• BIST 8663.88
  • Altın 3018.781
  • Dolar 34.3391
  • Euro 37.3726
  • Gümüşhane : -2 °C
  • Trabzon : 13 °C

GÜMÜŞHANE 'Yİ OKUMAK

20.05.2015 17:01
SELAMİ ÖKTEM / YAZAR

SELAMİ ÖKTEM / YAZAR

Şehirler insanoğlunun içinde yaşadığı, değiştiği ve değiştirdiği canlı birer sistemlerdir. Bazen akan bir ırmak gibi hızla bazen ise uyuyan bir kedinin nefes alış verişi gibi yavaşça değişerek de olsa belli başlı özelliklerini koruyarak gelişmeye çalışır şehirler. Ancak bu gelişimi içinde yaşarken değil de yıllar sonrasında fark etmek daha kolay oluyor. Yaşım nedeniyle çok eski yılları hatırlayamam ama çocukluğumu hatırladığımda toprak yolları, yüksek olmayan binaları ve özellikle şimdilerde özlemini çektiğim eskinin o sıcak ve sıkı komşuluk ilişkilerini hatırlayabiliyorum. Eski kütüphanenin yukarısında belediye blokları vardır şimdilerde kentsel dönüşüm bahanesiyle yıkılıp yeniden yapılması planlanan o bloklara ne zaman birisi taşınacak olsa kim olduğunu bilirdik hatta aynı apartmanda olmayan kişilerle bile komşuluk eder, misafirliğe gider gelirdik ve bu doğal olandı. Oysa şimdi öyle mi? O mahallenin bütün çocukları birbirimizi tanır, mahallenin her yerinde oyun oynar adeta buranın açılıp kapanan göz kapakları olur, mahallenin yaşadığını ispatlardık.

 

Bizim memleketimizin de gelişen teknoloji ve modern hayat şartları ile değişen özellikleri oldu ya bu yeni özellikleri ne kadar hayırlı bilemiyorum ancak neleri kaybettik bilmeyi çok istiyorum. Bunu öğrenmenin bir yolu tarihi araştırmalar yapmak bir yolu da halihazırda bulunan araştırmaları okumaktır. Sayıları çok az olsa da bu kitaplar ve bu kitapları bir karşılık beklemeksizin yazanlar, meydana getirenler iyi ki varlar.

 

Bir yerle ilgili yazıları okuduktan sonra gidip orayı görmek heyecan verici bir durum ancak okuduğunuz bu yer memleketiniz ise bu çok daha heyecan verici bir durum. Değil mi ki televizyonlarda memleketimizle ilgili bir haber duyduğumuzda dikkat kesiliriz ya da memleketimizden uzaktayken bir hemşerimizi gördüğümüzde heyecan duyarız. İşte bunlara benziyor okuduğunuz bir romanda veya bir tarih kitabında Gümüşhane kelimesiyle karşılaşmak.

 

Araştırmalarım sırasında Gümüşhane kelimesiyle yetinmeye razıyken çok daha fazlasıyla karşılaştım. Çok büyük bir heyecan duydum çünkü bir kitapta köyümün adı geçiyordu. Üstelik bu kitabın kahramanını şahsen olmasa da tanıyordum. En çok merak ettiğim şeylerden biriydi mesela köyümün adının anlamı ki kitabın kahramanı bundan da bahsediyordu:

 

"Köyümüzün eski adı Mavrangel. Eskilerde çok eskilerde kalan bir Rum yerleşimi… Yunanca adı Maurangeli. Türkçede Karaelçi anlamına gelen köyüm adını zamanın zengin Rum ailelerinden almış. Bir söylentiye göre de bu ismin kaynağında köyün zengin ağalarından biri olan Mavran var. Bugün sorarsanız Çamlıköy derler. Zaman geçiyor, isimler de değişiyor, insanlar da. Avuç içi kadar bir köy; dar vadilerin arasına sıkışmış, kendine tozu toprağı, ağacı tepeyi aça aça yer tutmuş yedi mahalle. Bu mahallelere eskiden Mağaldaş, Meletli, Zağanni, Manastır denirdi. Aşağıköy’de iki mahalle daha var: Ağalık ve Koyunoğlu. Mübadeleden önce bizim evlerin etrafında Rum ve Ermeni mahallelerinin olduğunu anlatırdı babaannem. Dudaklarından dökülen sözcüklerin tınısı hoşuma gider, bana dilini hiç bilmediğim bir şarkının keyifli mırıltıları gibi gelirdi. Bir çırpıda sayardı babaannem Rum mahallelerinin isimlerini: Aboyun, Garandi, Garipli, Karagöz, Işıkdere."

 

Kendimle ilgili daha birçok şeyi okuyorum. Aydınlanmanın bahtiyarlığını yaşıyorum. Yürüdüğüm yollar, etrafımdaki manzara bile gördüğümden daha fazlası olmaya başlıyor.

 

"Ulviye Nene’m yiğitleri Kurtuluş Savaşı’na uğurladığı güzel günü hiçbir zaman unutmadı, unutturmadı. Ömrü boyunca çocuklarına, çocuklarının çocuklarına anlattı. Şimdi düşünüyorum da bir kez bile babaannemin ağzından düşman kelimesini duymadığımı hatırlıyorum. Ne babaannem, ne de diğer neneler hiçbir zaman düşman demezlerdi. Savaş çıktı, göç ettik, yiğitler savaşa gitti, derlerdi. O yiğitler ki ‘halkın gerçek efendisi köylüdür,’ cümlesinin efendileriydi… Gerçek hikâyelerin kahramanları, Mustafa Kemal’in askerleriydiler."

 

Bu güzel kitabın adı Nahide - Yarım Kalan Mucize. Nahide Hanım doğup büyüdüğü köyünden öğretmen olmak için ayrılan bir hemşerimiz. Başından geçenleri anlatırken geçmişe ait birçok bilgiyle karşılaşıyoruz. Kitabın yazarı Şebnem Atılgan Hanım' a ne kadar teşekkür etsek az kalır. Bu kitap hepimizin evinde olmalı. Hem Gümüşhane'yi okumanın hazzını yaşamış hem de Gümüşhane kitaplığına yeni kitaplar kazandırılmasına katkı sağlamış olacaksınız.

 

 

Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Gümüşhane Olay | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim