• BIST 9099.63
  • Altın 2325.507
  • Dolar 32.3719
  • Euro 35.0404
  • Gümüşhane : 17 °C
  • Trabzon : 15 °C

Kavmi Necip Akademisyenler….

13.04.2017 11:56
SERHAT DOĞAN / YAZAR

SERHAT DOĞAN / YAZAR

 

 Öyle uzun uzun anlatmayacağım bu hafta. Bazı meseleler vardır ki sadece susmak ile cevap verilir. İşte Türkiye’de akademisyen olmakta böyle bir durum. Oluk oluk kanayan bir yara. Bu yaraya müdahale etmek yerine tuz basmak durumu işin içinden çıkılmaz bir hale getiriyor. Ne demek istediğimi anladı herkes zannedersem. Akademisyen olmak ile entelektüel bir anlayış sürmek arasında büyük farklar vardır. Türkiye’de her ilde bir üniversite var. Burada görev yapan sayısız akademisyen var. Ancak bunların ne kadarı entelektüel bir birikime sahip. İçinde bulunduğu üniversite sisteminin dışına çıkıp toplumsal meselelerde söz söyleyebiliyor ya da ne kadar etkili olabiliyor. Sözlerimden kasıt canlı yayınlarda boy gösterip ha bire boğaz patlatmak değil. Söylemek istediğim Cemil Meriç ya da Erol Güngör gibi insanlar yetiştirebiliyor muyuz?

     Bu durumu sorgulamak lazım. Mesele o zaman açığa çıkacaktır. Durumu daha da derinleştirmek gerekir ise şöyle ifade edeyim. Ortalama bir dil bilgisine sahip olan ve gerekli sınavlardan ortalamanın üstünde puan alan bir kişi biraz da torpil ile üniversitede görev alabiliyor. Çok iyi şekilde ödenekleri de var.  Ancak hayatının büyük bir kısmını dil sınavına ve diğer sınavlara çalışarak geçirmiş bir muhteremin kendi kabını doldurması ne kadar beklenebilir. Akademisyen olabilmenin ön kabulü dil mi olmalı. Dil bir akademisyen  tartışmaya mahal vermeden olması gereken en önemli meziyettir. Ancak ön kabul bu mu olmalı. Üniversitelerde pek çok hoca tanıdım. Profesör olan da var yardımcı doçent olan da.  Profesör olmak mesele değil. Mesele üniversitelerde entelektüel sayabileceğimiz kişilerin birçoğu yardımcı doçent kadrosundan öteye geçememişlerdir. 

   Sadece maişet kaygısı ile bu iş yapılmaz efendiler. Özellikte Türkiye’de çalıntı tezlerin ve intihal oranların fazlalığı göz önüne alındığında ne demek istediğim çok daha net açıklanacaktır. Sahte diplomalar düşünemeyen akademisyenler ve maişet kaygısı ile kalemini satan yazarlar. Böylesi bir ortamda şüphesiz yapılan icatlar da farklı olacaktır. Namaz kılan seccade, Dua eden saat, Zikirmatik vb daha pek çok icat ufkumuzu açmakla birlikte bizleri asrın en büyük devleti yapacaklardır. Akademik ahlakın hiçe sayıldığı kıskançlık ve çekememezliğin hat safhaya çıktığı araştırma görevlisi gençlerin sınav gözetmenliği ve bölüm sekreterliği yaptığı bir akademik ahlakta kimse bana bilimsellikten bahsetmesin. Ha bu arada hani diyor ya üstat. “sen at toprağa fidanı vermez ise toprak utansın” o minvalde bizimki de. Toprak atmakla iş bitmiyor. Artık toprak dahi bir şey vermiyor çünkü. Ne toprakta utanma var ne de tohumu dikende ar. Hal böyle olunca meselenin hakikati de farklı oluyor.  Kendini yetiştirmiş gençlere de askerlik polislik vazgeçilmez meslek haline geliyor. Kötülemiyorum askeri polisi bu memlekette düşünen adamlardan fayda görmediğimiz için sıkan adamlara yönelmekte fayda var görüşündeyim. 

Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Gümüşhane Olay | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim