GÜMÜŞHANE VE DAĞ

Kısa aralıklar dışında ömrümün tamamı Gümüşhane’de geçti. Ufkum iki dağ arasında kaldı. Şikâyetçimiyim, asla. 80’li yıllardan bu yana Gümüşhane’nin hemen her durumuna şahit oldum. Hemen hemen her zerresinde anım vardır. Severek yaşadığım bir kent Gümüşhane.  Ne zaman ki yazmaya başladım, yanlış giden yönlerini görmeye başladım. İş yerine, biteviye eski stadyumun yanından gidiyorum. Önceki ve sonraki haline baktıkça elimde olmadan Gümüşhane adına üzülüyorum. Her defasında kendi kendime “sana ne lan” dememe rağmen, hoyrat eller elinde eski stadyumun yok oluşunu görmek zorunda kalıyorum. Oysa Gençlik Merkezi her hangi bir yere yapılabilirdi, desem de kendi kendime, olan oldu bir defa.

Size hazin bir şey anlatayım: bizim köy, inşaat ustaları ile meşhur bir köydür. Ne var ki mimari üslupla yapılan tek bir ev yok. İnanması zor gelecek ama köy denilen yerde insanlar beton içinde yaşıyorlar. Betonlaşma salt Gümüşhane merkezde  değil köylerde dahi betonlaşma aşkı bütün hızıyla devam ediyor. Bunun tepeden inmeci, gelenekleri yok sayan, kendine özgü Türk modernleşmesi ve üçüncü sınıf batı taklitçiliğinin sonuçları olduğunu desem de bunun bir yararı olmayacağını düşündüğüm için bu bahsi geçiyorum. 

GÜMÜŞHANE İKİ DAĞ ARASI

Tecrübe ile sabit bir gerçekliğimiz var; “Gümüşhane’ye bir gelen ağlıyor birde giden.” Bu sözü teşkilat olarak en çok polisler yaşıyor. Hatta bir komiser tanımıştım, Gümüşhane’den daha erken gidebilmek için ilçede görev almak istemişti. Ancak birçok polisimiz normal tayin süresini son limitine kadar kullanıyor, gitmemek için. Çünkü Gümüşhane, dostluğa önem veren saf insanlar yurdu. Laf aramızda bu bayram günü, hiç beklemediğim, hiç ummadığım Gümüşhane’de görev yapmış tayini başka kente çıkmış bir polis arkadaşımızdan bayram tebriki aldım. Yani demem o ki, Gümüşhane’ye ilk gelindiğinde insana dağları ile ürküntü veren bu kent, zamanla saf insanlarının müşfik dostluklarının öbeği haline geliyor. Elbette Gümüşhane’nin küçük oluşu, stresten uzak güvenli bir kent olmasının da etkisi büyük. Bu dostluğu, suiistimal edenler yok mu, olmaz olur mu hiç!

DIŞARIDAN GÜMÜŞHANE’YE BAKIŞ

Dışarıda yaşayan bazı Gümüşhaneliler söz gelimi bizleri basite alıyorlar. Büyük şehirlerde yaşamışlar ya, daha akıllı daha uyanık olduğunu zannediyorlar. Bu hataya en çok dışarıdan Gümüşhane’ye siyaset yapmak için gelenler düşüyorlar. Hatta bir kaçına bizatihi söyledim, Gümüşhane sizlerin dışarıdan gördüğünüz gibi değil. Saf insanlarız ama aptal yerine konacak durumda da değiliz. Sanırım ilk etapta şöyle görünüyor Gümüşhane insanı; iki dağın arasına sıkışmış, dünyaya uzak, kolay idare edilebilir ve höt deyince pusacak insanlar diyarı. Çok geçmeden yanıldıklarının farkına varıyorlar.

Gümüşhane insanı kendine değer verene on kat daha fazla değer veren bir kenttir.