucularımızındır. Görev yetkili makamlarındır. Bu ifadeler konusunda gereken yapılmalıdır. Halkımızın iradesinin üstünde irade kabul edilemez. Tehditle, şantajla gazetecilik yapanları bu şehirden ellerini çekmeleri konusunda son kez uyarıyorum. Bu yayıncılık zihniyeti ortadan kalkmadıkça şehirde şaibe, komplo, tehdit, rant ortadan kalkmayacaktır. Kirli ellerinizi bu şehrin üstünden çekeceksiniz!