• BIST 9693.46
  • Altın 2496.161
  • Dolar 32.4971
  • Euro 34.5977
  • Gümüşhane : 15 °C
  • Trabzon : 14 °C

GAZETECİLİK VE OKUMA ÜZERİNE

24.08.2015 09:22
AYDIN YALÇIN / YAZAR

AYDIN YALÇIN / YAZAR

Biz Türklerin konuşma kültürü, yazı kültüründen önde olmuştur tarih boyunca. Okumayız ama konuşunca, “okuyan adamı” ve “konuyu” okur gibi ezerek konuşuruz. “Okuma kültürümüz”oldukça düşük. Ama konuşma kültürümüz alabildiğine renkli. Bu, bilinen bir gerçek. Okumak derken, okumaktan kastımız belli. İyi bir iş hayatı.(ama illa devlet işi olmalı, tabii ki !)

Eğitim bunun neresinde soranımız kaç kişi!

Okumaya bakışımız, aslında okuma ile ilgili bazı sözlerde kendini belli ediyor. Mesela "Benim oğlum bina okurdöner yine okur" ya da  “hikâye okuma bana” veya “okumuşta ne olmuş” gibi okumayı olumsuzlayan birçok örnekle karşılaşıyoruz.

 

Siz, siz olun, sakın size “oku diyen büyüklerinize” kulak vermeyin, okuyun derken aslında “kendilerini okumanızı” isterler. Bize, hep, oku oku diyerek “okumayı” unutturdular ve soğuttular. Bugün okumak derken okumanın karşılığı yok. Oku, büyük adam ol diyenlerin yüzünden elbette! Oku diyenler aslında çok kurnazca kendi sığ dünyalarını, egolarını tatmin için okumanızı telkin ediyorlar. Okuyacaksın ama eleştirmeyeceksin! Okuyacaksın ama sorgulamayacaksın!

Türkiye ve Gümüşhane’de kitap okuma oranlarına göre, “gazete okuru” olmak daha önde. Okuma kültürümüz denilebilir ki “gazete kültürüdür.” Daha çok magazinel veya spor okumaları revaçta.                                                  

Oysa Ülkemizde ve dünyada gazetecilik; masum ve halka yönelik bir hizmet değil, daha çok çarpıtma,ideolojik,ulusal çıkarlar ekseninde yapılıyor.

Kendimize, yani, Gümüşhane özeline döndüğümüzde, "spor ağırlıklı gazete kültürü olan bir toplumuz."

Okuduğumuz gazeteler kadar biliyoruz Gümüşhane’yi.  Bir de eğer gazete okuyorsak bu asla gazeteye para vererek değil daha çok kahvehanelerde ya da satış bandında şöyle ayaküstü bir kolaçan etmek veya çay ocaklarında…

SİLİK VE RUHSUZ BİR GAZETECİLİK

Şu hususu hatırlatmayı gerekli görüyorum; Gümüşhane halkının yönelimini, kuruluş felsefesini, siyasal duruşunu bilmeden, “gazetecilik” yapılamaz, yapılsa da bu, rüzgâra karşı “gazetecilik” olur. Yıllar geçse de, zaman ve bakış açıları değişse de hep aynı mantıkla gazetecilik yapılamaz. Önce kafaların değişmesi gerekiyor ki, buda çok zor. Geriye tek bir seçenek kalıyor; Olay gazetesi biçimsel farkındalığı ile beraber şuan örnek bir gazete. Özel haberleri ve farklı manşet haberleri ile çıtayı bir adım önde götürüyor. Bu yeterlimi, bence değil. Gümüşhane bir üniversite ve okullar şehri. Eğer ortaöğretim ve üniversite öğrencisinin dikkatini çekecek haber dili yakalanırsa kitap okunmayan bir şehirde, kitap okumanın önü dahi açılmış olabilir.

Öncelikle şehrin “dilini” bilmek gerek. Silik, ruhsuz, amaçsız, öykünmeci gazetecilik dilinin değişmesi gerek. Ufuk açıcı, tartıştırıcı, denetleyici ve kentin kodlarını iyi tahlil eden bir çizginin tutturulması gerekiyor. Olay gazetesi bu bakımdan biçimsel bir farkındalıkla beraber farklı özel haberleri ve sıra dışı manşetleriyle bu kabuğu kırmaya namzet. Elbette yeterli değil. Ancak şu var ki şimdiye kadar gazeteciyim diye geçinen büyüklerin hiç biri evet hiç biri ne bir yazar yetiştirdi ne de bir gazeteci.

Sonra!

 Sonrasını boş verin ve kalın sağlıcakla.

Ama bir dakika, içimde ki şu duyguyu dışa vurmama izin verin “cahilliğin bu denli bu aşamaya gelmesi, okuduğunu zanneden okumuşlar yüzünden”…

 

        

Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Gümüşhane Olay | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim