• BIST 9693.46
  • Altın 2496.161
  • Dolar 32.4971
  • Euro 34.5977
  • Gümüşhane : 9 °C
  • Trabzon : 14 °C

LALALIKTAN GAZİLİĞE

29.05.2019 13:52
LALALIKTAN GAZİLİĞE
Tarihi detaylı bir analize tabi tutulduğunda görülecektir ki içerisinde lider vasıflı pek çok devlet adamı yetiştirmiştir. Gazetemiz muhabirlerinden Tarihçi-Yazar Serhat Doğan’ın başlattığı “Hakanlar divanı” adlı yazı dizisinde Şahin Paşa’yı anlattı.

Türk tarihinde gazilik önemli bir makamdır. Osmanlı devletinin kuruluşunda önemli bir yer tutan gaziler, devletin temel askeri birliklerinin de kurucularıdır. Balkanların Türk etkisine girmesinde en önemli isimlerden biri olan lala Şahin paşa, lalıktan gaziliğe uzun bir hayat izledi. Keyifli okumalar dileriz.

İsmi bazı kaynaklarda Şahin Lala olarak da geçen Lala Şahin Paşa’nın kendi vakfiyesinde babasının adı Abdülmuin olarak geçmektedir. Bu durum onun sonradan Müslüman olmuş bir devşirme olduğunu düşündürtmektedir. Bunun yanında devrin önemli edebi eserleri arasında yer alan Belgradî Haki Efendi’nin Hadâiku’r-Reyhân adlı Şekâ’ik tercümesinde Orhan Gazi’nin azatlı kölelerinden biri olduğuna dair bir kayıt bulunmaktadır. Onun Kirmasti yani bugünkü Mustafakemalpaşa ilçesinde adına ait bir cami ve külliyesinin bulunması onun bu kasabadan olduğu kanaatini oluşturmaktadır.

Mürebbi Bir Gazi Olarak Lala Şahin

Osmanlının Balkanlarda yayılmasının önemli aktörlerinden Lala Şahin Paşa’nın hayatı hakkında tarihi kayıtlarda geniş bir bilgiye ulaşılamamaktadır. Osman Gazi döneminden itibaren Osmanlı Devleti’nin hizmetinde olduğu anlaşılan Lala Şahin Paşa kendisini daha çok Orhan Gazi döneminde gösterdi. Daha ziyade bilgin kişiliği ile dikkat çeken Şahin Paşa, Osmanlılar nezdinde kendini göstermesinden sonra Sultan Orhan tarafından Şehzade Murad’ın terbiyesiyle ilgilenmesi için görevlendirilmişti. Bu Şahin Paşa’nın bilinen ilk görevi olmuştu. Lala olarak anılması da bu özelliğinden kaynaklanmaktaydı.

Lalalıktan Gaziliğe

Lala Şahin Paşa’nın Lalalık vazifesi uyarınca Şehzade Murad’ın yanında İzmit ve Bursa’da bulunduğu görülmektedir. Şehzade ve Lala bu muhitlerde dolanır ve eğitimlerine devam ederlerken 1357 tarihinde büyük Şehzade Süleyman Paşa’nın ani ölüm haberi gelmişti. Bilindiği üzere Şehzade Süleyman Paşa Rumeli’ndeki fetih ve gaza faaliyetlerinin başında bulunuyordu. Dolayısıyla Süleyman Paşa’nın ölümü üzerine Sultan Orhan hanedan adına Balkanlarda yürütülen gaza faaliyetlerinin başına birinin geçmesi gerektiği düşüncesi ile Şehzade Murad’ı Rumeli’ye buradaki gazilerin başına gönderdi. Lala Şahin Paşa’da Şehzade Murad ile birlikte Rumeli’ye geçti. Burada faaliyetleri beraber yürütmeye başlamışlardı. Şehzade Murad’ın küçük yaşta olduğu göz önünde bulundurulduğunda buradaki gazaların sevk ve idaresini büyük oranda Lala Şahin Paşa’da olduğu rahatlıkla anlaşılır. Artık Şahin Paşa bir lala değil bir gaziydi. Eğitim günleri geride kalmıştı. Şimdi gaza vaktiydi.

Şahin Paşa’nın Gazaları

1357 tarihinden 1361 tarihine kadar Şehzade Murad ve Lala Şahin Paşa pek çok gazaya giriştiler. Çorlu, Lüleburgaz ve civarındaki pek çok kaleyi fethettiler. Rumeli’nde Bizans’ın korkulu rüyası haline geldiler. 1362 tarihinde Orhan Gazi’nin vefatı ile Şehzade Murad Bursa’ya dönerek Osmanlı tahta çıkmıştı. Yetiştirdiği şehzadenin tahta çıkmasından sonra Lala Şahin Paşa’da Sultan Murad Hüdâvendigâr tarafından Rumeli’de fetihlerin sevk ve idaresinden sorumlu Beylerbeyi olarak tayin edildi. Hacı İlbey ve Evrenos Bey’ler gibi güçlü beyleri de emrine alan Lala Şahin Paşa fetih hareketlerini daha da arttırdı. Şehzadeliğini Balkanlarda geçiren Sultan Murad bu coğrafyanın önemini kavramış ve fethini önemsemişti. Bu bağlamda Şahin Paşa’nın Balkanlardaki faaliyetlerini desteklediği gibi Murad Hüdâvendigâr döneminde Rumeli’nin fethi bir devlet politikası haline geldi.

Haçlılar ve Lala Şahin Paşa

Osmanlıların bir güç olarak belirip Balkanlarda hızlı bir yayılma göstermeleri ve durdurulamayan bir güç haline gelmeleri Avrupa’ya yeni bir korku saldı. Bu korkunun yansıması olarak Doğu Avrupa’da Osmanlılara karşı yeni bir Haçlı ittifakı kurularak Osmanlıları geri püskürtmek için atağa geçmişlerdi. İşte bu bağlamda Lala Şahin Paşa’da Haçlılarla karşılaştı. Sultandan aldığı destek ile hızlı bir biçimde Balkanlarda ilerleyen Lala Şahin Paşa, Yeni ve Eski Zağra’yı fethetmiş ardından da Filibe’yi ele geçirerek Sofya’ya doğru ilerlemişti. Onun bu harekatı Haçlıların üzerine yürümesine yol açtı. Lala Şahin Paşa Hacı İlbeyi’ni de yanına alarak üzerlerine yürüyen Haçlı ordusunu Meriç Nehri kıyısında tuzağa düşürüp baskın düzenlemişlerdi. Böylece iki Osmanlı beyi bu Haçlı ordusunu etkisiz hale getirmişlerdi.

Son Gazaları ve Vefatı

Lala Şahin Paşa, Balkanlardaki faaliyetlerine aralıksız devam etti. 1370-71 yılında İhtiman ve Samakov’u alan Lala Şahin Paşa’nın bu faaliyetleri neticesinde Osmanlının gücünü yakınında hisseden Köstendil’de bulunan Bulgar kralının Osmanlılara yakınlaşmaya başlamıştı. Lala Şahin Paşa 1371’de müttefik Sırp kuvvetlerinin Çirmen’de bozguna uğratılmasında önemli rol oynadı. Bunun ardından da Veziriazam Çandarlı Kara Halil Hayreddin Paşa’nın maiyetinde Makedonya fütühatına katıldı; Kabaağaç, Kavala, Drama, Zihne ve Serez’in alınmasını sağladı. Bu yoğun gaza faaliyetleri onun son neredeyse son seferlerini oluşturdu. Tarihi kaynaklar Lala Şahin Paşa’nın 1386 baharında Niş’in fethinden sonra Karaman seferinden önce vefat etti.  Kirmasti yani Mustafakemalpaşa’da adına yaptırdığı külliyede bulunan türbesinde defnedildi. 

Bir Gazinin İmar Faaliyetleri        

Lala Şahin Paşa, Filibe’nin Osmanlı hakimiyetine girmesini takip eden süreçte bu coğrafyanın çeltik üretimi açısından önemini fark edip buna dönük tedbirler almaya başladı. Böylece Lala Şahin Paşa’nın bu faaliyetinden sonra bölge hala daha önemini koruyan bir çeltik üretim merkezine dönüşmüştü. Lala Şahin Paşa’nın yaptığı önemli icraatlardan birisi de savaşlarda esir aldığı askerleri çalıştırarak Rumeli’ye doğru açılan yolları imar etmiş olmasıdır. Özellikle de Meriç Nehri’ndeki ihtişamlı kagir köprü başta olmak üzere birçok dere ve çay üzerine köprüler yaptırmış, böylece Osmanlı ordularının Rumeli’yi geçişini kolaylaştırmıştı. Bunların ötesinde Lala Şahin Paşa İznik’in fethi esnasında yardıma gelen Bizans ordusunu mağlup ederek onlardan ele geçirdiği ganimeti değerlendirerek 1339 senesinde Bursa’da Balıkpazarı kapısı civarında bulunduğu bilinen ve Bezir Hanı olarak anılan bir han, ve kendi adı ile anılan bir mektep ile bir medrese faaliyete geçirdiği gibi yine adıyla anılan bir mahalleyi mamur hale getirmişti. İnşa ettirdiği Medrese için 1348’de düzenlediği anlaşılan bir vakfiye bulunmaktadır. Bu 1515, 1778, 1818, 1844 ve 1968 yıllarında onarım görmüş olup halen çocuk kütüphanesi olarak kullanılmaktadır.

Lala Şahin Paşa’nın Mustafakemalpaşa’da şehre eski adını da vermiş olan Kirmasti çayı civarına inşa ettiği bilinen bir cami bir medrese bir zaviye bir hamam bir aş evi ve bir de türbeden oluşan külliyesinden sadece türbe ayaktadır.   Kaynaklardan adına kurulan vakfın mütevelliliği kendisinden sonra büyük oğlu Mehmed, ondan da torunları Bali ve Hamzazadelere devredilmiştir. Sultan Orhan Gazi,  Lala Şahin Paşa’nın bu eserleri için Kirmasti kasabasındaki yirmi sekiz dükkanla Orhan Gazi zamanında mülk edindiği köy ve meraların tamamı olan sekiz köyü vakfettiği bilinmektedir. Kendisi gibi oğulları da imar faaliyetlerine devam etmiştir. Onun neslinden gelen Bali ve Züfer beylerin camileri ile Hamza Bey’in türbesi de Kirmasti’da bulunmaktadır. Edirne’nin Lalapaşa ilçesi ise adını bu ailenin imar faaliyetleri neticesinde onları adına izafen almıştır.

 

Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Gümüşhane Olay | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim