BU APAÇIK BİR SAVAŞTIR

Savaş var savaş! Hem kapıda hem dışarıda hem içeride. Bilen arkadaşlarımız yakın sohbetlerimizde savaş hali yorumları yaptığımı bilir. Bir yazı okumuştum, makale sahibi diyordu ki insanların dünya savaşı içinde olduklarını anlamaları 15 yıllarını almıştı. Yani savaş başlamıştı fakat bunu algılamak 15 yıl almıştı. Savaştan anladığımız; insanların daha seri bir şekilde öldürdüğü ve öldürüldüğü cephesel anlayış. Bu anlayış 20. yüzyılda yok oldu aslında.

                Eskiden savaşan ülkeler birbirlerine savaş ilan ederdi ve savaş fiilen başlardı. Bu başlangıca karşılık da önden salvolar yapılırdı ve iş artık askeri mübadeleye kalırdı. Son yüzyılda savaşlar büyük bir tarz değişikliğine uğradı. Bu elbette enformasyonun hızla yayılması ve insanların enformasyondan detaylı bir şekilde faydalanmasındandır. Mesela Rusya ile yaşadığımız bu durum şu an halklara yeterince yansımadı. Hatta hükümetler arası bir durum gibi algılanıyor. Rusya, “ Türk halkına sevgimiz saygımız var ancak bu hükümetle olmaz” mesajı veriyor. Türkiye, “Rus Hükümeti kendi çıkarları uğruna teröristlere destek veriyor” ama “Rus halkına sevgimiz saygımız var” diyor. Yani bu savaşı iki taraf da derinleştirmek ve halklara indirgemek istemiyor. “Hükümetler savaşıyor” gibi oluyor.

                Bu “hükümetler savaşını” dünya literatürüne katan da ABD’dir. Çünkü eskisi gibi ülkeler ve halklarına değil de yönetimlere ve hükümetlere savaş açıyorlar. Bu bir ülkenin ele geçirilme sürecini daha da kolaylaştırdığı gibi hızlandırıyor da. Birkaç etkin derneklerle, etkinliklerle önce halkı  yanlarına alıp sonra suni bir iç savaş görüntüsü verip yönetimi kendi halkıyla bertaraf edip kendi seçtikleri isimleri yönetime getiriyorlar ve iş bitiyor. Bu “yeni düzen” dedikleri yapı tıkır tıkır işliyor.

                Kritik sürece girdiğimizi hükümetin duruşundan anlayabiliyoruz. Ankara’nın nasıl baskı altına alınmaya çalışıldığı terör olaylarından da aşikar. Doğuda başlatılan operasyonların ne kadar yerinde bir karar olduğunu umarım herkes siyaset üstü bakarak görür. Bu süreç gecikseydi ve ülke koalisyon ve seçim havasına hapsedilip kör edilseydi  çok açık bir ifadeyle Suriye’deki ateş bugün  doğu illerimizdeydi. Ama Cumhurbaşkanımızın yüksek iradesi ve öngörüsüyle bugün gelinen nokta aslında ülkeyi yönetenlerin nasıl etkin kararlar verdiğini gözler önüne seriyor.

                Cumhurbaşkanı ve hükümetin bu “kanımca olması gereken” sert tutumu oldukça yerinde. Hatta karşı duranların hain ilan edilmesi de fevkalade doğru bir karar. Yumuşak başlı ve denge siyaseti güden siyasetçilerin “aman ne olacak sonuçta bir bildiri” dedikleri bildiri krizinde Cumhurbaşkanımız çıkıp “bu düpedüz hainlik” deyince gerçek ortaya çıktı. Reisin bu sert tutumunu takdir ediyor dualarımızı eksik etmiyoruz. Dengelerin çoktan bozulduğu bir Ortadoğu gerçeğinde denge siyaseti gütmek oldukça yersizdir. Ülkenin topraklarına kasteden hainleri bir bir öldüren güvenlik güçlerimize “masumları öldürüyorlar” çığırtkanlığı yapmak düpedüz hainliktir.

                Ortam savaş ortamıdır. Herkes yapacağı yorumlara, atacağı adımlara dikkat etmelidir. Artık siyasetin yavaş yavaş rafa kalktığı bir ortamda yersiz eleştirilerle olayı hükümete bağlamak ise densizliğin daniskasıdır. Artık ortada bir devlet meselesi varsa hükümet diye ses vermek kansızlıktır. Bu manada son zamanlarda yerinde açıklamalar yapan Deniz Baykal ve Devlet Bahçeli, devlet adamlıklarını ispatlamıştır. Ufak tefek hesapları kenara koyup ülkenin çoğunluk kararıyla seçilen başkomutan ve onun yönetimindeki kadroya güvenmeliyiz. Savaş anında muhalefet çığırtkanlığı hainliktir. Oy verseniz de vermeseniz de hepimiz aynı gemideyiz ve vakit komutan değiştirme ve eleştirme vakti değildir!  Terör olayları nedeniyle hayatını kaybeden, başta şehitlerimiz olmak üzere vefat eden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet yaralılarımıza acil şifalar dilerim. Zor günler zor dönemler. Allah tüm Müslümanların ve ülkemizin bulunduğu durumdan hayırlı bir şekilde çıkmasını nasip etsin.