• BIST 9693.46
  • Altın 2496.161
  • Dolar 32.4971
  • Euro 34.5977
  • Gümüşhane : 26 °C
  • Trabzon : 15 °C

HAYVANLAR ÂLEMİ

21.11.2018 17:30
SERHAT DOĞAN / YAZAR

SERHAT DOĞAN / YAZAR

Hayvanlar âlemi aslında insanlar âlemini o kadar etkiler ki bizler bunun farkında olmayız. İnsanoğlu hayata geçirdiği pek çok eylemi hayvanlar âleminden öğrenmiştir.

Hani vardır ya meşhur mu meşhur bir Habil ile Kâbil hikâyesi. Kardeş kardeşi öldürür ama ne yapacağını bilemez. Sonrasında bir karga yol gösterir ona ve öldürdüğünü gömmeyi öğrenir. Bu sadece yaradılışın en başından bir örnektir.

Sonraki zamanlarda insanlar bu şekilde hayatlarını devam ettirmişlerdir. Sadece kişisel hayatlarında taklitlerle yetinmemişler bunu kurmuş oldukları siyasal oluşumlara bile yansıtmışlardır. Hayvanlar simgeleştirilmiş ve semboller haline getirilmiştir. Çin için ejderhalar, Rusların kaba kuvvetini tarif için ayı gücü sembolize etmek için ise aslan kullanılmıştır. Her şeyi gözleyen kartal Roma’dan bu güne en güçlü devletlerin motifi olmuştur. Roma öncesinde de en güçlü devletlerin sembolünde hep kartal vardır. Çünkü kartal gökyüzünde ve her şeyi gören bir göze sahiptir.

Türkler için aslında en önemli iki hayvan geyik ve keçidir. Orhun kitabelerinde geyik ve keçi motifleri hâkimdir. Bozkır’ın o çetin hayat şartlarını yansıtırlar çünkü. Avcılık sanatında ders verecek bir toplumun hayat tarzını gösteriyor aslında. Sonra Destanlarla birlikte gelen bir kurt motifi. Bağımsızlığa düşkünlüğü ifade etmek için kullanılmış. Zamanla kurt sürülerinin avlanma taktikleri Türk ordu sisteminin vazgeçilmezleri haline gelmiş. Asırlarca Kurt kapanı denilen ve kurt sürelerinin avlanmak için içgüdüsel olarak uyguladıkları bu taktikle Türk orduları pek çok orduya boyun eğdirmişlerdir.

İngilizler kral Henry’den sonra özellikle Kraliçe Elizabeth ile birlikte başladıkları sömürgecilik yarışında kısa sürede diğer dünya devletlerini geride bırakmışlardı. Yenilmez dedikleri Armadalarında aslan sembollü sancak taşıyorlardı. Sömürgeler üzerindeki ağırlık ve etkiyi böylesi bir sembol ile özdeşleştirmişlerdir. Nasıl ki ormanların kralı aslan ise dünyanın da kralı biziz diyorlardı.

Amerika bugün kartalı kullanıyor. Her şeyi gören göz benim diyebilmek için. Amerika her şeyi görür sloganıyla dünyanın hâkimi gibi davranabiliyor.

Dünyanın değişik coğrafyalarından verdiğim bu değişik örnekler geneldeki etkisi kadar yerelde de etki bırakmaktadır. Mesela Türkiye genelinde bir analiz yapmak istesek ortaya çıkacak sonuçlar hemen hemen bir hayvan hareketi ile özdeşleşebilir. Bu bir hakaret değil sosyolojik bir analizdir.

Mesela kurulduğu günden bu güne kadar kilit roller üstlenmiş ve kıskaç dönemlerinde hep bir fikir ile ortaya çıkmış olan Milliyetçi Hareket Partisi’ni Alfa kurtlara benzetebilirsiniz.

Halkların demokrasi arayışında olduğunu söyleyen ancak her türlü terör eylemine destek veren HDP’yi bukalemuna benzetebiliriz.

Cumhuriyetin en köklü partisi CHP bir tavus kuşuna benzetilebilir. Kuyruğundaki renk cümbüşünü hiçbir siyasi partide görmek mümkün değil çünkü. Sol ideolojinin her türlü yansımasını görebilecekken, sağ ideolojinin de pek çok yansımasını görmek mümkündür. İslamcı, reformist, kapitalist ve dahi oportünist bazen liberal bazen teokrat pek çok çizgide insan görme potansiyeli mevcut. Bu özelliği ile gözleri hep üzerinde tutmayı becermiştir. Kendisine her zaman hayran bırakmıştır.

Ak parti için ise bir taklit söz konusu olacaksa şüphesiz o kirpiye benzemektedir. Şöyle ifade etmekte fayda var ki;

Ak parti kuruluş itibari ile içerisinde çok farklı görüşlerin çok farklı fikirlerin yer aldığı bir partiydi. Fikirlerdeki bu farklılık aslında karmaşa gibi gözükse bile fiiliyatta bir birliktelik sağlıyordu. Ancak zaman içerisinde Ak parti kendi oluşturduğu kabuğunun içine çekilmeye başladı. Bir fikir oluşturdu ve bu fikrin çizgisi içerisinde kalmayanlar ne olursa olsun kabuğun dışına itilmeye başladılar. Zamanla bu fikrin dışında kendi adamları da kaldı ve onlarda kabuğun dışına itildiler. Şu anda bu kabuk öylesi bir hal aldı ki dışarıdan gelen her türlü söylem kabuk için sahte kabul edilmeye başlandı. Kriz var dediğinde kabuğun içindekiler olmadığına inananlar zümresi olduğu için “ ne krizi, bunlar uydurma” diyorlar. Bak bu yanlış dediğinde “ içerdekiler doğru” dediği için yanlış görülemiyor. Bu kabuk kendisini korumak için kirpi gibi dikenlerini de dışardan gelen tehlikelere savurmak suretiyle kendisini korumaya çalışıyor. Hülasa kaplumbağa kabuğunda bir kirpi görmek mümkündür.

İşte böyle muhterem hanımefendiler ve beyefendiler…

Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Gümüşhane Olay | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim