ÜNİVERSİTE KURTULUŞ DEĞİLDİR.

    Aklımda olan başkaydı. Bu hafta bam başka konulara değinmeyi düşünüyordum. Ama gel gör ki bizde de her şey anlık değişiyor.  Memlekette sabit ne var ki tebaasında sabitlik aransın.  Öyle lafı fazla fazla uzatmaya ’da fazla niyetim yok zaten bu hafta.

     Tüm Türkiye’de okulların açılmasıyla birlikte şehirlerde canlanmalar yaşanırken  benim şirin şehrim Gümüşhane’de de bu durumun aynısı yaşanmakta. 81 ilde 81 üniversite projesi ile kendi üniversitesine kavuşan Gümüşhane’m de her şey değişmeye başladı. Öyle çok  yok ahlakımızı bozdu, din elden gitti insanlar birbirlerine karşı olan güvenlerini kaybetti şeklinde tartışmalara hiç girmeye niyetim yok. Sadece şahit olduğum bir konuşmayı sizlere aktarıp devam edeceğim. Üniversitede iki kız arkadaşın konuşmaları aynen bu şekilde ;

A: Kızım nasıl şehir burası insanın içi daralıyor

B: Kızım sen geç onları evden uzak olsun da gerisi önemli değil.

    Şimdi bu hadise ya da yaşanan olaylar hiç şüphesiz eğitim maksadıyla üniversiteye gelmiş kişileri kapsamıyor. Onlara da bir sözüm yok zaten.  Ama aklıma direk merhum yazarımız Peyami  Safa’nın bir sözü geldi.   “Ev kadınlığını hizmetçilik sandığı için kendisini üniversiteye atan bir kızın kültüründen de ahlakından da bu memlekete hiçbir hayır gelmez” Şimdi adım gibi eminim ki bu sözümü feminist pek çok arkadaş farklı yönlere çekecek. Kendilerine göre değerlendirip kadınların eğitimine karşı olan bir softa da diyeceklerdir bana. Ama  söz konusu eğitim ise hele ki kadınların eğitimi ise merhum Kırımlı aydın İsmail bey Gaspıralı’nın bir sözü ile cevap vermek istiyorum bu arkadaşlara da. “ Dünyada her ne kadar er kişi varsa o kadar da hatun kişi vardır” burada belirtmek ve üzerinde durmak istediğim mesele sadece kadınlar da değildir. Erkek öğrenciler içinde bu durum geçerlidir.  Aile baskısından bunalmış bir an önce hayata atılmaya ya da aileden uzakta kendini rahat hissedeceğini düşünerek üniversiteyi kurtuluş gören gençlerin durumları da aynı şekildedir. Efendiler ! Bizlerin farkında olmadan çocuklarımızı yetiştirirken yaptığımız hatalar çocuğu sadece aileden uzaklaştırmıyor. Aynı zamanda genç beyinlerin tembelleşmesine milli ve manevi değerlerden kopmasına batı tarzı bir bireysellik içerisine düşmesine sebep oluyor. Gençlerin içinde bulundukları bu durum hiç şüphesiz bu ülkenin geleceğini etkiliyor. Ve bizler kendi elimizle kendi geleceğimizi toprağa gömüyoruz. Öğrenciyi en iyi şartlarda büyütmek en iyi yurtlarda kalmasını sağlamak cebine tomarla para koymak onu erdemli ve başarılı yapmaz. Bir öğrenciyi başarılı kılan şey ne için eğitim aldığının farkında olmasıdır. Her gün sayısız badireler ile mücadele eden bu ülkede genç beyinlerin bu derece rahat hareket etmeleri, hiçbir  kaygı taşımaksızın yaşamaları üniversiteyi eğitim değil  de kurtuluş görenlerin mezuniyetlerinden sonra işsiz kalmaları stres ve sıkıntı içerisinde kendilerini ezdirmeleri gayet normaldir. Kişisel gelişim kitapları onları kurtarmaz. Yaşayarak alamadıkları bilgi ve tecrübeyi kitaptan almalarını da hiç kimse beklemesin.  Dedim ya aslında söylenecek çok şey var aslında ama sizleri de boğmak maksadında olmadığımdan kısa keseceğim bu sefer. Ama kısa kesmeden evvel bir de benim şirin Gümüşhane’min  güzel insanına birkaç lafım var.

    Çarşamba günü kiralık bir ilanı gördüm ve aradım. Ev  aradığımı memur olduğumu söyledim. 800 lira kira olduğunu söyledi. Arayacağım dedim, kapattım. Birkaç yer daha aradım aşağı yukarı  hep aynı şekilde. Başka bir telefondan arkadaş aradı bu sefer. Öğrenci olduğunu söyledi. Öğrenciye ev vermem diyeni anlarım. Çünkü canı yanmıştır adamcağızın öğrenci görünümlü budalalardan. Ama 800 lira dediği eve 1000 lira 1200 lira fiyat çeken adama Allahtan kork derim. İmkan yok diye bu kadar yüklenilmez insana. Konut meselesinde ki vicdansızlığımız tüm Türkiye’nin diline dolandığı için örnek  vermek istedim. Ortalıkta üniversite milletin ahlakını bozdu diye bağıran çığırtkanlık yapanlara asıl sözüm. Onlara en güzel cevabı yine bir şairimiz veriyor ; 

Mey biter saki kalır,
Her renk solar haki kalır,
Diploma insanın cehlini alsa da;
Hamurunda varsa eşeklik, baki kalır

   Yani demem o ki sen zaten bozulmaya müsaitsin ki en ufak çatlakta su sızdırmışsın. Dön bir bak kendine de hatırla ahlak kavramı herkese farz da size müstehap mı ?