SEÇİLECEK MİLLETVEKİLLERİ “KÖROĞLU” OLABİLECEK Mİ?..

Haziran 2015 dönemi milletvekilliği seçimleri yine her zamanki gibi sıcak, hareketli ve renkli geçecek gibi görünüyor.

            Daha şimdiden Gümüşhane’de bile milletvekilliği için adı geçen aday adayların sayısı 25’lere ulaştı.

            Neticede Gümüşhane’de iki milletvekili seçilecek ama, aday çokluğu her zaman kalite için önemlidir.

            Aday adaylığı için adı geçen Gümüşhaneli değerli hemşerilerimizi kutluyorum. Her aday, elbette ki gönül verdiği partiden aday olacaktır. Öncelikle aday adayı olmak, daha sonra da seçilip milletvekilliği yapmak cesaret isteyen zor bir iştir. Bu zorluğa göğüs germek ise her babayiğidin harcı değildir.

            Gümüşhaneliler olarak öncelikli isteğimiz, aday adaylarının öncelikle birbirlerine karşı, daha sonra da millete karşı samimi bir süreç yönetmeleridir. Kırıcı olmayan, karalama ve iftira olmayan bir seçim süreci yakışır Gümüşhane’ye ve Gümüşhanelilere…

            Kimse kimseyi sevmek zorunda değildir ama, herkesin birbirine saygı göstermesi bir mecburiyettir. Yani, “sevgide serbestiyet ama, saygıda mecburiyet” ilkesine herkes uymalıdır.

Gelelim İşin En Zor Kısmına…

            “Vekillik” ve “Kefillik” işlerini milletimiz en çok “noterlik” işlemlerinde ve “banka” işlerinde yaşamaktadır. Ama, özellikle son 20 – 30 yıldır, kimse kimseye ne “vekil”, ne de “kefil” olmak istememektedir.

            Milletvekilliği önemli bir “vekalet” müessesesidir. Millet, bir milletvekilini seçerken aynı zamanda ona “kefil” olduğunu da beyan etmiş olmaktadır. Yani daha öz bir ifade ile milletvekili vekil, millet ise seçtiği vekilin kefilidir. Dört yıl boyunca bu vekillik – kefillik sorumluluğu devam eder.

            Milletvekilleri “vekillikle”, millet ise “kefillikle”  her zaman VEBAL yükünü omuzlarında taşır. Bu “vekillik ve kefillik” sebebiyle dünyada çok fazla hesap sorulmayabilir ama, Ahirette hesabın kolay olmayacağı aşikardır. “Boynuzsuz koyunun boynuzlu koyundan hakkını alacağı” o ilahi adalet meydanında KUL hakkının hesabı kolay olmayacaktır.

Milletvekilleri “Köroğlu” Olmak Zorundadır…

            Bir yazarın ifadesiyle;  “Köroğlu’nun namını duyduktan sonra pek çok kişi kendisine  “Köroğlu” denmesi için babasını kör etmiştir. Bu kişiler “körün oğlu” olmuş ama “Köroğlu” olamamıştır.”

            Bugün hangi konumda olursa olsun, toplumu yönetme ve yöneltme durumunda olanlar doğru olanı yapmalıdırlar… Kendilerine KÖROĞLU dedirtmenin yolu babalarını kör etmek değildir… Bu işi en dikkatli yapması gerekenlerin başında da milletvekilleri gelmektedir.

            Makamlar da, koltuklar da, zenginlikler de hep gelip geçicidir. Önemli olan insanlara adaletle, merhametle, hoşgörüyle hizmet edebilmektir. O zaman kimsenin size “Köroğlu” demesine bile gerek yok… Çünkü asıl makam ve mevki bu milletin duasını alma şansını yakalayabilmektir…

            Milletvekilleri; dört yıl milletin meclisinde görev yaparlar. Önemli olan bu dört yıl milletvekilliğinin, sadece dört yıl değil,  dört yüzyıl konuşulmasıdır. Yani önemli olan “milletvekili” olmak değil, “milletin vekili” olmaktır.

            Bugünün Türkiye’sinde “KÖROĞLU” olabilmek; temsil ettiği millete, onun değerlerine sahip ve sadık olmak, gurur hastalığına giriftar olmamak, iç ve dış millet ve devlet düşmanlarına karşı dimdik ayakta durabilmek ve nihayet Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan gibi, dünyanın şımarık Bolu Beylerine “ONE MİNUTE!..” diyebilmektir…

            Türk siyasetinde Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan, millet için  “KÖROĞLU” olmayı başarmıştır. Dünya’da, İsrail ve onun gibi mağrur “BOLU BEYLERİ” karşısında gerekli dik duruşu sergileyen Sayın Erdoğan; milletvekilliğine soyunan Gümüşhanelilere de, tüm Türkiye’ye de en güzel örmektir.

Millet Ne İstiyor?..

            Milletvekili aday adayları öncelikle şunu iyi bilmelidir. Günümüz Türkiye’sinde her alandaki gelişmişlik, vatandaşların milletvekilleriyle olan kişisel ilişki sıklığını da azaltmıştır. Şahsi işleri için milletvekillerini arayan vatandaş sayısı günümüzde çok azalmıştır. Bu durum belki de siyasetin vatandaş nezdindeki geldiği noktayı göstermesi açısından önemlidir.

            Günümüzde kişisel menfaatlerin ve ihtiyaçların milletvekillerine iletilmesi azalsa da; devletin bekası ve birliği, kamu düzeninin korunması, can ve mal emniyeti, alt yapı hizmetlerinin gelişmesi, dini tercihlerin geliştirilmesi, din ve inanç hürriyeti, dış tehlikelere karşı milli birlik ve bütünlük gibi konularda vatandaşlar her zamankinden daha hassas oldukları için milletvekili seçimlerine büyük önem verilmektedir.

            AK Parti’nin 2002 yılından beri iktidarda olmasının altında yatan gerçek de aslında budur. İstikrara kavuşmuşluk, ezilmişliğin sona ermesi, birinci sınıf vatandaş olmak… Ve bütün bunların özeti, Millet, Sayın Erdoğan’ı seviyor ve 2015 Haziran seçimlerinde de, Sayın Erdoğan gibi Koç Yiğit Köroğlu olabilecek milletvekilleri istiyor.

            Güzel günler dileğiyle.