• BIST 9530.47
  • Altın 2478.065
  • Dolar 32.44
  • Euro 34.7168
  • Gümüşhane : 15 °C
  • Trabzon : 30 °C

Seyislerin Devri Bu devir…

16.11.2016 14:46
SERHAT DOĞAN / YAZAR

SERHAT DOĞAN / YAZAR

Mebus köken itibari ile görevlendirilmiş kişi manasını taşır. Vekil ise başkası adına yetki kullanan kişi manasını taşımaktadır. İlk olarak göze aynı gelse de bu iki kelime aslında birbirinden çok farklı anlamlar ve manalar taşıyan iki kelimedir. Tıpkı siyaset ve politika terimleri gibi birbirine geçmiş bir başka iki kavramdırlar. Politika aslen yunanca olan “ politike” tabirinin Fransızcaya oradan da bizim dilimize geçmiş şeklidir. Mana itibariyle devlet yönetme sanatı anlamını taşır. Oysa Siyaset “tımar etmek” manasını da taşıyan “seyis” kökünden türemiştir.  İş bu iki terimi açıklamam da ki mana; toplum zihninde yer almış büyük büyük devlet erkânının bizleri ne şekilde idare ettiklerini açıklama çabasıdır.  Yetki verdiklerimizin bizleri nasıl hayvan gibi tımar ettiklerini, bizlerinde tımar edilen at gibi nasıl uysallaştığımızı görmek zor olmasa gerek.  Ağır olmuyor mu bu diyenlerin sesini duyar gibiyim. Ama şahsımca eleştirmek ve söylemek hakkım olduğu için konuşacağım. Neden mi? Aslında bu durumu maddeler halinde özetlemekte fayda var.

    ---  Vekil ne iş yapar diye sorduğum da hiç şüphesiz almamız gereken ilk cevapta milletin meseleleri ile meşgul olur sözüdür. Şüphesiz olması gereken de budur. Ancak şimdiki vekillerde gel gör ki bu durumu görmekte zorlanmaktayız. Efendiler biz sizleri meclise büyük şirketlerin finans danışmanlığı yapasınız diye göndermedim?  Evet, kimse iftira demesin efendiler. Yapmıyor musunuz? Seçim dönemlerinde sizleri destekledi diye şahsa ait imar açmıyormuşuz. Vaktiyle Almanların demir yolu yaparken rayları doğal kaynaklara yaklaştırmak hususundaki hassasiyetin aynısını sizlerde görmemek imkânsız bir duruma gelmiş. Yemeyin efendiler bizi yemeyin. Varını yoğunu seçime yatırdın diye varınla yoğunla bunu halktan çıkaracaksın diye bir kural yok.

  ---   Bir diğer mesele taraftarlık meselesidir. Şahsımca bu ülke geçmişe pek çok politik bölünmeye şahitlik etmiştir. Sağ sol bunların en bilineni idi. Sol hareketlerde kendi içinde bölünme çok fazla iken sağ hareketlerde bu durum daha azdı. Peki, bugün durum nedir. Bugün ise mesele daha farklı bir boyuta ulaşmıştır. Yerelde seçilen vekil beylerin, torpille iş başına gelen yöneticilerin, haramla zengin olanların, kendini vali sanan il başkanlarının başına buyruk tavırları, cebine para koyup oy toplanan talebenin, evine erzak basıp hakkına girdiğiniz garibin, doyuramadığınız açların yüzünden artık durum çok farklı bir noktaya geldi. Artık taraf yok. Artık sadece siz ve sizden olmayanlar var.  Gerçi anlamakta çok zor değil. İslam için siyasetten siyaset için İslam’a yönelen şahısların olduğu ülkede namaz kılan hırsız, oruç tutan sapık, hacca iden yalancı, kurban kesen tefeci, şehadet getiren teröristlerin olması normaldir. Meselenin hakikati başka iken anlama takılıp mana ilmine mazhar olamamış şahısların mebusluğu anlayamaması da normaldir. Hiç şüphesiz bu sözlerim geneli kapsamaz. Varıyla yoğuyla Allah rızası için mücadele edenler de yok değildir. Ancak bu şekilde mücadele edenlerde bir dönem vekillikten öteye gidemezler. Gönülleri alınmak için bir dönem görev verilir sonrasında sadece hikâyeci abiler konumuna gelirler. Seyis olanların bizleri hayvan ile karıştırdığının en büyük delili ise kendi ağabeylerine yaptıkları bu saygısızlığı anladığımızda ortaya çıkacaktır.

                    --- Gelelim bir diğer meseleye ki aslında bu mesele diğer meseleler kadar büyük olmasa da yine ehemmiyet arz eden bir konudur. Bu mesele ise ayrım meselesidir. Özelikle gençlerin içinde bulunduğu bu mesele artık içinden çıkılmaz bir boyut kazanmıştır. Ülke yönetenlerin şahsi hareketleri bu ülkenin gençlerini içinden çıkılmaz bir bölünmeye götürmektedir. Özellikle Milliyetçi Muhafazakâr gurup içerisinde bulunan gençlerin birbirlerine olan düşmanca tavırlarını görmemek elde değil. Aynı inanca aynı değerlere sahip aynı kutsiyeti savunan yaşları daha 15 ile 20 arasında değişen gençlerin içinde bulunduğu bu durum onların eseri değildir. Onları böyle bir ayrıma siz büyükler mahkûm ettiniz ve hala da devam etmektesiniz. Devletin verdiği burs dışında yerelde dönen ayrıma bizzat şahitlik etmiş durumdayım. Sadece burs değil gençlerin meseleleri ile ilgilenme durumunda bile bu durum aynıdır. Olayı sadece vekile bağlamak istemiyorum. Ama vekiller için söylemek istediğim bir husus var ki o da   “ sizler seçilene kadar partinizin seçildikten sonra ise tüm halkın vekili konumunda olduğunuzdur” .

Aslında söylenecek pek çok şey var lakin olabildiğince durumu kısa tutmak benimde kârıma olacaktır. Ne olur ne olmaz. Bu ülkede sesi fazla çıkana neler yapıldığına şahidim. Mesele hakkı gözetmekten çıkmış şahsı gözetmeye gelmiş bir durumda iken bizlerin de dilsiz şeytan olması normal değil midir?   Sevmeyeni çoktur ama rahmetlik Yakup Cemil’in Müşir Nazım Paşaya söylediği bir söz ile sonlandırmak istiyorum bugün ki yazımı;

    Efendi ya hakkı şeriatı gözetirsin ya da şahsi şeriata razı olursun…

 

 

Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Gümüşhane Olay | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim