• BIST 9693.46
  • Altın 2496.161
  • Dolar 32.4971
  • Euro 34.5977
  • Gümüşhane : 15 °C
  • Trabzon : 14 °C

KİMLİKSİZ DEVLET….

19.07.2017 10:54
SERHAT DOĞAN / YAZAR

SERHAT DOĞAN / YAZAR

Aslında olaya böyle bodoslama girme taraftarı değilim. Lakin bir iki mesele var ki ne başına süslü cümleler koyarak güzelleştirilebilir ne de sonuna kötü söz koyularak itibarsızlaştırılabilir. Aslında bir kıssa ise ilk meseleye başlamak istiyorum. Vaktiyle Yemen Valisi Ebrehe adında bir adam varmış. Mekke’de bulunan Kâbe’yi o kadar kıskanırmış ki Yemende onun benzeri bir tapınak yaptırmış. Çünkü ne yaparsa yapsın insanların Kâbe etrafında toplanıp ibadet etmelerini engelleyemiyordu. Mekke’ye gelen ticaret kervanları yemene devam etmiyordu. Bu da Yemen coğrafyası için büyük bir kayıptı. Ebrehe öyle bir tapınak ve panayır alanı yaptırmış ki Kâbe’den daha büyük daha gösterişli taş yerine altın külçeler kullanmış. Dünyanın en meşhur sanatçılarına süslemeler yaptırmış. Her noktası ile eksiksiz bir yapı yaptırmış. Ama sonunda yine gelen yok. Hiç kimse buraya gelmiyordu. Herkes yine Kâbe’ye geliyor Mekke’de ticaretlerine devam ediyordu. Ebrehe bu durumu kabul etmemiş olacak ki tüm ordusunu toplayıp Mekke üzerine yürüyerek Kâbe’yi yıkmak istemiş. Lakin sonu herkes tarafından malumdur. Burada mesele insanların çok gösterişli yapılara verdiği değerin onun gösteriş ya da şatafatından kaynaklanmadığıdır. Bir yapının değerini insanların o yapıya yükledikleri değer belirler. Ankara’ya ya da İstanbul’a dünyanın en mükemmel işçiliğine sahip binalarını da yapsanız Türkiye de bazı yerler vardır ki bunların değerini asla azaltamazsınız. Abide-i Hürriyet, Tacettin Dergâhı ya da Anıtkabir. Buralar sizlerin yaptığı yeni ve daha gösterişli binalar karşısında değer kaybetmez. Hele Anıtkabir hiç kaybetmez. Tüm Türk coğrafyasının kalbinin attığı yerden bahsediyoruz biz. Sakın Anıtkabir ile Kâbe’yi kıyas ettiğimi düşünmeyin. Ben meselenin izahı için böyle bir örnek verdim. Son günlerde anıtkabir arazisinin imara açılması meselesi ile ilgili bu durumu kaleme alma gerekliliği hissettim. Neyse kimin nasıl anladığı da çok mühim değil aslında.

Gelelim bir diğer meseleye. Malumunuz 15 Temmuz hain darbe teşebbüsü neticesinde zor günler geçirdik. Tam 1 yıl geride bırakıldı. Konu ile ilgili olarak pek çok mecrada yazdık çizdik söyledik. Yazdıklarımız sebebi ile gerek resmi gerek gayri resmi pek çok şahıs ve makamdan işitmemiz gerekenleri işittik. 15 Temmuz etkinlikleri kapsamında tüm Türkiye’de çeşitli faaliyetler yapıldı. Sanatçılar sahne aldı, ezanlar okundu salahlar çekildi. Her yere afişler yapıştırıldı. Resim yarışmaları şiir yarışmaları peş peşe geldi. Her yerde Feto ve ekibini yerin dibine sokan hangimiz daha çok aşağılarız, bu adamı en kötü gösterme çalışmaları başladı. Bizim milletimizin siyasileri garip bir anlayışa sahip. Vaktiyle sevgide yarışanlar şimdi nefrette yarışıyor. Cezasını mı tabi ki bizler çekiyoruz. 15 temmuz darbe girişimi ile ilgili olarak tasarlanan broşür ve resimlerin hiç birinde Feto yok. Hiçbir afişte bu işe sebep olan abiler yok. Sanki darbeyi Türk silahlı kuvvetleri belli bir emir komuta zinciri içerisinde yapmış gibi bir algı oluşturulmuş. Her afişte Mehmetçik ile halk karşı karşıya getirilmiş ve yanlış bir kamuoyu algısı oluşturulmuştur. TSK bu ülkenin teminatı ve şerefidir. Askerin şerefi ile bu kadar oynanmaz. Darbe teşebbüsüne kalkışan sütü bozukları askerden sayıp bunları TSK mensubu saymak zaten ihanettir. Bunlar o elbiseyi giyseler bile kalpleri şerefli Türk ordusunun onur ve haysiyet duygusu ile dolmamış bir avuç çapulcudan ibarettir.

Son olarak ele almak istediğim bir diğer mesele de bu Feto ile mücadele meselesidir. Siyasilerin söylemlerinden anladığım kadarı ile bu yapı Türkiye içerisinde hala etkin bir konumda bulunuyor. Yeniden bir kalkışma cesaretini kendilerinde buldukları anda bu fırsatı da kaçırmayacaklardır. Diğer bir gerçek ise Feto ile olan mücadelenin suiistimal edilmesidir. Gönül ister ki siyasi büyüklerimizin açılım sürecinde siyasi hayatımıza da mal olsa açılım gerçekleşecektir dediği gibi bu meselede de kararlı olmasıdır. Siyasi hayatımıza da mal olsa bu yapı ile sonuna kadar mücadele edeceğiz demesidir. Belki yukarılarda bizim bilmediğimiz çok iş dönüyor. Devlet mantığı başkadır. Şahıs mantığı gibi çalışmaz. Lakin sokaklarda ya da kurum içlerinde atama almak ya da işe girmek için Feto ’ya kin kusmada ki yarışı onunla olan mücadelede de gösterebilsek. İşte o zaman hakikaten samimiyet var diyeceğim. Ne edelim devir bir başka devir. Ümmet’in içine fitne girmiş Millet parçalanmış, devlet itibarsızlaştırılmış. Varın gerisini siz düşünün…

Merhum ziya paşa ne hakikatli adammış. Öyle beyitleri var ki o günde bu günde her türlü oturuyor yerine. Bakın ne diyor paşa ;

İkbâl için ahbâbı siâyet yeni çıktı
           Bilmez idik evvel bu dirâyet yeni çıktı

Anlayan anladı beni…..

Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Gümüşhane Olay | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim