• BIST 10264.61
  • Altın 2400.636
  • Dolar 32.257
  • Euro 34.6756
  • Gümüşhane : 19 °C
  • Trabzon : 17 °C

TARİH TEKERRÜRDEN Mİ İBARET ?

24.08.2016 16:04
SERHAT DOĞAN / YAZAR

SERHAT DOĞAN / YAZAR

  Türklerin  bilinen 2000 yıllık geniş tarihi incelendiğinde göze çarpan ilk detay askeri teşkilatlanma  yetenekleri ve bu durumun beraberinde getirdiği çok hızlı devlet kurabilme özelliğidir. Ordu millet anlayışının hakim olduğu Türkler de askerlik sadece belirli bir zümrenin uğraştığı bir meslek değildi. Devletin asıl sahibi olan kurucu unsur dediğimiz Türker’in İslamiyet öncesinde ve sonrasında en temel vazifesi olarak görülen askerlik  adeta bir yaşam tarzı haline gelmiştir. Kadınların dahi devlet yönettiği savaş meydanlarında cenk ettiği başka bir topluma rastlamak neredeyse güçtür.  İslamiyet öncesi Türklerin yaşadığı coğrafya sürekli savaşmalarını sağlamış , İslamiyet sonrasında ise İslamiyet’in hadimi konuma gelmeleri sebebiyle sürekli cihat meydanlarında kalmışlardır.  Ortaya çıktığı günden zamanımıza kadar aralıksız savaşmış tek toplum dememiz de bir mahsur görmüyorum bu sebep ile.

 

     Ancak yine Türk tarihi dikkatli  bir şekilde incelendiğin de ordu kavramı Türk toplumunda aynı kalsa da içeriğinin büyük değişikliklere uğradığını ve kurulan büyük devletlerin yıkılışına da yine ordunun etkisi görülmektedir. İslamiyet’in kabulü ve Türker’in yerleşik hayata geçmesi askeri sistemi de derinden etkimiştir. Devlet kurdukları coğrafyada yaşayan diğer milletleri de ordu içerisinde değerlendirmeye almışlardır. Zamanla Türk devlet sisteminde etkin konuma gelen yabancı unsurların kurucu unsur dediğimiz Türkleri sistemin dışına itmiş ve devlete karşı ayaklanmalarına sebebiyet vermiştir.

Aslında bu durumu örnekler ile açıklamak anlatılmak isteneni en iyi şekilde özetleyecektir.

Tarihte bilinen ilk Türk devleti olan  ve geniş Asya bozkırlarını hakimiyeti altına alan Büyük Hun hakanlığı kısa sürede bölgesinin en güçlü devleti konumuna gelmiştir. Mete yabgu zamanın da Çin esaret altına alınmıştır. Ancak devletin içerisine evlilikler yoluyla giren Çinli devlet adamları büyük Türk beylerini birbirine düşürmüş ve bu devletin sonunu geçirmiştir. Yine akabinde kurulan Göktürk devleti de aynı olayların benzerleri şekil de yıkılmıştır. Kül Tigin kitabesinde “ Vatanlı millet idim vatanım şimdi hani, Hakanlı millet idim  hakanım hani” diyerek Çinlilerin devleti düşürdüğü zor durumu dile getirmektedir.

    10 yy da İslamiyet sancağı altına giren Oğuzların  devlet kurabilmek için verdikleri mücadele  yine başka bir destandır. Selçuk beyin başlattığı devlet ateşi Tuğrul ve Çağrı beylerin Gazneliler karşısında verdikleri mücadele ile son bulmuş ve Büyük Selçuklu devleti kurulmuştur. Kısa sürede bütün bölgeye hakim olan Selçuklu beylerinin yaptığı ilk iş yerli ahaliye zarar veriyor diye Türkmen taifesini göçe tabi tutmak olmuştur. Devletli olabilmek hayaliyle yaşayan Türkmenler Anadolu’ya göçe tabi tutulmuştur. Kuvvetli fars medeniyeti üzerinde kurulan Selçuklu devletin de de kısa sürede etkin konuma gelen Farslı devlet adamları ve gulam kökenli askerler devletin kurucu unsur dediğimiz Türkmen taifesinin devlete sırt dönmesine sebebiyet vermiş ve büyük Selçuklu devletinin sonunu getiren Türkmen ayaklanmalarına sebep olmuştur. Gulamlar devlet sistemini ellerinde öyle tutuyorlardı ki bunların en meşhurlarından Büyük Selçuklu veziri Nizamülmülk Büyük Selçuklu  sultanı Melikşah’a “Benim sarığım giderse senin tacın gider “   ifadesini söyleyebiliyordu.

 Bu durumun Osmanlı devletinde  farklı bir şekilde devam ettiğini söylemek daha mantıklı olacaktır. Osmanlı devleti kuruluşu itibariyle daha geniş bir nüfus coğrafyasında kurulmuştur. Bu nüfusu en etkili şekilde kullanabileceği devşirme sistemi dediğimiz bir sistem ile Hristiyan  çocuklar alınır ve Türk- İslam töresine göre yetişmelerini sağlıyor ve bunları devletin en etkin yerlerinde kullanıyordu. Ancak devlet yönetimine I. Mehmet’ten( Fatih) sonra Türk kökenlilerin alınması neredeyse artık imkansız hale geliyordu. Türk kökenli ailelerin çok büyümesine de izin verilmiyordu. Türk olmaları sebebi ile devlet kurabilme hakları olduğundan devlet tümken taifesini hep dizginlemiş  ve askeri sistem içerisinde etkin şekilde kullanmıştır. Devletin asıl askeri kanadını oluşturan tımarlı sipahilerin çoğunluğu Türklerden oluşmaktaydı. Akıncı olabilmek içinse Türk olmak ön şarttı.  Bu durumda devlet içerisin de Türkmen taifenin dönem dönem devlete karşı isyanına sebep olmuştur.

   İşte tarihi olayları dikkatli değerlendirdiğimiz de bizlere ince ince notlar verildiği dikkatten kaçmamaktadır. Merhum yazar Mehmet Akif’in bir  sözü ile yazıyı bağlamak istiyorum;

Tarihi tekerrür diye ta’rif ediyorlar

İbret alınsa tekerrür mü ederdi ?

 

Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Gümüşhane Olay | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim