• BIST 9079.97
  • Altın 2322.138
  • Dolar 32.3304
  • Euro 34.8834
  • Gümüşhane : 8 °C
  • Trabzon : 13 °C

İŞ ADAMI VEYSEL TUNCER İLE HAFTANIN KONUĞU RÖPORTAJI

15.06.2021 14:10
İŞ ADAMI VEYSEL TUNCER İLE HAFTANIN KONUĞU RÖPORTAJI
İŞ ADAMI VEYSEL TUNCER İLE HAFTANIN KONUĞU RÖPORTAJI

GÜMÜŞHANE OLAY GAZETESİ

İŞ ADAMI VEYSEL TUNCER İLE HAFTANIN KONUĞU RÖPORTAJI

  Röportaj:  Hasan Pir, Rüveyda Usta, Abuzer Yapar

OLAY GAZETESİ: Sayın Tuncer, bize kendinizi tanıtır mısınız, Veysel Tuncer kimdir?

VEYSEL TUNCER: 1956 Gümüşhane Torul Kirazlık Köyü doğumluyum. Dönemin şartları gereği rahmetli babamın verdiği bir kararla 1965 lı yıllarda Kirazlık Köyü’nden ayrılarak Cebeli Köyü Karaca Mahallesi’ne yerleştik. Altı çocuklu ailenin en büyüğü benim.  Bizim dönemimizde ekonomik sıkıntılar ve geçim koşulları zor olduğu için ancak İlkokulu bitirebildim. İlkokulu, ikamet ettiğim Cebeli Köyü Karaca Mahallesi’ne 2 km. uzaklıktaki İkisu Köyü’ndeki okulda okudum. Askerlikten sonra evlendim. Dört çocuk babasıyım. İki kız iki erkek evladım var. Erkek çocuklarımdan Ömür Tuncer de fırında bizimle usta olarak çalışıyor. Şu an sekiz tane de torun sahibiyim.

OLAY GAZETESİ: Sayın Tuncer, uzun yıllardır Gümüşhane’de fırın işletmeciliği yapıyorsunuz. Fırıncılık işine nasıl başladınız, fırıncılık geçmişini bizimle paylaşır mısınız?

VEYSEL TUNCER:  70’li yıllarda köylerde insanlar genellikle tarım ve hayvancılıkla geçimlerini sağlardı.  Torul insanının civar şehirlerde öğrendiği en önemli mesleklerin başında fırıncılık geliyordu. Köyümüzün büyükleri genelde fırıncıydı ve bu işi de Trabzon’da yapıyorlardı. O yıllarda köyde tarım ve hayvancılıkla uğraşıyordum. 1974 yılında 17-18 Yaşlarında köyden çıkarak gurbetteki çalışma hayatına atıldım. Çırak olarak başladığım fırıncılık mesleğine Köse’de bismillah deyip, Torul ve Gümüşhane’de devam ettim. 1983 yılından itibaren de kardeşlerimle birlikte kendi kurduğumuz işimizde şimdilerde de çocuklarımızla birlikte çalışmaya devam ediyoruz. 1983 te kardeşlerimizle bir araya gelerek ilk fırınımızı Gümüşhane Daltaban’da açtık. Buradaki 10 yıllık hizmetin ardından 1993 yılında mesleğimize İnönü Mahallesi’nde açtığımız fırınla devam ettik. Burada da 12 yıl boyunca halkımıza hizmet verdikten sonra şu an çalıştığımız ve mülkiyeti bize ait olan Kıbrıs Çarşısındaki Tuncerler Ekmek Fırını adını verdiğimiz iş yerimize taşındık. Eski dönemlerde fırınlar şimdiki gibi değildi. Fırını mazot, yanmış yağ ve farsinga gibi petrol ürünleriyle yakardık. Fırın içi aydınlatma yoktu. Şimdiki gibi fırının sıcaklığını ölçen ısıölçer de yoktu. Velhasıl ekmeği üretip rafa koymak çok zahmetliydi.

OLAY GAZETESİ: Fırıncılık mesleği ile insanların en önemli gıdası olan ve Anadolu insanının “Nimet” olarak nitelendirdiği “Ekmek” üretiyorsunuz. Nimeti pişirip insanlara hizmet etmek nasıl bir duygu?

VEYSEL TUNCER: Sofranın en önemlisi, olmazsa olmazını üreterek rafa dizip insanların hizmetine sunmak tabiki tarifsiz bir duygu. Ancak eskiden yokluk vardı, üretim koşulları şimdiki gibi kolay değildi, bu sebeplerden dolayı ekmeğin kıymeti o dönemlerde daha iyi biliniyordu. Örneğin, yere düşen ekmek parçasını alır öper başımıza kor sonra üfler yerdik. Ekmek israfı yok denecek kadar azdı. Ekmeğe bu denli saygının olduğu o dönemlerde ekmeğin çöpe atılması ise asla kabul edilmezdi.

OLAY GAZETESİ: Peki insanlarımızın ekmeğe “Nimet” olarak bakma anlayışı dün olduğu gibi bugün de devam ediyor mu? Bu konuda gözleminiz nedir?

VEYSEL TUNCER:  İnancımız gereği insanlarımız yine dün olduğu gibi bugün de ekmeğe “nimet” olarak bakıyorlar. Bu çok önemli elhamdülillah...  Yalnız eski ile günümüz arasındaki fark şu: Günümüz insanı, özellikle de yeni nesil kara sabanla tarlayı sürüp, buğdayı ekip, ağustos sıcağında orakla biçip, harmanda sürüp, makinede savurup, değirmende öğütüp elde ettiği unla ekmek yapma çilesini çekmedi. Eğer bunları çekseydi israf yapmayacaktı. Bizim babalarımız, annelerimiz ve dedelerimiz kendi deyimleriyle kıtlığı iyi bildikleri için nimet olgusunu da bizlere çok iyi aşıladılar.

OLAY GAZETESİ: Fırın işletmeciliğinde yaklaşık 40 yıl boyunca yaşadığınız pek çok anı vardır. Bunlardan bir kaçını bizimle paylaşır mısınız?

VEYSEL TUNCER:  Fırıncılık mesleği anılarla ve işçiler arasında geçen şakalarla dolu bir meslektir bana göre. Bizim kuşak fırıncılarında bugünkü kuşağın kaldıramayacağı ağır şakalar yapılırdı ama küslük olmazdı. Fırından çıkan ekmek çok sıcaktır günümüzde ellere eldiven takılarak rafa dizilir. Eskiden eldiven bulunamadığı için çıplak elle dizilirdi. Eller alışıncaya kadar çok yakardı. İşe yeni başlayan çırakların elleri alışık olmadıkları için çok yanardı ve bu durumdan çok şikâyetçi olurdular. Ustalarda çırakları çağırır ellerinizi su ile yıkayıp ekmeği öyle tutup rafa dizin derlerdi.  Ustalarını dinleyip, bu yöntemi uygulayan çırakların elleri haliyle daha çok yanardı. Çünkü sıcak ekmek soğuk su ile ıslanmış eli daha çok yakar. Bu şakayı mesleğe çırak olarak başladığım yıllarda bana da yapmışlardı. Daltabandaki fırında, oğlum Coşkun Tuncer ilkokulda okuyordu okul sonraları yanıma gelirdi ekmek dizmeye merakı olduğu için bu şakaya ona yapmıştım elleri yandığı için hiç unutmaz arkadaşlarına hep anlatır.

OLAY GAZETESİ: Veysel abi; fırıncılığı ekip çalışması bir iş kolu olarak tarif ederler. Bu ne anlama geliyor. Bu işi herkes yapamaz mı?

VEYSEL TUNCER:  Her iş ekip çalışmasıyla olur. Bu sayede kalite ve verimlilik artar, iş yükü azalır. Lakin fırıncılık daha çok bilek gücüne dayalı yorucu bir meslek olduğu için, bu meslekte çıraklığı da, tezgâhtarlığı da, hamurkârlığı da, pişiriciliği de bilmek lazım ki, ekipte bir eksiklik olunca aksaklık olmaması yerini adına doldurabilesiniz. Biz yıllardır kardeşlerimle birlikte bir ekip ruhuyla çalışmaya devam ediyoruz.

OLAY GAZETESİ: Gümüşhane ekmeğinin lezzeti bütün Türkiye’de tanınır. Gümüşhane ekmeğini lezzetli kılan nedir?

VEYSEL TUNCER:  Gümüşhanemizin ustaları gerçekten kalifiye ve iyi yetişmiş insanlardır birincisi kesinlikle budur. Diğer sebepler ise, fırınların taş fırın olması ve odun ateşiyle ekmeğin pişirilmesi, en önemlisi de ekmeklerimizde ağırlıklı olarak ekşi maya kullanıyor olmamız. Bu arada Gümüşhanemizin iklimi ve güzel suyunu da unutmamak lazım.

OLAY GAZETESİ: Kendi fırınınızda üretilen ekmeklerin kalitesini kontrol etmek için zaman zaman diğer fırınların ürettiği ekmeklerin tadına da bakar mısınız?

VEYSEL TUNCER:  Şöyle ki, kendi fırınımda ekmek bittiği zaman kartla ekmek alan müşterimin mağdur olmaması için diğer fırıncı arkadaşlardan ekmek alır satarım. Dolayısıyla bu bahsettiğiniz karşılaştırmayı da o zaman yaparım.

 

 

 

OLAY GAZETESİ: Fırıncı olmak isteyenlere ne tavsiye edersiniz?

VEYSEL TUNCER:  Öncelikle bu kutsal mesleği çıraklıktan ustalığa kadar iyice öğrenmelerini öneririm. Mesleği benimseyerek, severek yapmalarını tavsiye ederim. İlaveten gecesi gündüzü hatta tatili bile olmayan bu mesleğe atılmadan önce iyi bir beyin jimnastiği yapmalarını isterim.

 

OLAY GAZETESİ: Bir fırıncı olarak Gümüşhane’ye ekmek pişiriyorsunuz, peki, eve gittiğinizde evde yemek pişirme işi de size kalıyor mu?

VEYSEL TUNCER:  Evde hanım varken bana yemek konusunda iş düşmüyor, lakin yaz döneminde hanım köyde bağ bahçe işiyle uğraştığı için haliyle evde yalnız kalıyorum. O zaman kendime göre bir şeyler yapıp yemeyi severim. Canımın çektiği yemeği yapmaktan üşenmem.

 

OLAY GAZETESİ: Fırıncılıkta “güveç” ne anlama gelir.

VEYSEL TUNCER:  Fırıncıların ana yemeği güveçtir. Evde çoluk çocukla, fırında personelle yemek için güveç yapmayı çok severim. Özellikle de onbir ayın sultanı ramazanda 30 gün boyunca fırındaki  iftarımızın tek ana yemeği güveçtir. Güveci büyük bir tepsiye döküp hep birlikte kaşıklamak bana göre iftarın en güzel yanıdır. Gümüşhaneliler de güveci çok sever. Ramazan’da olsun, diğer zamanlarda olsun fırınımıza getirilen güveçleri pişirir ve değerli hemşerilerimize hizmet ederiz.

 

OLAY GAZETESİ: Gümüşhane köylerinde artık fırın bulmak çok zor. Köylüler de ekmeği şehirden alıyorlar. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

VEYSEL TUNCER:  Köylerde fırın olsa da oralarda uzun süre saklamak için yapılan ekmekler kurutulup peksimet yapılıyor, dolayısıyla o insanlar da beyaz ekmeğe özlem duyuyor. Özellikle de Salı günleri köyden pazara gelen vatandaşlar beyaz ekmeğe aşırı ilgi gösteriyor. Ayrıca yazın gurbetçilerin gelmesi ise hem işleri artırıyor, hem de köy ekmeğine olan talebi artırıyor. Bu da büyük şehirlerdeki insanımızın Gümüşhane ekmeğine ne denli hasret kaldığını da bize gösteriyor.

 

OLAY GAZETESİ: Her meslekte günün şartlarına göre yenilikler olur. Fırıncılıkta da yenilikler oluyor mu? Sizler bu yenilikleri takip edebiliyor musunuz?

VEYSEL TUNCER:  Yeniliklere ayak uyduramazsan geride kalırsın, kaliten düşer. Tabiki sürekli yenilikler oluyor, örneğin eskiden insanlar file denilen çantalarla ekmek almaya gelirdi. Eskiden ekmeğin bırakın gazete kağıdına sarılmasını çimento kağıdına sarılıp müşteriye verildiğini bilirim. Şimdilerde poşet, beyaz kağıt ve ekmek kesme makinesi var. Eskiden el ile hazırlanan hamur artık makine ile hazırlanıyor. Fırınlarda kullanılan hemen hemen her malzeme zamanla değişiyor, yenisi geliyor.

 

OLAY GAZETESİ: Sayın Tuncer, müşterilerinize karşı çok nazik ve dost bir yaklaşımınız var. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

VEYSEL TUNCER:  Yaklaşık 40 yıldır Gümüşhane’de insanlarımızla hep iç içeyiz bir aile ortamımız var. Bu kadim şehirde, hemen hemen insanlarımızın çoğunu tanırım, insanımız da beni tanır, bilir. Bu samimiyetlimle de onlara hizmet ediyorum.

 

OLAY GAZETESİ: Gümüşhanelilerin çok sevdiği Memur Sen Gümüşhane Engelli Komisyonu Başkanı Coşkun Bey’in babasısınız. Coşkun Bey’i fırında çok görmüyoruz. Siz mi gelmesini istemiyorsunuz yoksa Coşkun Bey mi fırıncılıktan uzak duruyor?

VEYSEL TUNCER:  Coşkun öğrenciyken daha çok fırında takılırdı. İşin imalat kısmında hiç çalışmadı, öğrenme hevesi de yoktu ama tezgâhtarlığı çok iyidir. Hayali memur olmaktı onu başardı, sonra, bir de sendikacılıkla uğraşıyor olması, fırına az gelip gitmesine neden oluyor.  Yıllık iznini ramazanlarda alarak fırında satış bölümünde bize çok yardımcı oluyor.

 

OLAY GAZETESİ: Veysel Abi; köy hayatınız hâlâ devam ediyor. Köy sizin için ne anlama geliyor?

VEYSEL TUNCER:  Ben köysüz bir hayat düşünemiyorum, hemen hemen her hafta sonu köydeyim. Köy benim için yaşanacak en güzel yer demek. Bir de insan yaşlanınca nedense köye daha çok özlem duyuyor. Köye gidince az da olsa sebze eker, bakımını yapmayı çok sevdiğim meyve ağaçlarıyla uğraşarak zaman geçiririm.

 

OLAY GAZETESİ: Çocukluğunuzun köyünde en çok neyi özlüyorsunuz?

VEYSEL TUNCER:  Her şeyi özlüyorum çünkü o dönemdeki hiçbir tat, neşe ve doğallıktan bugün eser yok. Ama en çok kendi emeğimizle ürettiğimiz buğday ekmeğini özlüyorum. Kokusu köyün başından dibine ulaşırdı. Lezzeti tarifsizdi. Üzerine rahmetli annemin ağaç yayıkta saatlerce çalkalayıp ürettiği tereyağını sürer yerdik.

 

OLAY GAZETESİ: Uzun yıllardır Gümüşhane’de ikamet ediyorsunuz. Gümüşhane’nin geleceğini nasıl görüyorsunuz?

VEYSEL TUNCER:  Son yirmi yılda sürekli büyüyen ve gelişen bir şehrimiz var, bunun aynı hızda devam edeceğini düşünüyorum. Devletimizin ve Belediyemizin hayata geçirdiği çok güzel projeler var eskiden kim derdi ki çevre yolumuz olacak. Köy yollarımız asfaltlanacak.

 

OLAY GAZETESİ: Sizin emsaliniz olan pek çok Gümüşhaneli iş yerini büyük şehirlere taşıdı. Siz neden gitmediniz? Keşke ben de Gümüşhane’den gitseydim diye düşündüğünüz zamanlar oldu mu?

VEYSEL TUNCER:  80’li yıllarda gitmeyi düşündüm ancak işlerimizin iyi gitmesi kendi binamızı ve iş yerimizi yaptırıp kiracılıktan kurtulduktan sonra gerek olmadığını düşündüm. Giden arkadaşlarımızın bir kısmı bir müddet sonra tekrar doğduğu topraklara dönüyor. Biz artık buradan kopamayız.

 

OLAY GAZETESİ: Sayın Tuncer, yaşantınızda uyguladığınız prensipleriniz nelerdir?

VEYSEL TUNCER: İş disiplininden ve iş yeri hijyeninden asla taviz vermem. En büyük prensibim ise çalıştırdığım işçinin maaşını günü geldiğinde hemen vermek, geçmişte zamanında alamadığımız maaşlardan dolayı çok burukluklarım olmuştu…

 

OLAY GAZETESİ: Örnek aldığınız şahsiyetler kimlerdir?

VEYSEL TUNCER: Bu meslekte geçmişten bu güne örnek aldığım işinin ehli bu toprakların yetiştirdiği çok değerli şahsiyetler, aynı zamanda büyük ustalar vardı. Mekanları Cennet olsun Şevki Ağaç, Muzaffer Erbaş ve Mehmet Altınok bunlardan sadece birkaçıdır.

 

OLAY GAZETESİ: Hayatta en çok neye üzülür ve neye mutlu olursunuz?

VEYSEL TUNCER: Bu sorunuza mesleki olarak cevap vereyim, akşam olur da rafta ekmek kalmaz hepsi satılırsa bu fırıncının en mutlu anıdır. Bir de tam tersi olursa bu da fırıncının en üzgün halidir. Son iki yıldır pandeminin olumsuz etkisinden biz fırıncılar da nasibini almış, ekmek ve pide üretimimiz yarı yarıya azalmıştır.

 

OLAY GAZETESİ: Kitap, gazete okuma alışkanlığınız var mı?

VEYSEL TUNCER: Kitap okuma alışkanlığım maalesef hiç yok. Zaten kitap okumaya ayıracak zamanım da yok. Ama gazete okumaya ayrı bir ilgim var. Bu alışkanlığım yıllardır devam ediyor. Benimle aynı kuşakta olan insanlarımızda gazete kültürünün ayrı bir yeri vardır ve bu gümümüzde de devam eder. Televizyonlarda da en çok açık oturum ve haber programlarını takip ederim.

 

OLAY GAZETESİ: Gençlerimize tavsiyeleriniz neler olur?

VEYSEL TUNCER: Şartlar artık çok değişti, toplumsal refah seviyesi bizim dönemimizden kat kat daha iyi, bizim dönemimizde ilkokulu bile bitirmek çok zordu, şimdilerde eğitim öğretim imkânları çok daha iyi, onun için gençlerimiz bunu fırsata dönüştürmeli ve okumalıdır. Günümüzde bizim gibi küçük esnaflıkla ancak karın doyurursunuz, büyük kazanımlar elde edemezsiniz. Onun için gençlerimiz büyük hedefler belirlemeli, o hedeflere ulaşmak için çaba sarf etmelidir.

OLAY GAZETESİ: Sizin eklemek istedikleriniz varsa buyurun:

VEYSEL TUNCER: :  Bizler ekmek üreterek halkımıza hizmet ediyoruz. Sizler de şehrimizle ilgili haberleri bizlere aktararak halkımıza hizmet ediyorsunuz. Sayenizde şehrimizdeki bütün gelişmelerden günü birlik haberdar oluyoruz. Öncelikle bu düşüncelerimi dile getirmek isterim. Yıllardır insanımıza lezzetli ekmek yedirmek için çalışıyoruz. Şartlar ne olursa olsun aynı çizgimizde ilerliyoruz. Gazetenizde bana da yer ayırdığınız için bütün ekibinize şahsım ve kardeşlerim adına teşekkür eder, başarılar dilerim.

 

OLAY GAZETESİ: Veysel Abi; verdiğiniz samimi cevaplar ve güzel sohbetiniz için biz de Gümüşhane Olay Gazetesi olarak size teşekkür ediyoruz.

Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Gümüşhane Olay | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim