• BIST 9450.8
  • Altın 2494.844
  • Dolar 32.5924
  • Euro 34.7836
  • Gümüşhane : 19 °C
  • Trabzon : 16 °C

MEZARI KAZILACAK BİR GÜN MEZAR KAZANIN…

04.04.2016 16:34
HASAN PİR / YAZAR

HASAN PİR / YAZAR

 

 

            Her insanın, “kendi dünyasının merkezi”  olduğu bir hayatta yaşıyoruz. Varlık âlemini yaratan Allah; hayatı insan merkezli olarak yaratmıştır. Bu nedenledir ki, dünya hayatı; insanlar sayısı kadar âlemlerin kesiştiği dairelerle doludur.

            Her insan bir âlemdir. Her âlemde her gün binlerce, milyonlarca gel-gitler yaşanmaktadır. Duygular, arzular, yaşlar, başlar, acılar, tebessümler, zenginlikler, fakirlikler, doğumlar, ölümler…

            İçinde yaşadığımız dünya âlemi de, insan âlemi gibidir.  Bu âlemde de, biri ağlarken diğeri gülüyor, biri aç iken diğeri tok yaşıyor, biri hastalıktan kıvranırken diğeri sağlığın zirvesinde yaşıyor, biri zulüm yapıp zalim olurken, birileri zulme maruz kalıp mazlum oluyor, birileri arzularına ulaşmak için “ah bir sabah olsa” derken, bir diğeri, gelecek günün kâbuslarını yaşamamak için “keşke sabah olmasa” diyor...

            Güzellikleriyle, acılarıyla, tezatlarıyla bir insanlık âlemi…

            Ve bir gün bu âlemin direği kırılıyor, yıkılıyor. Âlem eleme gark olup, ölüm hakikati bütün gerçekliği ile ortaya çıkıyor.

             “Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyada yaşama isteğine ve hissine” dini literatürde “tevehhüm-ü ebediyet” denmektedir. Yani “ebedi kalacakmış gibi dünyada yaşamayı düşünmek.” Bir diğer ifadeyle, dünyada ulaşılması mümkün olmayacak bir “serap” arzu…

            “Ölümsüzlük serabını” her insan yaşar. Çünkü kimse ölmek istemez. Ölümün yüzü soğuk olduğu için insanlar ölümü hep başkaları için düşünmüşlerdir. Kendi üzerlerine hiç almazlar. Ama, ne yazık ki, insanoğlu için ölüm hiçbir zaman ölmez… Ve hiç kimse ölümün acı ve soğuk yüzünden kendini kurtaramaz.

            Şair A.Mahir PEKŞEN bakın ne diyor:

            Mezarı kazılacak, bir gün mezar kazanın.

            Belki suyuyla yunar, yapımcısı kazanın.

Kara yere girecek, bir gün mezar kazan da.
Bakırcının suyu da ısınacak kazanda…

 

            Şair, kaçılamayan bir sondan hiç kimsenin kurtulamayacağını haber veriyor. Bu sondan mezar kazdığı için mezarcılar da kurtulamıyor. Bu sondan ölünün yıkandığı suyun ısıtıldığı kazanları yapan kazancılar da kurtulamıyor. Bu sondan, mezarı kazan kazmaları yapan kazmacılar da kurtulamıyor… Ve bu sondan, dünyada çok insanın kuyusunu kazan kuyucular da kurtulamıyor…

            Kazancının, kazmacının, mezarcının, kuyucunun kurtulamadığı ölümden “ben mahallenin imamıyım” diyen de kurtulamayacak, “ben mahallenin muhtarıyım” diyen de kurtulamayacak…

            Ölüm’ün soğuk iklimini her nefis yaşayacak. “Dünya benim” diyen de yaşayacak “dünyadan bana ne” diyen de yaşayacak.

            “Ölüm”; bu dünyada, insan âlemlerinde yaşanan her türlü insanî zaafların gel-gitleri içinde  “adalet” bekleyenler için belki de çok önemli bir teselli kaynağı. Çünkü; her türlü hesabın görüleceği mahkeme-i kübraya ölüm kapısıyla giriliyor. Onun içindir ki; hayat, insan olan insana her ölüm olayının vuku bulmasıyla; “aman, dikkat et ölüm var…” mesajını veriyor.

            Güzel günler dileğiyle.

 

Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Gümüşhane Olay | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim