Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu!
Düşüncemizin katlanması mı güzel
Zalim kaderin yumruklarına, oklarına
Yoksa diretip bela denizlerine karşı
Dur, yeter demesi mi?
Olmuyor; kızıyorum, nefret duyuyorum, bağırıp çağırıyorum yetmiyor kırıp döküyorum
ama yine olmuyor çünkü öldürmek eylemini, insan olması mühim bile değil, ya da bir
canlıya zarar vermek düşüncesini hayal etmek bile beni yaralıyorken bu kadar insanın
öldürülmüş olmasını nasıl anlayabilirim? Oysa ben istiyorum ki sevgi ve saygı çerçevesi
içinde kalabilsin insan, çünkü orada her şeyin bir çözümü var, çünkü orada her yaraya bir
merhem var ama ölüm…
Ölmek, uyumak sadece!
Düşünün ki uyumakla yalnız
Bitebilir bütün acıları yüreğin,
Çektiği bütün kahırlar insanoğlunun.
Uyumak, ama düş görebilirsin uykuda, o kötü.
Çünkü, o ölüm uykularında
Sıyrıldığımız zaman yaşamak kaygısından
Ne düşler görebilir insan, düşünmeli bunu.
Bu düşüncedir felaketleri yaşanır yapan.
Bence cahillik bu, başka adı olabilir mi? Koca bir cahillik bu yoksa nasıl hepimize yetecek
kadar olduğu halde hepsi benim olsun naralarıyla yanlış yollara saparak 3 karış toprağa
mecbur bırakır insan kendini? Cahillik olmasa nasıl dünyanın en kötü adamıydı diye
arkasından konuşulmasına razı gelir, onlarca kişiyi evlatsız onlarca kişiyi anasız onlarca
kişiyi babasız nasıl bırakabilir ki ardında? Cahillik bu!
Yoksa kim dayanabilir zamanın kırbacına?
Zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine
Sevgisinin kepaze edilmesine
Kanunların bu kadar yavaş
Yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine
Kötülere kul olmasına iyi insanın
Bir bıçak saplayıp göğsüne kurtulmak varken?
Biri gelecek senin yüreğini söküp götürecek, gözün gibi baktığın o çiçeğini ayaklarıyla
ezecek. Söyleyin bu kadar vicdansız, bu kadar insafsız, bu kadar insanlıktan uzak olan
kim? Her yerde üzüntü ve keder yani her yerde ölüm yani yalnızlık varken geçip olanlara
bakarak oh olsun diyebilen o insanlık dışı varlık ya da varlıklar kim?
Kim ister bütün bunlara katlanmak
Ağır bir hayatın altında inleyip terlemek
Ölümden sonraki bir şeyden korkmasa
O kimsenin gidip de dönmediği bilinmez dünya
Ürkütmese yüreğini?
Bilmediğimiz belalara atılmaktansa
Çektiklerine razı etmese insanları?
Hanginiz orada olmak isterdi ki oysa oradan tesadüf eseri geçen biri bile olabilirdiniz. Söz
gelimi belki de küçük çocuğunuzdu ölen arkadaşlarıyla oynamak için çıktığı sokakta olayı
fark edip izlemeye giden ve oracıkta hayata gözlerini kapayan. Çok zor dayanmak
böylesi bir ölüme. Çok zor biliyorum öylece sessiz kalıp beklemek, teslim olmak bir
adalet beklentisine. Uyumaya çalışmak bir türlü kapanmayan bir bilinçle çok zor
biliyorum.
Bilinç böyle korkak ediyor hepimizi:
Düşüncenin soluk ışığı bulandırıyor
Yürekten gelenin doğal rengini.
Ve nice büyük, yiğitçe atılışlar
Yollarını değiştirip bu yüzden
Bir iş, bir eylem olma gücünü yitiriyorlar.
Kütüphane kurmayı istiyorlarmış. Cahillikten beslenen birilerinin hedefi olmuş olmalılar
yoksa başka kim kitaplardan bu kadar korkar? Suruç'ta alev aldı insanlık namussuz bir
bombanın yüzünden, Suruç'ta sayfa sayfa yandılar...
*Şiir: W. Shakespeare / Hamlet