ZARARLI ETKENLERDEN KORUNMA-3

II. maddede kalmıştık. Bu madde sağlıklı yaşam prensiplerine uymak maddesiydi.

Daha önceden bu maddeyi bir parça anlatmıştık. Burada  bu maddenin zararlı etkenlerden korunma yönü ve şeklini anlatmanın daha iyi olacağını düşünüyorum.Öncelikle bu madde içerisinde neler yer almaktaydı onu hatırlayalım dilerseniz.Bu madde içerisinde; Yeterli ve dengeli beslenme, zararlı alışkanlıklardan ve zararlı etkenlerden uzak durma,düzenli bir yaşam (aile, okul,iş ve cinsel yaşam), düzenli spor ve/veya egzersiz yapma, stresten uzak durma ve/veya stresle baş edebilme ve de yaşın ve cinsin gerektirdiği düzenli periyodik sağlık kontrolü yaptırma yer almaktadır.

            O zaman birer birer bu konulardan bahsetmek uygun olacaktır. Ama   bu koruma tedbirlerinin özellikle riskli kişilerde uygulanmasının daha önemli olduğu hususunu da unutmamamız gerektiğini tekrar anımsatmak istiyorum.Yani aşağıda bahsedeceğim riskli gurupta bulunanlardan zararlı etkene veya etkenlerin birkaçına maruz kalmak durumunda olanlar özellikle bu prensiplere daha çok riayet etmek zorundadırlar.Zararlı etkenlerden uzak durulunca zaten zarar ortaya çıkmayacağı için bu konuyu es geçmek uygun olur diye düşünüyorum ( zararlı etkenlerden uzak durma maddesi ). Ama zararlı alışkanlıklar üzerinde tabii ki durulması gerekmektedir. İsterseniz konuları sırasıyla açıklayalım.

            İlk olarak yeterli ve dengeli yani uygun beslenmeyi anlatmak istiyorum.Burada öncelikle daha önce bahsettiğim GDO’lu ve hormonlu ürünlerden mümkün olduğunca kaçınmak yerinde olacaktır.Özellikle diğer zararlı etkenlere (bu her tür diğer zararlı etkenleri kapsamaktadır) maruz kalanlar beslenmelerine daha fazla özen göstermek zorundadırlar. Zira  zararlı etkenlerin verdiği zararı telafi etmek ve zarar verici etkisini azaltabilmek için vücudun sağlıklı ve dirençli olması gerekmektedir. İşte yeterli ve dengeli beslenme vücudun sağlıklı ve dirençli olmasını sağlamaktadır. Yani hem zararlı etkene maruz kalıp hem de yetersiz ve dengesiz beslenmek vücudu tamamen savunmasız bırakacak ve bu yolla da zararlı etkenin zarar verici etkisi daha fazla olacaktır diye bir değerlendirmede bulunulabilir.

Özellikle şu saydığım risk gurubundakilerin beslenmesi daha önem arzetmektedir:bebek ve çocuklar, hamileler, lohusalar, ağır işte çalışanlar ( özellikle ağır metaller ve solüsyon işinde çalışanlar ile stresli ,ağır ve yorucu işte çalışanlar ) ve kronik bir hastalığı olanlar.Özellikle ağır ve yorucu işlerde çalışanlar daha fazla kalorili gıdalar yemek durumundadırlar. Ayrıca ağır metaller ve solüsyon işinde çalışanlar özellikle süt ve süt ürünlerinden daha fazla yemek-içmek zorundadırlar ( özellikle her gün belli miktarda yoğurt yemelidirler ).Zira yoğurt ister ağız yoluyla ister solunum yoluyla alınsın zararlı kimyasal maddelerin zarar verici etkisini önleyebilmekte veya da en azından bir parça azaltabilmektedir.

            Bu arada unutmadan şu hususu öncelikle belirtmekte yarar görmekteyim. Dengeli beslenme deyince besin guruplarını belli oranlarda almak anlaşılmaktadır. Yani yağ, karbonhidrat, protein ve mineral ve vitaminlerin belli oranlarda yenmesi gerekmektedir. Yeterli beslenme deyince de; bulunulan yaşa, yapılan işe ve kalori ihtiyacına uygun olarak belli miktarda gıda yenmesi anlaşılmaktadır.Yani yaş gurubuna göre mesleğe göre ve de her iki cins için de belli dönemlerde kalori gereksinimi farklı olmaktadır. Bunu somut olarak açıklarsak; özellikle bebeklik ve çocukluk dönemi büyüme ve gelişmenin en fazla ve de en önemli olduğu dönemdir. Bu dönemde mutlaka yeterli ve dengeli beslenme şarttır. Zira bu dönemdeki beslenme insanın tüm hayatını olumlu veya olumsuz etkileyebilmektedir.Ayrıca genç kızlık ve delikanlılık dönemi, hamilelik ve lohusalık döneminde de yeterli ve dengeli beslenme büyük önem taşımaktadır. Zira bu dönemlerde vücudun kalori ve diğer besin öğelerine gereksinimi artmaktadır. Bu gereksinim karşılanmazsa vücut direnci düşecek ve sonuç olarak da hem rahatsızlık veya hastalık meydana gelebilecek hem de zararlı etkenlere karşı vücut savunmasız kalabilecektir.

            Son olarak biraz da zararlı alışkanlıklardan bahsedelim.Kalan diğer konuları yazı dizimizin IV.’süne bırakalım. Zararlı alışkanlık deyince genel olarak sigara ve uyuşturucu maddeler akla gelmektedir. Özellikle sigara içme çok yaygın bir alışkanlık olduğu için bundan daha fazla bahsetmek uygun olur diye düşünüyorum.Zararlı alışkanlıklar kendileri bizatihi zararlı oldukları gibi diğer zararlı etkenlerle beraber olunca bu etkenlerin zarar verici etkilerinin daha fazla olmasına da yol açabilmektedirler. Özellikle yukarıda saymış olduğum riskli gurupta bulunanlar sigaradan daha fazla uzak durmak zorundadırlar.Ayrıca özellikle diğer zararlı etkenlere maruz kalmak durumunda olanlar da mutlaka sigaradan ve sigara içilen ortamlardan kaçınmak zorundadırlar.Bu arada şu husus çok önemli olduğu için bahsetmeden geçemeyeceğim; özellikle çocukluk ve gençlik dönemi sigara içme açısından hayati önem taşımaktadır. Zira hem bu yaşlar büyüme ve gelişmede çok önemlidir hem de bu yaşlarda kazanılan alışkanlıkların terk edilmesi çok zordur ayrıca da bu yaşlarda sigaraya başlanırsa sigaraya daha fazla sürede maruz kalınmış olur. Bu da hem sigaranın zarar verici etkilerinin daha fazla olması hem de bu yaşlarda sigara kullanmakla oluşabilecek zararın geri dönüşümünün çok zor olacağı anlamını taşımaktadır.

            Sayın okurlarım yazıma şimdilik ara veriyor ve hepinize sağlık ve esenlikler diliyorum. Yeniden görüşene kadar hepinizi ve hepimizi Allah’a emanet ediyorum.