• BIST 9693.46
  • Altın 2496.161
  • Dolar 32.4971
  • Euro 34.5977
  • Gümüşhane : 15 °C
  • Trabzon : 14 °C

SOSYAL MEDYA ve YARGI

01.03.2016 13:48
DİDEM DİLAN AY / YAZAR

DİDEM DİLAN AY / YAZAR

          

                Günümüzde kitle iletişim araçları insanlar tarafından etkin bir şekilde kullanılmaktadır. Öncelikli olarak sosyal medya yaş sınırlaması olmaksızın geniş bir kullanıcı kitlesine sahip. Diğer kullanıcılar ile hem görsel hem işitsel olarak kolayca iletişime geçebilir, paylaşımda bulunabiliriz. Artık anne çocuğunu, öğretmen öğrencisini, işveren işçisini sosyal medya aracılığı ile kolayca takip edebilmektedir. Kim, kiminle, nerede, ne yapıyor, ne demiş, nasıl artık bunların çoğunluklu cevabını sosyal medya üzerinden bilgi edinebiliyoruz.

                Sosyal medya araçlarının kullanımının yaygınlaşması ile birlikte hayatımızdaki “özel alan” yani herkesin bilemeyeceği sadece yakınlarımızın bilebileceği tarafımız, giderek daralmakta ve “kamuya açık alan” ise genişlemektedir. Çünkü tanımdaki “sadece yakınlarımız” topluluğu artık sayıca çok fazlalaşmıştır. Kontrolü kolay olmayacak bir kitleye ulaşmıştır. Bunun yanında hiç kimsenin bilmesini istemediğimiz tarafımız “giz alan/sır alan” bulunmaktadır. Giz alanda aynı şekilde sosyal medyadaki paylaşımlarımızdan etkilenmektedir. Her alt alanın daralması, üst alanın genişlemesine sebep olmaktadır. Önceye kıyasla gerek kişi gerek ise kamu ile ilgili bilgilere daha kolay ulaşılabildiği ve paylaşımı kolay ve yüksek oran ile kişinin iznine tabi paylaşıldığından Medeni Hukuk anlamında Kişi Haklarının Zedelenmesi artık çok kısıtlı bir alan için söz konusu olabilmektedir.

                Sosyal medya üzerindeki paylaşımlarımız, yeri geliyor ki yargı önünde uyuşmazlıklara konu olabiliyor. Çoğunlukla boşanma davalarında ve işçi-işveren arasındaki ilişkilerde aleyhe ya da lehe etki yaratabiliyor. Her ne kadar da sosyal medya etkin olarak kullanılsa da, etkili kullanım halen daha ihtiyacımız olan şeydir. Sosyal medya üzerinde kullanıcılar bilinçsiz olarak paylaşımda bulunmaktadırlar. Paylaşımları sonrasında ise hukuki ve cezai yaptırımlar ile karşı karşıya kalabilmektedirler. Çünkü insanların gerçek yaşam alanları ile sanal alanları arasında genişçe bir fark vardır. Normal şartlar altında bir ortamda kolaylıkla söyleyemeyeceği bir sözü ya da paylaşamayacağı bir duyguyu sanal ortamda çekincesiz bir şekilde paylaşabilmekte, sanal ortamı daha özgür, sınırsız, baskıdan uzak görmektedir.

                Hal böyle olunca da; özgür, sınırsız ve baskıdan uzak görünen bu ortamdaki paylaşımlar kullanıcıların başına dert olabilmektedir. Çünkü sanal ortamda şahsınıza ait olduğu anlaşılan paylaşımlardan sorumlu tutulabilirsiniz. Nihayetinde sanal ortamda paylaşılmış olsa bile hak ihlali veya suça konu eylem niteliğinde olabilir. Son birkaç haftadır genel olarak kamu çalışanları tarafından paylaşılan bir metin Facebook’ta gözünüze çarpmıştır veyahut paylaşmış da olabilirsiniz. Metinde özetle;

                Sosyal medya hesaplarında terör örgütü PKK’ya destek veren, lehinde propaganda yapan kamu çalışanlarına yönelik adımlar atılmaya başlanıldığı, PKK destekçisi hackerler tarafından kamu çalışanlarına yönelik bir tehlikenin var olduğu, Kamu çalışanlarının hesaplarının bu hackerler tarafından ele geçirilerek ya da kopyalanarak PKK lehine paylaşımlarda bulunulup yine aynı kişiler tarafından emniyete bildirildiği, Kamu çalışanlarının durumdan haberleri olmadığı halde görevlerine son verilmesi tehlikesi ile karşı karşıya olduklarından bahisle, sürekli kullandığım Facebook adresim budur, hukuken sorumluluk kabul etmiyorum gibi paylaşımlar da bulunulmaktadır. Ortada bir tedirginliğin olduğu aşikar ancak bu metni paylaşmış olmanın sırrı nedir onu anlayabilmiş değilim. Gerçekten böyle bir metni paylaşmış olmakla hukuki ve cezai sorumluluğumuz kalkmış mı oluyor, ihtimal var mı?

                Diyelim ki; etliye sütlüye karışmayan, kendi halinde, hadi vatanseveri de ekleyelim bir kamu çalışanısınız ve tehlike gördüğünüz için bu metni paylaştınız. Olur ya bir gün hesabınız başkasının eline geçer ve başınız derde girerse, “bakın ben hukuki sorumluluk kabul etmediğimi yazmıştım!” demek için. Öyle bir hukuk sisteminin var olduğunu ve sorumluluğunuzun bu şekilde kalktığını düşünün. Sizin vatansever bir kamu çalışanı olduğunuza inandık. Peki ama herkes bu metni paylaşıyor. Gerçek anlamda bir PKK destekçisi kamu çalışanı da bunu paylaştığında hukuki sorumluluğu kalkabilecek.     Merak ediyorum o vakit hala o hukuk sistemini savunacak mısınız? Böyle bir hukuk sistemine inanmak bencilliktir, kamu adına çalışmak değildir.

                Öncelikle sosyal medya üzerinden yapmış olduğumuz paylaşımlardan sorumlu olsak dahi bu sorumluluk başka bir paylaşım ile ortadan kaldırılamaz. Bunu halen mevcut olan Hukuk sistemimiz belirleyecektir. Yargı, sosyal medya üzerinden işlemez.

 

 


 

                

Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Gümüşhane Olay | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim