• BIST 9479.97
  • Altın 2496.579
  • Dolar 32.5995
  • Euro 34.7967
  • Gümüşhane : 21 °C
  • Trabzon : 16 °C

SÖZDE DENGE

07.04.2015 12:26
DİDEM DİLAN AY / YAZAR

DİDEM DİLAN AY / YAZAR

  Evrensel hukukta olduğu gibi iç hukukta da Avukatlık mesleğinin yargının kurucu unsurlarından biri olduğu benimsenmiştir. Adaletin oluşmasında etkili olan üç unsur; karar makamı  hakimler, iddia makamı savcılar ve savunma makamı avukatlardır. Bu üç unsurun birbirine üstünlüğü söz konusu olamamalıdır. Adaletin dengesinin sağlanması üç unsurun birlikte ancak bağımsız mücadelesi ile mümkündür. Yargılama süreci savunmadan ayrı düşünülemez. Savunmanın olmadığı bir yargılama süreci sonunda verilecek kararın  “adil olması” düşüncesi çelişkilere yol açabilecektir. Savunmanın olmadığı bir yerde ön yargıların hakim olduğu kararlar adalete anlayışının dışında kalacaktır. Adaleti beklemek mümkün olmayacak ve uyuşmazlığın taraflarının adaletin gücüne inancı zayıflayarak daha karmaşık durumlara yol açabilecektir. Nihayetinde savunma makamı, yargılama hakkının şartı ve teminatıdır.

Bir hafta kadar önce yaşanan talihsiz olay ülkeyi yasa bürüdüğü gibi hukuk camiasını da derinden etkilemiştir. Savcı Mehmet Selim Kiraz İstanbul Adliyesinde makamında rehin alınarak şehit edilmiştir. Sebebi kin-nefret-terör her ne ise, kesinlikle insan olmaktan uzak, hiçbir dayanağı olmayan vahşice bir düşüncedir.Ancak öncesinde alınmayan önlemler daha sonrasında birilerinin omuzlarına yük edilmemelidir. Artık ülke olarak bunun bilincine erişmiş olmalıyız. Somada hayatını kaybeden madenciler ile adliyede hayatını kaybedenlerin farkı nedir? Hakimin kaleminin ucundaki; Soma’daki kömürdür aslında... Ölümün rengi aynıdır, o akşam çorbaya katık olamamış ekmeğin tadı da… Ülke olarak şu an fark etmediğimiz ihmaller, yarın “hayat” alacak bizden, dün de olduğu gibi… Yine farkında olmayacağız. Yine günah keçisi arayacağız. Birlikte olmanın gücüne ve tadına varmak yerine , yine bölecek ve bölüneceğiz.

                       Ülkemizin en iyi korunan adliyelerinden birinde bile bu derece vahim bir olay yaşanıyor ise yetkililer önce aynada kendilerini bir sorguya çekmelidir. Çünkü ülkemizde mevcut Adliye binaları teknolojik imkanlar olarak çağın gerisinde kalmıştır.  Avukat cübbesi ile Adliye binasına giriş yapmak, avukatları hedef haline getiremez. Eylemciler, Suç işlemek arzusu ile hedefe yürümüş ve vasıta olarak tercihlerini avukat cübbesinden yana kullanmışlardır. Nihayetinde hakim-savcı cübbesi kullanmak da mümkündü. Sanki Adliye binaları içerisindeki güvenlik yönetiminin büyük bir sorunuymuş gibi avukatların hedefte tutulması, öyle olmadığı iddia edilse bile dedikodusunun çıkartılması hoş değildir. Hakim,savcı, avukat ve diğer adliye mensupları adaleti sağlamak adına aynı çatı altında çalışmaktadır. Çalışma ortamının güvenliği açısından birinin diğerinden üstünlüğü söz konusu değildir. Hakim de insan , savcı da insan , avukat da insan. İyi ya da kötü duygu ve düşünceleri zihninde tasarlayan biz insanlarız. Unvanımız bizi ne iyi yapar ne de kötü yapar. Biz ne olmak istersek o oluruz. Hakim ya da savcı olmak kimseyi insan olmak vasfından uzaklaştırmaz. Suç işlemek duygusu insan psikolojisinde mümkün olabilmektedir. Ayrım yapılmaksızın güvenlik tedbirlerinin alınması samimi talebimizdir.Kamunun güvenliği, kişisel arzuların üzerindedir.

                           Avukatlar kutsal savunma hakkının neferidir. Adaletin karasına bürünmüştür cübbeleri, ne düğmesi vardır ne de cebi… Şahsi kimliklerini mahkeme salonlarına taşımaktan uzak, meslek onurunu üzerlerinde taşıyan hukukçulardır. 

Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Gümüşhane Olay | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim