ESKİŞEHİRDE AÇILAN KURTULUŞ MÜZESİ VE CUMHURİYET BAYRAMI DÜŞÜNCELERİ (!

Cumhuriyetimizin 93.Yılını heyecan ve coşkuyla birazda kaygıyla kutladığımız şu zaman dilimlerinde Eskişehir'deki  Müzeler zincirine önemli bir halka daha eklendi. "Eskişehir Kurtuluş Müzesi"

Aslında Anadolu'nun orta yerinde bulunan Eskişehir; Cumhuriyet döneminden bugüne kadar edebiyatta,sanatta,sporda ve bilimde bir çok ilklere imza atmış Cumhuriyetin kuruluş değerlerine sahip çıkmış ülkemizin kadim şehirlerinden birisidir.

14 Yıldır havasını soluyup, kalabak suyunu içtiğimiz bu kentte, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı sevinçli,coşkulu ve heyecanlı programlarla kutlanır.

-----

Bu kutlamalara geçmeden 28 Ekim Cuma günü akşamı dostlarla bir mecliste sohbet ederken gözümüz Meltem TV.de yayımlanan "Milli ve Dini Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler" adlı Sempozyuma ilişti. Trabzon'dan canlı olarak yayımlanan programda Cumhuriyet coşkusu evlerimize kadar ulaştı.

Konuşmacıları dinledikçe umutlandık,heyecanlandık ve sevindik.Grup nefesin birbirinden güzel söylediği türküleriyle yüreğimiz şenlendi.

"Benimle Evlenir misin?, Pop Star Alaturka" gibi programlarla adeta milletimizin değerleriyle dalga geçen bir çok televizyon kanallarının aksine Meltem TV.yine farkını göstererek Cumhuriyet coşkusunu yaşattı bizlere.

 10.yıl marşını ellerinde Türk bayraklarıyla söyleyen binlerce izleyiciye bizde bulunduğumuz yerden katıldık.Programın kapanış konuşmasını yapan Prof.Dr.Haydar Baş Beyin "Evinizin balkonuna penceresine Türk bayrakları asın, eğer asmazsanız bir gün gelir yabancı bayrakları asarlar" ikazını kulağımıza küpe yaptık. Televizyon yöneticilerine bu vesileyle okuyucularım adına teşekkür ediyorum.

----

Konuya dönersek özellikle evimizin bulunduğu Atatürk Bulvarında yapılan törenlerde halkımız zor şartlar altında kurulun Cumhuriyetimizin yaşatılması için özellikle genç nesillere Cumhuriyete sahip çıkmaları noktasında öğütler verilir.

Evet bu yıl benimde görev yaptığım Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Cumhuriyetimizin 93. Kuruluş yıl dönümünde kıymetli bir müzeyi vatandaşlarımızın hizmetine açtı.

Eskişehir Müze konusunda ülkemizde parmakla gösterilecek birkaç şehirden bir tanesidir.Balmumu heykeller müzesini sanırım bilmeyen yoktur.

İşte bu müzeden sonra Kurtuluş Müzesi, milletin makûs talihini yenen orduların komutanının, o ölüm kalım savaşı sırasında Eskişehir’e geldiğinde misafir olduğu konakta açıldı.

Modern çağın sunduğu teknolojik imkanların üst düzeyde kullanıldığı özgün tasarımlı bu müzeyi bir kaç cümle ile özetlersem şunları söyleyebilirim.

Giriş katında çocuklar için bir bölüm ayrılarak dokunmatik kiosklarda genç kuşaklarımıza Kurtuluş Mücadelemiz ve Lozan Barış Konferansı süreçleri anlatılıyor. Ayrıca, yüklenen çeşitli oyunlarla çocukların eğlenceli vakit geçirmeleri de amaçlanıyor.Kurtuluş Müzesi’nin. üst katında “Karikatürlerle Milli Mücadele” , “Gazetelerle Milli Mücadele”, “Strateji Odası” ve “Gösterim Odası” olmak üzere dört oda bulunuyor.

‘Strateji Odası’nda 6 Ocak 1921’de Yunan Ordusunun saldırısıyla başlayan 1.İnönü Savaşı ve bu savaşla eş zamanlı olarak gelişen Ethem İsyanı harita üzerinde animasyonla anlatılıyor.Bu odada ayrıca Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı, Prof.Dr. Yılmaz Büyükerşen tarafından yapılan İsmet İnönü, Fahrettin Altay ve Mehmetçik balmumu heykelleri de ziyaretçilerle buluşuyor.

Eskişehir Kurtuluş Müzesi’nin orijinal bezemeli duvarları ile dikkati çeken odasında ise ziyaretçiler, dokunmatik fotoğraf havuzunu kullanarak Kurtuluş Savaşı’nın görsellerine ulaşabilmekte.

Anadolunun dört bir tarafının ateş çemberiyle çevrili olduğu günümüzde bundan önceki yazımda da belirttiğim gibi,Lozan hakkında Milli Mücadele hakkında, Milli Mücadelenin kahramanları hakkında söylenenlerin çok yanıldıklarını gösterdiğini vurgulayan Belediye Başkanımız Yılmaz Büyükerşen, “Bu ve buna benzer projeleri, hatta çok daha büyüklerini, onlarca yıl önce yapmış olmamız gerekiyormuş. Bu tür projelere diğerlerinden çok daha büyük öncelik vermiş olmamız gerekiyormuş. İşi gücü bırakıp, yirminci yüzyılın başında dünyada yaşananların bu topraklara nasıl yansıdığını anlatacak projeler gerçekleştirmemiz gerekiyormuş. Yirminci yüzyılın başında nasıl bir taarruz altında kaldığımızı, o taarruz karşısında nasıl direndiğimizi ders kitaplarında anlatmak yetmiyormuş. Her türlü iletişim teknolojisini seferber etmemiz gerekiyormuş. Milli Mücadeleye, o mücadelede makûs talihine başkaldıran millete önderlik yapanlara uluorta ve fütursuzca saygısızlık yapılabilmesi, ancak derin bir cehalet yüzünden mümkün olabilir." dedi.

"Yıllardır Cumhuriyete dil uzatanlar Cumhuriyet döneminde doğdular, büyüdüler, okullara gittiler. Onları cehaletleri sebebiyle suçlayabiliriz. Ama asıl suçlanması gerekenler, bizleriz." diyerek öz eleştiri yapan Büyükşerşen haklı değil mi?

Günümüzde Eşitliğin, özgürlüğün, kardeşliğin güvencesi olan Cumhuriyet’in ülkemiz için ne kadar değerli olduğunu her geçen gün daha iyi anlıyoruz.

Cumhuriyetimiz son günlerde hiçbir zaman olmadığı kadar tehlikeli bir süreçten geçmektedir. Kurtuluş Savaşı’nda içten ve dıştan gelen tüm saldırılara göğüs geren Türk Milletinin, tüm Cumhuriyet düşmanlarına gereken cevabı vereceğine ve laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti Devletini sonsuza kadar yaşatacağına olan inancım tamdır.

Bizlere parlak bir gelecek, onurlu bir yaşam, tam bağımsız Türkiye’yi armağan edenlere sonsuz minnet borçluyuz dostlarım...