“SOL” da yeni heyecan…

Komşuda gerçekleşen seçim sonuçları bölgede yeni bir heyecan yarattı. Radikal sol söylemler, Yunanistan’daki son seçimle birlikte iktidara geldi. İlk bakışta kulağa hoş gelen bu söylemler, komşuda esen rüzgarla birlikte bizi de heyecanlandırdı. Özellikle yıllardır tabana dayalı bir çıkış yapamayan ve sürekli kurtarıcılar arayan Türkiye solu için ciddi bir heyecan oluşturdu. Hemen SYRIZA’nın vaatlerini biz de yıllar önce meclise kanun teklifi olarak sunmuştuk, seçim programımıza da almayı düşünüyoruz şeklinde açıklamalar kamuoyuna yansıdı.

Yunanistan’daki seçimleri ana muhalefet partimiz sol pencereden okuyarak kendinde yeni bir heyecan yaratmaya çalışırken diğer milliyetçi muhalefet partimiz Yunan Halkının Avrupa Birliği’ne karşı dik duruşunun bir göstergesi olarak yorumladı ve milli bir duruş söylemiyle milliyetçiliğe vurgu yapan bir yaklaşımda bulundu. İktidar partisi ise önümüzdeki sürecin ortaya çıkaracağı sıkıntıları da dikkate alarak temkinli davranmayı tercih etti. Dışişleri Bakanı herkesle çalışmaya hazır olduklarını belirterek Kıbrıs görüşmeleri, Akdeniz’de doğalgaz arama çalışmaları gibi bir çok konuda diyalog içinde olmaları gerektiği vurgusunu yaptı. Siyaset tarafı böyle iken bazı medya organlarımızın heyecanları da dikkat çekiciydi. Türkiye’nin en büyük medya gruplarından birinin ana haber sunucusu haberi verirken Yunanistan’da radikal solun 149 milletvekili çıkardığını tek başına iktidar olabilmek için 2 milletvekili eksik çıkardığını söylerken “maalesef 2 eksik milletvekili ile tek başına iktidar olamadı” şeklinde bir yorumda bulundu. Türkiye’deki tek başına iktidar ve koalisyon hükümetlerine bakışları dikkate alındığında manidar bir duruş…

*          *          *

Avrupa Birliği’ne olan borçların önemli bir kısmının silinmesi geri kalanının da ucu açık bir zamana yayılarak ödenmesi, kamu borçlarının kısmen silinmesi, bedava elektrik, gıda ve kira desteği, sağlık ve emeklilik maaşları reformu, yoksullar için ücretsiz ulaşım, zenginlerin vergilendirilmesi, ödenemeyecek banka borçlarının silinmesi, asgari ücret, Almanya’dan 2. Dünya Savaşı için tazminat talebinde bulunma gibi bir çok vaat SYRIZA’yı iktidara taşıdı.

Gerçekte bu vaatler, kulağa hoş gelen ve duygulara oynayan söylemler. Hakikaten kriz, işsizlik ve yoksullukla boğuşan Yunan Halkı için önemli sözler. Onların içinde bulunduğu durum açısından son derece etkileyici ve duygusal. 

Bu vaatler iyi, güzel de… Ne ile yapılacak bunlar? Üretmeyen bir ülkede bu kadar kaynak nereden bulunacak? Dışardan alınan kaynaklarla ayakta duran bir ülke ekonomisi için bu vaatler ne kadar gerçekçi olacak? Yeni hükümet aldığı kararlarda ne kadar bağımsız hareket edebilecek? Kuşkusuz bunların gerçekleşmesi çok uzak ihtimaller arasında. Oldukça zor. Önümüzdeki süreç gösterecek.

Bizim için önemli olan Yunanistan’da oluşan heyecanın Türkiye’de de olacağı beklentisiyle 2015 seçimleri için ümit var olmak.

Eğer kendimizi buna bağlayarak siyaset üreteceksek ciddi bir hata içinde oluruz. Yunanistan ve Türkiye’nin içinde bulunduğu koşullar çok farklı. Gerek ekonomik, gerek sosyal ve konjonktürel olarak çok farklı bir konumdayız. Açıkçası solun sosyal politikalarını çok önemsiyorum. Ancak üretmeden dışarıdan alınan kaynaklarla bunları gerçekleştirmek ne kadar gerçekçi olabilir.  O nedenle, Türkiye solunun iktidara gelebilmesi için Türkiye şartlarında, Türkiye toplum yapısına uygun bir politika üreterek halkın karşısına çıkması gerekiyor. Başka ülkelerdeki rüzgarı bekleyecek olursak o rüzgarın denizin karşı yakasına geçmesi pek ihtimal dahilinde görünmüyor. Kaldı ki! Seçimden hemen sonra Avrupa ülkelerinden gelen açıklamalar oldukça sert. SYRIZA mecbur olduğu Avrupa karşısında ne kadar dik durabilir.  Şunu unutmayalım üretmeden hamasetle dağıtmak, suya hasret kalmış topraklarda gece karanlığında çok uzaklarda çakan bir şimşeğin yarattığı heyecandan öteye geçmeyecektir.