• BIST 9693.46
  • Altın 2509.143
  • Dolar 32.5805
  • Euro 34.8237
  • Gümüşhane : 22 °C
  • Trabzon : 16 °C

SOSYAL FENA(O)MENLER

22.03.2018 12:27
Mus'ab Atıcı / YAZAR

Mus'ab Atıcı / YAZAR

Geçenlerde çayevinde bir amca, babasıyla çayevine gelen çocuğa bir soru sordu: “Büyüyünce ne olacaksın paşam? “ Çocuk gayet kendinden emin bir şekilde : “ Youtuber olacağım amca.” dedi. Bu cevap karşısında muhtemelen fen bilimleri (mühendislik, mimarlık vb.) ile alakalı bir meslek olduğunu düşündüğünden amcamız ”inşallah aslanım” diyerek kapattı mevzuyu. Amcamızın yaşı yaklaşık elli - elli beş vardı. Kendine yabancı gelen bu terime karşı zaten başka bir davranış sergilemesini beklemek yanlış olur diye düşünüyorum. Amcamızın muhatabı olan küçük kardeşimiz de yaklaşık altı - yedi yaşlarında, zira konuşmanın başında anladığım kadarıyla okula yeni başlamış.

               Evet değerli okur, günümüzde Vine fenomenleri, İnstagram fenomenleri, Youtuberler  resmen piyasada cirit atıyorlar. Kendilerine ait bir dünyaları var, hani ülke içinde ülke desek doğru olur. Bazıları çok seviliyor, bazılarından nefret ediliyor ama binlerce hatta milyonlarca insan tarafından takip ediliyorlar. Bir kısmı saçma sapan işler yapıp bu işleri sosyal ağlar üzerinden paylaşarak sempatik olmaya çalışıyorlar. Eline ruj, rimel, oje geçiren kızlarımız çoğunlukla makyaj videoları çekerken videonun sonunda sevimlilik yaparak “Kanalıma abone olmayı unutmayın” diyerek videolarını tamamlıyorlar. Bazıları yaptığı alışverişlerden gelen kargoları açarken video çekiyorlar ve bu özel anı paylaşıyorlar ayrıca kullandıkları ürünler hakkında insanlarımız bilgilendiriyorlar (!) Allah razı olsun diyelim. Birçoğu maalesef içinde bulunduğu halkı düşüncesiz olarak gördüğünden, “ne çekersem çekeyim takip ederler” diyerek geçtikleri kameranın karşısında örneğin ”korktun mu ?” (güncel örnek olduğu için bunu yazdım) diyerek ya da başka kalıp cümlelerle çıkıyorlar karşımıza.

               Birçok insan bu ve buna benzeyen videolardan artık bıkmış vaziyette. Geçenlerde ulusal bir gazetede okuduğum bir habere göre “makyaj nasıl yapılır ?” öğreten bir youtuber, asgari ücretin içler acısı olduğu ülkemizde beş yüz bin liralık bir otomobil satın almış. Burada zengin malı züğürdün çenesi yorarmış demek isterdim ama diyemiyorum, çünkü bu zenginliğin elde ediliş şekli maalesef beni ve biliyorum birçoğumuzu rahatsız ediyor. Mesela bu arkadaşlardan biri youtube kanalından bize okuduğu (!) bir kitabı tanıtırken aynen şu cümleyi kullandı : “ Bakalım bu neymiş? Sait Faik’in Abasıyanık kitabı”. Mevzumuz şu, ağlanacak halimize gülüyoruz maalesef. Yazarken aklıma geldi, cinsel tercihi üzerine bir şey yazmak istemediğim ama kendi adıma ve toplum adına rahatsız olduğum bir tip var ki Onu anmadan geçmek istemiyorum, zira bu arkadaşa benzeyen ya da benzemeye çalışan bir çok kişi güya üç bin kişilik bir mekanı doldurmuşlar, kapılarda sıra oluşmuş falan filan. Hangi sanat faaliyeti bu üç bin (!) kişiyi aynı mekanda topladı acaba, şaşırmamak elde değil. Hoş bu yığından ne kadar adam – kadın varsa sinema sektörüne de el attılar maalesef. Yakında önümüzde koca bir sinema çöplüğü oluşacak gibi. 

              Peki bunca soytarının içinde güzel işler yapanlar yok mu ? Var. Örneğin Barış Özcan. Kendisi aslen Hukuk mezunu ancak kaba tabirle Bilgisayar Programcısı ve Yazılım Uzmanı formatında içerikler üreten Barış Özcan ürettiği videolar ve paylaşımlarla gerçekten ciddi işler yapıyor ve bulunduğu platformda farklılık yaratıyor. Geçen yıl Amerika’da düzenlenen Youtuber buluşmasında ülkemizden çağrılan tek kişi ve kendisi bir salon dolusu iş adamı, bilgisayar şirketi sahipleri, programlama ve yazılım uzmanın bulunduğu ortamda yaklaşık bir saat süren bir sunum yaptı. Üstelik bu sunumu İngilizce olarak gerçekleştirdi. Buraya kadar her şey iyi güzel, buradan sonrasında kötü,  Barış Özcan ve ailesi yurtdışında yaşıyor uzun bir süredir. Neden mi? “Marifet iltifata tabidir. İltifat edilmeyen marifet zayidir” diye bir söz var, işte bu yüzden.  Maalesef günümüzde internet ve akıllı telefon kullanıcıları ülke gerçeklerinden bihaber olacakları ne kadar alan varsa tüm zamanlarını orada geçiriyorlar.

         Şimdi düşünüyorum ne ara bu kadar yabancılaştık gerçeklerimize. Nerede kaldı gelenek görenek Türk kültürü dediğimiz bizi tüm dünyadan ayıran değerlerimiz? Bu şaklabanlar güruhu yaptığı saçmalıklarla geleceğimizi yani gençlerimizi çocuklarımızı doğrudan etkiliyorlar. Bu yüzdendir elimizden geldikçe onların bilinçlenmesini sağlamamız gerekiyor. Unutmadan binbir  meşakketle vatan yaptığımız bu toprakları bir sosyal ağda ya da bir bilgisayar ekranında kaybetmeyelim. 

Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Gümüşhane Olay | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim