BİZDEN MİSİN DEĞİL MİSİN ?

Taştan, gazetemize yaptığı özel açıklamada, demokrasilerde iktidar partileri ne kadar önemli ise muhalefet partilerinin de bir o kadar önemli olduğunu belirterek, “Muhalefetin olmadığı yerde demokrasi olmaz. iktidar partileri hata yaptığında anında olaya müdahale edecek, meşru zeminde onları uyaracak, hukuki sınırlar içerisinde o insanlara iktidara yol gösterecek olması açısından muhalif partiler önem arz eder. Bunun haricinde muhalefetin olmadığı yerde ister istemez zamanla kişiler, guruplar diktaya kayabilirler” şeklinde konuştu.

Baro olarak herkese eşit uzaklıktayız

Gümüşhane’de son 13 yıldır iktidar partisinin dışında milletvekili çıkmadığını anımsatan Taştan, “İktidar partisinden milletvekili seçilen arkadaşlarımızın tamamı elinden gelen gayreti sarf etmişlerdir. Biz baro olarak hepsine teşekkür ediyoruz. Lakin muhalif partiden de milletvekili olması, toplumun arzusuydu ki son mecliste bu şekilde cereyan etmiştir. Bir-bir olması toplumdaki dengeler açısından da umarım iyi olmuştur. Hem muhalif parti milletvekilimize, hem de iktidar milletvekilimize kolaylık diliyoruz. Baro olarak siyasal bir tarafımız yok, barodaki arkadaşlarımın birçoğunun siyasi görüşü vardır, fakat baronun siyasi bir tarafı yoktur. Baro herkese eşittir. Anayasal çizgi içerisinde kalan tüm partilere eşit mesafedeyiz. Severiz sevmeyiz ayrı konu. Koalisyon şu olsun bu olsun diye de bir tercihimiz yok, hangisi olursa saygı duyacağız. Burada parti ayrımı yapmıyorum, Gümüşhane’nin kalıplarını zorlayacak bir cümle eklemek gerekirse, koalisyonda, 4 partiden hangisi olursa olsun Türk milleti olarak saygı duymak zorundayız” diye konuştu.

 “Bizden misin, değil misin durumu yaşıyor bu şehir”

Gümüşhane’de ki en büyük sıkıntılardan birinin de halkın çok ciddi anlamda politize olup, kutuplaştığına dikkat çeken Taştan, “Toplum çok ciddi anlamda politize oldu, insanlar birbiriyle konuşmuyor, birbirlerine kinle ve nefretle bakar hale geldiler. Bir seçim değil de sanki bir savaştan çıkılmış gibi bir hava var. Farklı siyasi görüşlerdeki insanlar alışveriş yapmamaya çalışıyorlar, bizden misin, değil misin durumu yaşıyor bu şehir. En yakın zamanda iki milletvekilimizi de toplumun huzurunda bir basın açıklamasına davet ediyoruz. Toplumun huzuruna çıkıp birliktelik açıklaması yapmaları gerekiyor. insanları siyasi fikirlerinden dolayı ötekileştirmemek gerekiyor” ifadelerini kullandı.

“Koza Altın Madeni’nin kapalı olmasını protesto ediyorum”

“Gümüşhane insanı, ekonomik olarak çok iyi bir noktada değil, Gümüşhane’de, milyon dolar bazında kimsenin geliri yok, alt seviyelerde geçinen bir halkımız var işin doğrusu bu, biraz da orta seviyede olan insanlarımız var.  Bu noktada Koza Altın Madeninin kapalı olmasını protesto ediyorum, Kozanın avukatı değilim, Kozadan ’da şimdiye kadar bir bardak çay içmedim ama yetkililer kimse, işletme tıkandıysa, Koza şirketinin buradaki tesisini açtırmaları gerekiyor.  Koza değil, başka bir şirket hiç fark etmez istihdam yapan kişilerin meşrebine, mezhebine, dinine, imanına, parasının rengine bakılmaz, kim olursa olsun.”

“Almanlara evet diyoruz, Türk şirketini kapatıyoruz”

“Almanlar Gümüşhane’de bir şirket açtılar, çağrı merkezi onların, o şirket kapanırsa onlara da itiraz ederim, ne güzel insanlar yatırım yapmışlar, Almanlara evet diyoruz, Türk şirketini kapatıyoruz. Arkadaşlar bu çok ayıp, hangi şirket olursa olsun, kim olursa olsun yabancı yatırımcıyı Gümüşhane’ye davet etmemiz lazım, gelip yatırım yapmasını sağlamamız lazım, yatırım yapacak şirketlere de önümüzü kapatmamamız lazım.”

 “Bu şehirde fikirlerinizle değil, cenazeleri, düğünleri takip etmekle saygı görüyorsunuz”

“Fikirlerinizle değil, insanları sarıp sarmamakla, cenazeleri, düğünleri takip etmekle saygı görüyorsunuz bu şehirde. Fikirlerinden dolayı takdir edilen bir kişi hiç gördünüz mü? Fikirlerinden dolayı oy verdiğimizi gördük mü? Şehrimizin sosyo-politik durumu da buna engel, kültürel bağnazlığımız da buna engel. Eleştirimizi bile yapıyorken, yarın başımıza ne gelecek onu düşünüyoruz, acaba yarın polis mi kapımızı çalacak, bunu düşünüyoruz. Konuşamıyoruz, çocuğumuzu işten atacak siyasetçiler, onun için, işe mi giremeyeceğiz, aç mı kalacağız, sokakta mı kalacağız onun için düşündüğümüzü söyleyemiyoruz. Düşündüğünü söylemeyen bir toplumda aydın çıkar mı? Özgürlüğün olmadığı bir yerde, fikirlere saygının olmadığı bir yerde, insanların sadece midelerini düşündüğü bir yerde, politikanın tek belirleyici olduğu bir yerde, ya bendensin ya değilsin düşüncesinin hakim olduğu bir ilde aydın yetişir mi. Yetişmez.”

“Gümüşhane’de bürokrasi politikleşti”

Gümüşhane’de bürokrasi de maalesef çok ciddi anlamda politize oldu, politikacıdan emir gelmediği sürece, bürokrasi hareket etmiyor, kendi yetkisi dahilinde olan işi bile yaparken bile, siyasi iktidardan talimat gelmesini bekliyor. Ya da talimat geliyorsa, yapması gereken işi yapmıyor. Bürokrat bağımsız davrandığında da sürülecek bir yer bakacak kendine. Gümüşhane’de bürokrasi tamamen politikleşti. Buna kimse kusura bakmasın ayrım da yapmıyorum, tüm bürokratlarda istisnalar vardır ama genelde herkes politik. Özellikle 7 Haziran öncesini söylüyorum, bürokrasi maalesef politize olmuş durumda, nasıl düzelecek bu iş artık onu hep birlikte göreceğiz. Ciddi anlamda bürokraside sıkıntı var. Herhangi bir bürokratın yanına muhalif partiden birisi gitse, ya da iktidardan birisi gitse karşılanmayı görün kararınızı verin. Doktora gidiyorsunuz, doktora bile politikacılar telefon açıyor. Politikanın karışmadığı bir kurum yok bana göre. Politika her yerde belirleyici oluyor. Muhalif bir milletvekili, ya da siyasal kişilik hangi kuruma giderse gitsin 2. Sınıf vatandaş gözüyle karşılanıyor. Sanki bu ülkenin zencileri. Ama iktidardansa sorun yok. “

“Barolar birliği başkanı Gümüşhane’ye geldi, bir tane kurum müdürü gelemedi”

“Barolar birliği başkanı Gümüşhane’ye geldi, bir tane kurum müdürü gelemedi açılışa. Başsavcı geldi, geldiği gibi gitti. O Başsavcımıza teşekkür ediyorum. Adliye dışındaki bürokrasiyi kastediyorum. Gelen Barolar Birliği Başkanı, savunma hakkının başı geldi. 75 milyonun savunma hakkını teslim ettiği kurumun başındaki insan. Herkes davetliydi, gazetelerde ilan verildi. Gelemez. İşte politize oldu. Gelen gider. Hangi müdür gelse gider. Böyle olmaz. Bu şehre hangi görüş ve düşünceden olursa olsun insanlar geldiğinde gidip, sahiplenip saygı duymalıyız. “