• BIST 10643.58
  • Altın 2499.929
  • Dolar 32.215
  • Euro 34.8806
  • Gümüşhane : 6 °C
  • Trabzon : 13 °C

Özgecan’ın ardından konuştuklarımız ve konuşmadıklarımız

18.02.2015 16:22
HASAN GÜLLÜPUNAR / YAZAR

HASAN GÜLLÜPUNAR / YAZAR

Mersinde hunharca katledilen üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ın ardından gerek medyada, gerek halk arasında ve gerekse siyasilerde büyük bir tepki oluştu. Böylesine acı bir olayın ardından insani duygulara sahip her insanın tepkisiz kalması düşünülemez. Olayın ardından yapılan yorumlara genel olarak baktığımızda,sanığın nasıl cezalandırılması gerektiği üzerinde duruluyor. Elbette bu olayda adı geçen canilerin en ağır şekilde cezalandırılması vicdanları biraz olsun rahatlatacaktır. Hukuki olarak gerekli adaleti sağlamayacak düzenleme yetersizse bundan sonrası için caydırıcı olması anlamında ek düzenlemeler yapılmalıdır. Bu idam cezasının yeniden gündeme getirilmesi ise, o da olabilir. Ancak idam cezası getirildikten sonra bu tür olaylar olmayacak mı derseniz, açıkçası emin değilim. Hatta geçmişteki veriler bunun pek de çözüm olmadığını gösteriyor.

Ortada adi bir suç var ve buna gerekli cezanın verilmesi gerekiyor. Ancak karşı karşıya olduğumuz vakayı başka açılardan da değerlendirmek ve geleceğe bu kapsamda bakmak önemli. Dolayısıyla aklımıza gelmesi gereken temel sorulardan biri, bu kadar suç makinesi haline gelmiş, daha öncesinde defalarca olaylara karışmış bir şahsın nasıl oluyor da dolmuş şoförlüğü yapabiliyor olmasıdır. Dolmuşçuluk gibi toplumsal bir meslek alanında çalışacak olanların nitelikleri ne olmalıdır?Unutmayalım bu işi yapan cani hergün onlarca insanımızın çocuğunu, karasını, annesini vs. teslim ettiği bir mesleğin içinden geliyor. Derdimiz şoförlerimizi eleştirmek değil. Meydana gelen bu adi olay sonucunda şoförlük gibi bazı toplumsal meslek alanlarında ortaya konacak kriterlerin yeniden düşünülmesidir. Yoksa ülkemizde şerefi, haysiyeti ve namusuyla bu mesleği ifa eden binlerce şoförümüzün varlığı gece gündüz yollarda bizim en önemli güven kaynağımızdır. Böylesine önemli bir mesleğin içine bu tür canilerin girmesine engel olunmalıdır.

Gerek devlet ve gerekse özel sektör eliyle gerçekleşen toplu ulaşım hizmet alanında çalışanların nitelik sorunu yeniden düşünülmelidir. Bu işi yapan insanların toplumda belli nitelikleri taşıyan insanlar olması gerekir. Bu meslek, dışarda hiçbir iş yapamamış bireylerin sonunda gelip dayandığı bir kapı olmamalıdır. Gerekli altyapıyı sağlayacak ekonomik güce sahip olmak, bu iş için yeterli bir kıstas olarak görülmemelidir. Bir kişiyi bu işin mensubu olarak ruhsatlandırırken başta eğitim seviyesi olmak üzere biyografisi özenle incelenmelidir. Daha önce herhangi bir suça karışmamış olmak, düzenli bir hayata sahip olmak, güçlü bir iletişim yeteneği, güler yüz ve sabır gibi birçok özellik bu işi yapacaklarda aranmalıdır.

Yukarıda saydığımız özellikler ya da aklımıza gelebilecek diğer niteliklerin bir çoğu hukuki bir düzenlemeyle sağlanacak kriterler değildir. Elbette mesleğin gerektirdiği niteliklerin, en azından şoförlük mesleğini yapacak bireylerin eğitim seviyeleri ya da verilmesi gereken özel eğitimlerin neler olduğu konusunda bir takım şartlar konulabilir. Ancak burada asıl önemli görev bu işi yapan kurumlara düşüyor. Toplu ulaşım gibi güvenlik ve güvenilirlik kriterleriniüst düzeyde sağlaması gereken hizmet alanlarında faaliyet gösteren firmaların özel denetim koşullarına sahip olması gerekir. Bu denetimde belediyeler aktif görev almalıdır. Ayrıca devlet eliyle yapılacak denetimin yanındavatandaşa da sorumluluklar yüklenmelidir. Vatandaş denetiminin sağlandığı en önemli kurumsal özellik ise, kuşkusuz kurumsallaşmadır. Kurumsallaşmış bir firma kendisini halka açabilir ve bu uğurda oluşturduğu örgütlenmeyle birlikte halka kendisini denetlettirir. Çünkü ancak bu tür firmalar rekabette var olabilmenin ve sürekliliğin temel koşulunun müşteri memnuniyeti olduğunu bilir. Dolayısıyla bu inançlara sahip bir firma çalıştıracağı personeli de bu şartlarda seçecektir.

Tekrar söylemek gerekirse suç olduktan sonra cezalandırma duygumuzla hareket etmek yerine, acı olayları yaşamadan riskleri ortadan kaldıracak önlemler almamız ve bu tür olayların bir daha yaşanmaması için daha köklü çözümler üretmemiz gerekiyor. 

Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Gümüşhane Olay | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim