TERÖR

"Ya Rabbim bize de şahadet şerbetine senin yolunda cesurca savaşarak ulaşmayı nasip eyle"

Şehit Burak Zor

Bugün, şehir, imar çirkinliği, kent kültürü, doğal alanlara verilen zararlar, Gümüşhane vs, vs… Böyle bir zamanda böyle konuları işlemek ne kadar doğru kestiremiyorum. Oysa bugünkü konu başlığım, “Gümüşhane’nin Neden Ziyaret Edilebilir Otantik Mekânları Yok” olacaktı. Bir koca yaz bitti ama turist kafilesine rastlayamadık, diyecektim ki, PKK terörü ocaklara ateş saldı. Bu ateş Gümüşhane’ye de düştü.  Dağlıca, Iğdır… Dağlıca Türk milletinin hafızasına bir yer ismi olarak değil, bir acının adresi olarak kazındı.

Bundan on beş yıl mukaddem şöyle inanırdım ( halada öyle inanıyorum) “Allah’ın eli Türk milletinin üzerindedir.” Kim ne hesap yaparsa yapsın, o hesap büyük hesaptan geri dönecektir. Çünkü Türk milleti, insanlığın kurtuluş umududur.

Diğer taraftan Gümüşhane, haftaya,  elim bir trafik kazası sonucu hayatını kaybeden dört Gümüşhaneli ile başladı. Hemen herkes tarafından tanınan simalardı bunlar. Kaza Pazartesi sabah meydana geliyor. Kazadan saatlerce önce ise tüm Türkiye’yi yasa boğan Dağlıca terörü yaşandı. Sonrasında polislerimize hain tuzak. Kendimi bildim bileli PKK terörünün hain saldırıları ile bu zamana geldim. Çaresizce şehitlerimize Allahtan rahmet dilemenin ötesinde, devletimizin bu terörün üstesinden geleceğine olan inancımı hep korudum. Ve koruyorum. Çünkü biz Türkler tarihsel bir sürece tanık oluyoruz. İsmet Özel’in Türklük kavramına verdiği anlamlandırma bugün anlaşılamıyor olsa da, gün gelecek anlaşılacak.

TÜRKİYE’NİN UFKU

Sayın Cumhurbaşkanımızın Türkiye ufku, uluslararası bu ateş çemberini de yaracaktır. Bu bakımdan soğukkanlı olmakta yarar var. Terörün ekmeğine yağ sürecek tutum ve davranışlardan kaçınmak gerek. Bu yaşananlar lokal bir terör vakıasından çok daha öte Türk milletine yönelik uluslararası bir projedir. Teröre herkes tepkisini göstersin ama terörün asıl amacının iç huzuru, iç barışı bozmaya yönelik psikolojik bir algı operasyonu olduğunu hatırdan çıkarmayalım. Terör zaten halkın sokaklara dökülmesini arzu ediyor. Terörü lanetleyelim ama arka plandaki oyunu görerek yapalım. Çünkü buradaki amaç terör üzerinden Türkiye’nin 1000 yıllık ufkunu maşalar eliyle karartmak. Bu tuzağa düşmeyelim.

TERÖR MİTİNGLERİ

Biliyorum, tüm bir Türk toplumu infial halinde. Ufak bir kıvılcımın çok büyük yıkımlara neden olacağını aklımızdan çıkarmayalım. Gümüşhane bu anlamda sağduyulu bir kent. Ama yinede provokatörlerin ortaya çıkmayacağının garantisi yok. En medeni şekilde tepkimizi ortaya koyalım ama terörün ekmeğine yağ sürmeden bunu yapalım. Cuma hutbelerinde toplumu teskin edici, aydınlatıcı bilgilerin verilmesinde yarar vardır.  Şehitlerimizi en iyi şekilde analım, isimlerini yaşatalım. Hatta şehitlerimizin isimlerini yaşatabilmek adına belediye encümen toplantısı bu özel madde ile toplanmalı, derim. Sükûneti elden bırakmadan terörü lanetleyelim ama terörün tuzağına düşmeden bunu yapalım. Basın açıklamalarıyla, terör kurbanı şehit ailelerini yalnız bırakmayarak, hayatlarını kolaylaştırarak ve inancımızı koruyarak terörü telin edebiliriz. Türkiye güçlü bir ülke, bunu unutmayalım. Çünkü tarihimiz güçlü, çünkü dilimiz, dinimiz ve inancımız güçlü. Çünkü bizi ayakta tutan kodlarımız güçlü. Biz bir Mısır, bir İran bir Suriye değiliz. Her ne kadar bu cennet vatanı oralara benzetmek isteyen düşmanlarımız olsa da. Batıya da benzetilmek için çok çaba sarf edildi ama benzetemediler. Ki terörün asıl ortaya çıkması ya da çıkarılması Türkiye’nin kendine benzemek istemesinden dolayı. Amaç Türkiye’nin özgün yürüyüşünü durdurmak…

"Ya Rabbim bize de şahadet şerbetine senin yolunda cesurca savaşarak ulaşmayı nasip eyle"

Şehit Burak Zor

TERÖR

Bugün, şehir, imar çirkinliği, kent kültürü, doğal alanlara verilen zararlar, Gümüşhane vs, vs… Böyle bir zamanda böyle konuları işlemek ne kadar doğru kestiremiyorum. Oysa bugünkü konu başlığım, “Gümüşhane’nin Neden Ziyaret Edilebilir Otantik Mekânları Yok” olacaktı. Bir koca yaz bitti ama turist kafilesine rastlayamadık, diyecektim ki, PKK terörü ocaklara ateş saldı. Bu ateş Gümüşhane’ye de düştü.  Dağlıca, Iğdır… Dağlıca Türk milletinin hafızasına bir yer ismi olarak değil, bir acının adresi olarak kazındı.

Bundan on beş yıl mukaddem şöyle inanırdım ( halada öyle inanıyorum) “Allah’ın eli Türk milletinin üzerindedir.” Kim ne hesap yaparsa yapsın, o hesap büyük hesaptan geri dönecektir. Çünkü Türk milleti, insanlığın kurtuluş umududur.

Diğer taraftan Gümüşhane, haftaya,  elim bir trafik kazası sonucu hayatını kaybeden dört Gümüşhaneli ile başladı. Hemen herkes tarafından tanınan simalardı bunlar. Kaza Pazartesi sabah meydana geliyor. Kazadan saatlerce önce ise tüm Türkiye’yi yasa boğan Dağlıca terörü yaşandı. Sonrasında polislerimize hain tuzak. Kendimi bildim bileli PKK terörünün hain saldırıları ile bu zamana geldim. Çaresizce şehitlerimize Allahtan rahmet dilemenin ötesinde, devletimizin bu terörün üstesinden geleceğine olan inancımı hep korudum. Ve koruyorum. Çünkü biz Türkler tarihsel bir sürece tanık oluyoruz. İsmet Özel’in Türklük kavramına verdiği anlamlandırma bugün anlaşılamıyor olsa da, gün gelecek anlaşılacak.

TÜRKİYE’NİN UFKU

Sayın Cumhurbaşkanımızın Türkiye ufku, uluslararası bu ateş çemberini de yaracaktır. Bu bakımdan soğukkanlı olmakta yarar var. Terörün ekmeğine yağ sürecek tutum ve davranışlardan kaçınmak gerek. Bu yaşananlar lokal bir terör vakıasından çok daha öte Türk milletine yönelik uluslararası bir projedir. Teröre herkes tepkisini göstersin ama terörün asıl amacının iç huzuru, iç barışı bozmaya yönelik psikolojik bir algı operasyonu olduğunu hatırdan çıkarmayalım. Terör zaten halkın sokaklara dökülmesini arzu ediyor. Terörü lanetleyelim ama arka plandaki oyunu görerek yapalım. Çünkü buradaki amaç terör üzerinden Türkiye’nin 1000 yıllık ufkunu maşalar eliyle karartmak. Bu tuzağa düşmeyelim.

TERÖR MİTİNGLERİ

Biliyorum, tüm bir Türk toplumu infial halinde. Ufak bir kıvılcımın çok büyük yıkımlara neden olacağını aklımızdan çıkarmayalım. Gümüşhane bu anlamda sağduyulu bir kent. Ama yinede provokatörlerin ortaya çıkmayacağının garantisi yok. En medeni şekilde tepkimizi ortaya koyalım ama terörün ekmeğine yağ sürmeden bunu yapalım. Cuma hutbelerinde toplumu teskin edici, aydınlatıcı bilgilerin verilmesinde yarar vardır.  Şehitlerimizi en iyi şekilde analım, isimlerini yaşatalım. Hatta şehitlerimizin isimlerini yaşatabilmek adına belediye encümen toplantısı bu özel madde ile toplanmalı, derim. Sükûneti elden bırakmadan terörü lanetleyelim ama terörün tuzağına düşmeden bunu yapalım. Basın açıklamalarıyla, terör kurbanı şehit ailelerini yalnız bırakmayarak, hayatlarını kolaylaştırarak ve inancımızı koruyarak terörü telin edebiliriz. Türkiye güçlü bir ülke, bunu unutmayalım. Çünkü tarihimiz güçlü, çünkü dilimiz, dinimiz ve inancımız güçlü. Çünkü bizi ayakta tutan kodlarımız güçlü. Biz bir Mısır, bir İran bir Suriye değiliz. Her ne kadar bu cennet vatanı oralara benzetmek isteyen düşmanlarımız olsa da. Batıya da benzetilmek için çok çaba sarf edildi ama benzetemediler. Ki terörün asıl ortaya çıkması ya da çıkarılması Türkiye’nin kendine benzemek istemesinden dolayı. Amaç Türkiye’nin özgün yürüyüşünü durdurmak…