• BIST 9693.46
  • Altın 2496.161
  • Dolar 32.4971
  • Euro 34.5977
  • Gümüşhane : 7 °C
  • Trabzon : 14 °C

GERİYE KALAN 110 YIL

26.07.2018 14:05
GERİYE KALAN 110 YIL
Gazetemiz muhabirlerinde tarihçi-yazar Serhat Doğan tarafından hazırlanan sayfamızda bugün ‘Basın Tarihi’ni ele aldık.

Osmanlı’dan günümüze basın tarihini konu alan dosyamızda, Osmanlı’da çıkan ilk gazeteler nelerdi, yakın geçmişte Türk basınındaki kırılma noktaları ve Anadolu Ajansı'nın kuruluşuna da yer verdik.

Osmanlı Devletinde ilk Türkçe gazetenin yayımlanması için ilk basımevinin kuruluşundan sonra bir yüzyıl beklenmiştir. Londra’da 1711’de, günde ortalama 6.500 olan gazete tirajı 1753 yılında 20 bine ulaşmıştı. 1820 yılında bir katilin itiraflarını konu alan kitapçık, İngiltere’de 1,1 milyon adet basılarak rekor kırmıştı.

Avrupa’daki gelişmelere rağmen, Osmanlı Devleti’nde Türkçe gazetelerin ortaya çıkması gecikince, ilk gazeteler, kitaplarda olduğu gibi yabancı dilde ve genellikle Fransızca olarak yayımlanmıştır.

Osmanlı’da Türkçe Yayımlanan Gazeteler

Osmanlı’da Basın-Yayın Tarihi incelendiğinde, Türkçe olarak yayımlanan ilk gazetenin ‘Takvim-i Vakayi’ (1 Kasım 1831) olduğu kabul edilmektedir. Oysa Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa, 20 Kasım 1828 tarihinde, ilk Türkçe- Arapça gazete olan ‘Vakayi Mısriye’yi Kahire’yi yayımlatmıştır.

 

600 Tirajlık Haftalık Arapça Gazete

Vakayi Mısriye, Ali Paşa’nın çalışmalarını yansıtmak amacına yönelik bir yayındı. Sol sütunu Arapça, sağ sütunu Türkçe olan 600 tirajlı bu haftalık gazete Arapça yayınlanmıştı.

İlk Resmi Gazete

Takvim-i Vakayi gazetesinin ismi bizzat padişah ll. Mahmut tarafından konulmuştur. Yıllık abonelik ücreti 120 kuruş olan Takvim-i Vakayi, Süleymaniye Camii ile şimdiki üniversite bahçesi arasında bulunan ve adına ‘‘Takvimhane-i Amire’’ denilen, Kuşçubaşı Musa Ağa’nın konağında çıkarılmaya başlanmıştır.

Takvim-i Vakayi 1860 tarihinden itibaren, tamamen devletle ilgili belge ve tüzüklerin yayımlandığı “Resmi Gazete” niteliğine bürünerek, gerçek gazete niteliğini kaybetmiştir. 1879 tarihinde dizgi yanlışından dolayı kapatılmıştır. 1891’de yeniden yayımlanan gazete, 1892’de 283. sayıdaki dizgi hatasından dolayı tekrar kapatılmış ve bu kapatma 16 yıl sürmüştür.

İlk Yarı Resmi Gazete

Ceride-i Havadis, devlet tarafından desteklenmiş, özel çaba ve sermaye tarafından çıkarılan yarı resmi ve ilk Türkçe gazete sayılmaktadır. 1 Ağustos 1840 tarihinde kurulan Ceride-i Havadis’in çeşitli dış ülkelerde muhabirleri bulunduğu için gazetede dış haberlere sıkça yer verilmiştir.

 

Hazine’den Yardım Almadan Çıkarılan İlk Gazete

Ekim 1860’ta yayın hayatına başlayan Tercüman-ı Ahval, özel girişim tarafından ve hazineden yardım almadan çıkarılan ilk Türk gazetesidir. Gazete önceleri haftada bir çıkarken, bir süre sonra haftada iki, 22 Ocak 1861’den itibaren haftada üç, dört, beş kez olmak üzere, 6 Ocak 1866’dan itibaren de Cuma hariç her gün yayımlanmıştır.

İçeriği ve genel düzeni bakımından, kendinden öncekilere göre çok gelişmiş durumda olan gazetede, haberler ve öteki yazılar özenle birbirinden ayrı yerlere konulmuş, gazetenin iç sayfalarında resmi ve özel ilanlara yer verilmiştir.

Gazetenin kurucusu Agâh Efendi’nin en büyük yardımcısı, özellikle edebi yazılar yönünden, Meclis-i Maarif azası olan 34 yaşındaki İbrahim Şinasi’dir. Aslında Şinasi, Tercüman-ı Ahval’de ancak 6 ay kadar çalışmıştır. Yazıları 25’e varınca gazeteden ayrılmıştır.

 

İlk Profesyonel Gazeteci: Agâh Efendi

Tercüman-ı Ahval gazetesinin sahibi ve yazarı Agâh Efendi, ülkede profesyonel gazetecilik mesleğinin kurucusu olmuştur. Ülkede muhalefetin doğmasında, “Yeni Osmanlılar” adıyla ilk muhalefet örgütünün kurulmasında, ilk milliyetçilik düşüncelerinin gelişmesinde, fikirleriyle ve eylemleriyle etkili olan Agâh Efendi, ilk gazete sahibi, ilk başyazar ve ilk yazı işleri müdürü olarak ‘Türk Gazeteciliğinin Piri’ unvanını kazanmıştır. Agâh Efendi, daha önce hiç gazetecilik yapmamıştır. 28 yaşındayken çıkardığı Tercüman-ı Ahval’deki gazeteciliği ise yedi yıl sürmüştür.

Tanzimat Ve Yerel Basının Doğuşu

Osmanlı İmparatorluğu’nda Batı’ya yönelme, 18. Yüzyıl’da orduların yenilgilere uğramasıyla başlamıştır. Askeri kaygıların ağır bastığı bu dönemden önce de Batı, bir yaşam biçimi olarak, toplumun belirli bir kesimini etkilemeye başlamıştır.

Tanzimat’ın ilanıyla sancak ve eyalet merkezlerinde kurulan meclisler çalışmalarını, 1849 yılına kadar “Muhassıllık Meclisleri” için çıkarılan yönetmenliğe göre sürdürmüştür. Bu dönemde karşılaşılan zorluklar ise “Meclisi-i Vala” kararlarıyla giderilmeye çalışılmıştır.

 

Taşrada Resmi Basın: Vilayet Gazeteleri

İstanbul merkezli çıkan gazeteler, Anadolu basınına, yerel basına öncülük, önderlik ve rehberlik etmişlerdir. Vilayetlere ilişkin nizamnameler, gazetelerde yer alacak resmi ve gayri resmi tüm yazıların, ‘vilayet mektupçusunun sorumluluğu altında olduğunu’ belirttiğinden, yazıların büyük bölümü mektupçular tarafından kaleme alınmıştır.

Gazetelerin resmi dil Türkçe’nin yanı sıra bölgenin yaygın olan ikinci diliyle de yayımlanması, Osmanlı yönetiminin tüm uyruklarını eşit sayarak onlara hizmet verdiğinin bir kanıtıdır.

Meşrutiyet Dönemi Gazeteler

Meşrutiyet’in ilk günlerinde İstanbul basınını temsil eden ve halk tarafından tutulan belli başlı gazeteler, İkdam, Sabah, Tercüman-ı Hakikat ve Saadet olmak üzere sıralanır. Yıllardır mizah gazeteleri yayımlandığı halde, Ahmet Rasim, Hüseyin Rahmi ve İbrahim Hilmi tarafından ‘Boşboğaz’, Sait Hikmet, Samet Muhtar ve Osman Kelam tarafından ‘El üfürük’ ve Ali Fuat tarafından da ‘Karagöz’ adlı mizah gazeteleri kurulmuş ve yayına başlamışlardır.

Meşrutiyet ilan edildiğinde Ahmet Cevdet’in “İkdam” gazetesi yayına devam etmektedir. Ahmet Mithat Efendi’nin, 1878’de kurduğu Tercüman-ı Hakikat gazetesi bu dönemde tarafsız kalmaya çalışmış, bir süre sonra da Ahmet Mithat Efendi bu gazeteden ayrılmıştır.

Ayrıca bir dizgi hatasından dolayı kapatılan Takvim-i Vakayi de 29 Temmuz 1908 tarihinde yeniden yayınlanmaya başlamıştır.

1909 Basın Kanunu’nun Başlıca Hükümleri

O dönemde 31 Mart vakasına giden süreçte toplumdaki ve Babıali’deki karışıklığın ve asayişsizliğin kabahati gazetelere atfedilmekteydi. İttihatçıların da ilk girişimlerinden biri, basın yasasını gündeme getirmek oldu. 31 Mart ayaklanmasının bastırılmasından sonra yeni bir basın kanununa muhalefet kalmamıştı.

18 Temmuz 1325 (31 Temmuz 1909) tarihli Takvim-i Vekayi’de yayımlanan Basın Yasası’nın başlıca maddeleri şöyleydi:

*Gazete çıkarmak için hükümete bir bildiri verilmesi yeterli olup, ruhsat alma zorunluluğu yoktur.

*Osmanlı ülkesinde tanınmış dinlerden, mezheplerden ya da unsurlardan herhangi birine yazıyla hakaret suçtur.

*Meclislerin ve mahkemelerin gizli oturumlarındaki konuşmaların yayınlanması yasaklanmıştır.

*25 yaşını doldurmuş her vatandaşa gazetenin sorumlu müdürü olma hakkı tanınmıştır.

Yine bu dönemde Osmanlı topraklarında faaliyet gösteren başlıca haber ajansları şunlardı: Osmanlı Telgraf Ajansı, Osmanlı Milli Telgraf Ajansı. Milli Mücadele döneminde ise İrade-i Milliye, Hâkimiyet- i Milliye, Hukuk-u Beşer, Öğüt, Yeni Gün yayınlarına devam eden bazı gazetelerdi.

 

Anadolu Ajansı Kuruluyor

Anadolu Ajansı, Osmanlı Bankası’ndan alınan bir daktilo ve ‘Şapirograf’ denilen ilkel bir teksir makinesiyle 6 Nisan 1920’de kuruldu. Anadolu Ajansı’nın amacı, ulusal birliği engellemek amacıyla yapılan iç ve dış kışkırtmalara karşı önlem almak ve Kurtuluş Savaşı ile ilgili alınan kararları ve haberleri duyurmaktı. Anadolu Ajansı’nın ilk bülteni 12 Nisan 1920’de yayınlanmıştır.

 

Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Gümüşhane Olay | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim