MARKA KENT

Gümüşhane’de son zamanlarda herkesin diline düşen bir konu “Marka Kent”

Marka Kent kavramı ilk olarak Belediye Başkanı Ercan Çimen’in seçim vaatlerinde yer almıştı. “İlk Hedef 2018 - Büyük Hedef 2029 - Marka Kent Gümüşhane.” Daha sonra Gümüşhane Valisi Yücel Yavuz, Çalışan Gazeteciler Günü’nde basın ile bir araya gelerek “Gümüşhane’nin Marka Kent” olması gerektiği düşüncesini paylaştı. Bu konuda da Sayın Vali oldukça kararlı görünüyor.

Marka kent kavramı sürekli duyduğumuz, dünyada bir geçmişe sahip olan fakat Türkiye için yeni bir kavram. Gümüşhane içinse yepyeni… Şehrimizin temel altyapı sorunlarını henüz çözebilmiş değiliz. Altyapı sorunlarının yanında yaşlılar, engelliler ve çocuklarımızın medeni bir şekilde yaşayabileceği kent yolunda ciddi adımlar atabilmiş değiliz. Sorunların çözülemediği, refah seviyesinin düşük olduğu, engellilerimiz için gerekli adımların atılamadığı, insanların yaşam alanlarının, sosyal alanlarının henüz oluşturulamadığı bir ortamda marka kentten bahsetmek kimilerine göre karamsar bir bakış açısı… Bu noktada“Marka Kent” yolunda atılabilecek ciddi adımlar tüm bu sorunların çözümünü hızlandırabilir. Tabi sorunların çözümleri de sistemli bir şekilde, marka kent olma yolunda atılacak doğru adımlara bağlıdır. ‘Marka’ olmak bir günde ya da bir yılda olabilecek bir şey değildir. Marka kent olabilmek iyi bir konumlandırma, iyi bir strateji ve kararlı bir duruşa bağlıdır. Şehrin Valisi bu adımı atıp iki yıl sonra şehirden ayrılabilir ya da şehrin Belediye Başkanı bu adımı atıp ikinci dönemde yeniden Belediye Başkanı olmayabilir. Bu belirsizlikte atılacak adımlar ve alınacak kararlarda şehrin geleceği ön planda olmalıdır. Eğer Vali ve Belediye Başkanı görevlerinden ayrıldıkları zaman tüm çalışmalar bir anda çöpe atılabilecekse Marka Kent söyleminden vazgeçilmesi gerektiğini düşünüyorum. Şehre yapılan her bir yatırım yine şehrimize katkıdır fakat bu sürdürülebilir olmazsa, çalışmaların bir anlamı olmaz. Markalaşma yolunda ise bir şehrin bilim adamları, sanatçıları, müzisyenleri, eğitimcileri ve yeni fikirler üreten yaratıcı kişileri yapılacak olan çalışmalara katılmakta doğal bir hakka sahiptir. Bu kesimlerin katkısı olmadan bir şehrin marka olması mümkün değildir.Bir şehri, “marka şehir” yapmanın amacı, havalı bir kimliğe sahip olmak değildir.Amaç daha fazla turist çekmek,  yatırımları canlandırmak, şehre katkılar sağlayabilecek insanları kentte yaşamaya ikna etmektir. Nihai amaç ise, şehrin kalkınmasını sağlamak, şehirde yaşayanlara daha iyi hayatlar sunmak, onların mutluluklarını artırmaktır. Ve bir şehri marka yapmak, geri dönüşü en yüksek yatırımlardan biridir.

Son zamanlarda Marka Kent söyleminin daha da gündeme gelmesi şehir için bir avantajdır. Bu noktada yapılacak olan tüm çalışmalara Gümüşhane insanının katkı koyması gerekiyor. Uzun bir süreç olan markalaşma süreci sonunda ise yine refaha erecek olan Gümüşhane insanı olduğunu ve herkesin taşın altına elini koyması gerektiğini düşünüyorum. Marka Kent yazılarıma devam edeceğimi ve bu konu hakkında elimizden gelen katkıyı sağlayacağımızı beyan etmek istiyorum.

Saygıyla…