NOT: ŞAHSİYETSİZLER

Geçen hafta bir yazı yazmıştım. Allah ile aranız nasıl diye. Aldığım mesajlar gösterdi ki pek çoğumuzun Allah ile arası çıkar ilişkisine dayanıyor. Bu meselelerden ısrarla uzak durmaya çalışıyorum. İslam ile ilgili meselelerde yazmaktan çekiniyorum. Ama gel duruma bak ki Müslümanın hali harap. Bu hafta da meseleye biraz daha farklı bir boyuttan bakmak istiyorum. Müslüman âlemi neden böyle? Bunu biraz sorgulamak istiyorum.

 Öncelikle bir iki gündür gündemde olan Ve Hollanda’nın yapmış olduğu saygısız tutumdan bahsetmek istiyorum. Türkiye Cumhuriyetinin Bir bakanına yapılan bu olay son derece onur kırıcı ve yanlış bir davranıştır. Bu durumu şahsileştirmek ise gafletin bir başka boyutudur. Efendim bu tiyatro, Ak parti bilerek yapıyor, Referandum için şekil yapıyorlar demek de gafletle eşdeğer duygulardır. Benim devletimin bir bakanına böylesi bir uygulama benim milli meselem durumunda olup bu durma sahip çıkmak ise milli bir duruş niteliğindedir. Türkiye’de hazır kıta bulunan borazancılar durumu hemen muhalefete çekerek iç siyaset malzemesi yapmışlardır. Bunlarında Hollanda polisinden hiçbir farkı yoktur şahsı nazarımda. Gelelim meselenin diğer yüzü olan Türk- İslam düşmanlığına. Kimse söyleyeceklerimi şahsi algılamasın. İkiyüzlü diye iftira attığımız Avrupa şahsımca doğruluk timsali. Avrupa’da yükselen Türk- İslam düşmanlığı ise yoktur. Bu söz ve bundan türetilen terimler bizlerin ne kadar ikiyüzlü olduğunu gösterir. Evet, Avrupa değil bizler ikiyüzlüyüz.  Söyler misiniz bana Türklerin tarih sahnesine çıkışı sonrasında İslam ile şereflenip bu kutlu davarın hizmetkârı konumuna yükseldiği zamanlardan bu güne kadar Avrupa’nın tek amacı nedir.  Hristiyan coğrafyası Medine’de alevlenen o ateşi söndürme derdinde değiller mi. Bu kutlu davanın yiğit çocuklarını, Oğuzun Kutlu neslini Ötüken ‘in o kurak topraklarına gönderme derdinde değiller mi?  I. Dünya savaşında Müttefik ’imiz olan Almanya Osmanlı Toprağı olan Kudüs İngilizler tarafından işgal edildi diye günlerce kutlama yapmadılar mı?  Ne çabuk unutuyoruz. Ne çabuk dost oluyoruz. Her fırsatta bizleri vurmaya çalışmadılar mı? Şimdi burada sormak istiyorum. Aynı amaca 1500 yıldır istikrarlı bir şekilde hizmet eden Avrupa mı ikiyüzlü yoksa inandığı değerleri korumaktan habersiz olan bizler mi ikiyüzlüyüz? biraz dönüp öz eleştiri yapmakta fayda var diye görüyorum.

Sevmediğimiz nefret ettiğimiz Avrupa’yı protesto ediyoruz sokaklarda. Elinizi vicdanına koy Müslüman. Onların ürettiği elbiseyi giyiyorsun, onların ürettiği arabaya biniyorsun, efkârlanınca onların ürettiği sigarayı içiyorsun, Sınavlara bile onların ürettiği kalem silgi ile giriyorsun. Avrupalı gibi yaşıyor Müslüman sonra dönüp diyor ki Avrupa kötüdür. Sen kendin gibi yaşıyor musun? Bizler nefes aldıkça İslam’ın sancağını indiremeyecekler diyoruz. Lakin sen Müslüman gibi yaşıyor musun? Hollanda konsolosluğuna Türk bayrağı çeken Müslüman Peşmerge bayrağı göndere çekilirken niye ses çıkarmıyor. Allah’ın hükümlerine uymayan Müslüman Kulların hükümlerine neden uymakta bu kadar imtina gösteriyor. Az dik dursak. Adam gibi dik durabilsek. Eğme kafanı Müslüman. Maişet kaygısı güdüp te eğme kafanı. Makam kaygısına düşüp eğme kafanı. Senin ecdadın Allaha karşı boyun eğip kâfire boyun eğdirmiş. Sen kula karşı boyun eğip Allah’a karşı başkaldırıyorsun. Olur, mu öyle şey diyorsun. Olur, Müslüman olur. Neden olmasın. Müslüman her şeyi yapar ama asla kabul etmez.  Ne zaman bir ülke ile krize girsek halk tabanı samimi duygular ile hemen o ülkenin malını boykot etmeye başlıyor. Ben etmem arkadaş. Ben beni yöneten adamlara güvenemiyorum ki bir meselede bir ülkeyi boykot edeyim. Bugün dost olduğu ile yarın düşman oluyorlar. Düşman olanla dost oluyorlar. Sonra beni kabahatli çıkartıyorlar. Olan bana oluyor. Ne diye boykot edeyim. Devlet boykot kararı alır. Beni buna mecbur kılar.

Şimdi birçok kişi içinden geçiriyor. Ne diyor bu. Nasıl böyle konuşabiliyor. Onlara da cevap vereyim hemen. Biri gelir bana neden böyle şeyler yazıyorsun derse onlara “ KANDIRILDIM” diyeceğim. Niye koca koca devlet erkanı kandırılıyor da ben kandırılamam mı ? Müslümanda kanmak adet oldu. Asker öldürür kandırıldım der affedilir, Vatana ihanet eder kandırıldık der affedilir, Rüşvet alır kandırıldık der affedilir. Kandırmakta o kadar ustaki Müslüman az biraz cesareti olsa Allah’ı bile kandırmaya çalışacak. Bizde affetmek adettir. Allah’ın kitabını dinine peygamberine söverler affedersin, ama şahsına söverler affetmezsin. İşte Müslüman böyle bir halde. Sende bende hepimiz bu haldeyiz.  Az biraz kafamızı dik tutamıyoruz. Kâfire karşı değil kendi içimizdeki zalimlere karşı dahi kafamızı dik tutamıyoruz. Mahkemeye çıkıp cezaevine girmekten korkuyor Müslüman. Ama Kabre girip Cehennemin ateşini hiç sallamıyor. Neden çünkü Allah affedendir. Affetmeyi sevendir. Ama Allah’ın yarattıkları affetmiyor.

Artık romantik düşüncelerden kurtulup biraz İslam’ın özündeki o realist düşünceye bağlanma zamanı gelmedi mi? Portakal bıçaklayıp suyunu içmekle Hollanda’ya zarar veremezsin. Karınca misali safımız belli olsun düşüncesinde isen. Evvela soyunmaya başla. Elbiseleri ve arabanı yak. İşte o zaman safını ufakta olsa belli etmiş olursun. Çuval giy Müslüman çuval giy de az başın dik gez. Pulların dökülmez.

Bakmayın, hem tükürün Çehre-i murdarımıza!

Tükürün: Belki biraz duygu gelir ârımıza!

Tükürün Ehl-i Salîb’in o hayasız yüzüne!

Tükürün Onların aslâ güvenilmez sözüne!