Hep azar ,azar oldu.

Hak ediyorsunuz efendiler. Hepimiz hak ediyoruz.  Hiç kimsenin dönüpte şikâyet etme adaletsizlikten hukuksuzluktan hırsızlıktan dem vurmaya hakkı yok bu ülkede. Bu duruma ben dâhil olarak. Aslında mesele o kadar uzun o kadar uzun ki anlatmak için ciltler dolusu kitap yazmak yeridir. Ancak toplumuzun okuma alışkanlığı pek yok. Dolayısı ile kâğıt israfından öteye gitmez sözlerimiz. İlim irfan hakikat bizim toplumumuz da bunlar da yok. Bizim toplumumuzda olması gerekenlerin hiç biri yok lakin olmaması gerekenlerin hepsi var. Hani diyor ya Arif Nihat Asya;

Bize bir nazar oldu cumamız Pazar oldu

Ne olduysa hep bize azar, azar oldu

İşte durumumuz aynen böyle. Arifler toplumuyduk neye döndük, âlimler toplumu idik neye döndük,  şerefliler toplumu idik neye döndük, namus toplumu idik neye döndük, ikbal toplumu idik neye döndük. Bir bakın efendiler bize ne oldu da hakikat toplumundan böylesi bir topluma döndük. Han nerede ulular ulusu fatihin yolunda gidenler. Hani hocasından tokat yiyen padişahlar. Âlime hürmetten âlime zulmete ne ara döndük. Ne oldu bizlere de karınca hakkını düşünen toplumdan, insan ırzına geçen topluma döndük. Laflarımız güzel hoş hepsi hakikat dolu. Camilerimiz dolu. Öyle ki vakit namazlarında bile dolup taşıyor. Secde etmekten pantolon dizleri yırtılıyor insanların. Peki ya sonra. Sonrasında neden her türlü usulsüzlüğe göz yumuyoruz. Ne anlamı kaldı kiliseden. Ha cami ha kilise ne farkı var. Sana doğruyu göstermeyen camiyi yık. Ne anlamı var. Kızar müftüler sözüme. Vay efendi bu sözlerin küfürdür derler. Peki, sual ederim size Yunustan ala Kâfir mi var o zaman.

Bir kez gönül kırdın ise

Bu kıldığın namaz değil

Yunus söyleyince âlim olur, biz söyleyince küfür olur. Yunus âlimdir, Yunus hakikatin sözüdür. Peki, benim sözüme itibar etmiyorsunuz yunusun sözüne itibar edin o vakit. (Kendimi yunus ile kıyas bile etmem. Şimdi gider buraya takılırsınız siz. Ben başta ikaz edeyim de)

Ne oldu efendiler söyler misiniz bana. Bize ne oldu da liyakat esasından mülakat esasına geçtik. Hakkı savunanların sözde hakkı savunup özde zulmettiklerini ne çabuk unuttuk. Sana iş verdi diye senin sahibin zannettiğin kulların dahi sahibi yok mu sanırsın. Ne çabuk kendi oluşturduğumuz tanrılara inanmaya başladık. Korkunuz bu kadar mı kör etti sizleri. Hakkı hakikati bağırmaktan bu kadar mı korkuyorsunuz. Elinizdeki ekmeği işi mi alırlar, çocuğunuza iş mi vermezler. Maişet kaygısında mısın? Müslüman. Söylesenize derdiniz ne. Boşuna ellerimizi açıp yalvarıyoruz. Allah yardım etmeyecek. Allah böylesi haktan hakikatten uzak, bir topluma rahmet göndermez. Allah bizlere gazabını göstermediği için oturun şükredin. Başını eğmiş Müslüman.

Hani İslam dünyası hani nerde sana dost olan o zengin Arap şeyhleri. Hani nerde senin dost dediklerin. Bana dostlarımızı saysanıza. Amerika, Rusya, Avrupai devletler ve dâhi ne kadar ecnebi devlet var ise dost. Peki düşman. Yine aynıları. Küfür ehli ile ye iç yat kalk. Nedir bunun adı ilmi siyaset mi. Siyaset İslam’dır efendiler. Hem de öyle bir siyaset ki içerisinde hem dünyayı hem diğer âlemleri barındıran ve hepsine nizam veren ebedi bir nizamın adıdır. Peki, biz İslam dediğimiz meselenin neresindeyiz.  Folklorik olarak bir İslam var ülkemizde.

Sizler efendiler sizler sebep oldunuz buna. Evet, mücahit iken müteahhit olan sizler. Memurluğa kendinizi layık görmeyip fetoya verdiniz, Askerliği kendinize layık görmeyip fetoya verdiniz, polisliği kendinize layık görmeyip fetoya verdiniz. Anlaşılan o ki siz bu ülkeyi kendinize layık görmediniz. O yüzden hep paralı işler size kaldı. Çile çekmek gariban Anadolu halkıma kaldı. Kazandığınız para ile de hakikate mi hizmet ettiniz. Seçim zamanları bavullarla il binalarına gelen paralar. Hakikaten Hakka hizmet halka hizmetmiş. Varın böyle devam edin. Edin ki sizler Hükümet-i Milliye içerisinde sıkışıp kalasınız. Maazallah bu zihniyet ile size Osmanlı nasip olsa Mültezimleri bize mumla aratırsınız. Gelin bu haftayı da yine bir nükte ile bitirelim. Lakin Ziya paşanın bu nüktesini biraz günümüze uyarlamakta fayda görüyorum.

Devlet-i Türki’de atama ve terfiler liyakat ile olmaz

Ya olacak kuvvetli iltimas

Ya olacak madeni has

Ya da olacak ten ile temas...