İnsansı Taşlar Müzesi

Müzeler, kültür turizminin en önemli unsurlarından birisidir. Turizm ve müzeler karşılıklı olarak birbirini etkiler. Turizmin gelişimi ile birlikte müzelere olan talep artar. Müzelerin etkili kullanıldığı, iyi pazarlandığı ve marka haline geldiği bir bölgede; turist sayısı ve ekonomik gelir artar, alternatif turizm imkânları oluşur. Bundan dolayı dünyanın birçok ülkesinde müze turizmine olan yatırımlar artmakta ve turizm politikalarında her yaştan ziyaretçiye hitap eden ve farklı temaları işleyen; bilim, sanat, doğa, çocuk, oyuncak, astronomi, arkeoloji, tarihi, özel müzeler oluşturulup, turizme kazandırılması hedeflenmektedir.

Müze; “toplumun ve gelişiminin hizmetinde olan, halka açık, insana ve yaşadığı çevreye dair tanıklık eden malzemelerin üzerinde araştırma yapan, toplayan, koruyan, bilgiyi paylaşan ve sonunda inceleme, eğitim ve beğeni doğrultusunda sergileyen, kâr düşüncesinden bağımsız sürekliliği olan bir kurumdur”

Turizm sayesinde müzelerde saklanan koleksiyonların tanınırlığı artarken, müzeler turizm açısından alternatif destinasyonlar oluşturarak, turist sayısının artmasına neden olur, aynı zamanda bulundukları bölgeye ekonomik anlamda gelir sağlar.

Şimdi size çok ilginç bir çalışmadan bahsedeceğim. Gümüşhane üniversitesin de öğretim üyesi kıymetli dostum  Yrd.Doç.Dr. Taşkın Kılıç’ın sosyal medya hesabından paylaşmış olduğu İlginç bir müze kurma hikayesidir bu. Konyalı çoban şair Ahmet Aslan "insansı taşlar müzesi" kurmak istiyor insan suretine benzeyen yaklaşık 50 ye yakın elinde taş bulunuyor ve bu taşları bir müzede sergilemek istiyor. Bundan bize ne der gibi olduğunuzu sanıyorum. İşte tam da burada başlıyor bizi ilgilendiren kısmı. Yazın karaca mağarasını ziyaret eden yaklaşık 80 bin turisti Gümüşhane merkezine getirebilecek Süleymaniye mahallesine çıkaracak, insanların mutlaka görmek isteyecekleri bir müze olabilir. Hele birde Süleymaniye mahallesinde açılması planlanan Maden müzesi ile birleştirilebilirse çok daha hızlı sonuç alınacaktır.

 Osmanlı döneminden itibaren madenleri ile meşhur olan ve pek çok Osmanlı Padişahı döneminde Osmanlı metal paralarının basım yeri olan Gümüşhane’de bir maden müzesinin açılması Gümüşhane’miz için çok kıymetli bir olgudur. 2013 yılında ilk defa gündeme gelen  Gümüşhane’ye bir maden müzesi açılması olayı sonrası dönemin Enerji ve Tabii kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’dan müzenin  Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nca kurulması sözünü vermişlerdir..

Gümüşhane belediyemizin bu konu ile alakadar olup, Ahmet Aslan ile iletişim kurarak eğer uygunluğu varsa bu müzenin Gümüşhane ye kazandırılması şehrimize inanılmaz bir dinamizm katacaktır.

Din ve Tarih turizmi, Kış turizmi yanına birde Gümüşhane Maden ve Mineraloji Müzesi eklenirse Süleymaniye ve Gümüşhane çok hızlı ve ummadığımız bir şekilde ayağa kalkabilir. Gerçekten çok ilginç ve ilgi çekici olacaktır.