BELEDİYECİLİK VE GAZETECİLİK

Belediyecilik zor iş.  Hizmet etmeniz lazım amma velakin herkesin gönlünü hoş etmeniz de lazım. Gazetecilikte öyle… Yerseniz bir dert övseniz bir dert! Amacım iki mesleğin kıyasından ziyade son günlerde yine meydana konmak istenen çatışma ortamına yazılı bir fikir beyanıdır. Taraflar diye de hitap etmek istemiyorum. Ortada anlaşılmaz bir durum var buna bir yorum katmak istiyorum…

                Belediye Başkanı Sayın Çimen’in bir şikayet dilekçesinin gündeme düşmesiyle ısınan ortama bakarsanız neredeyse bu durum Başbakan ziyaretinin bile önüne geçirilmek istendi. Hatta neredeyse Başbakan memlekete bu sorunu çözmek, çözdürmek için getirilmiş gibi bir hava oluşturuldu. Ortada haklı haksız diye belirtmek istediğim bir durum da yok.  Daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi mesleğimizin odağında eleştiri olmak zorunda elbette.  Eleştiri yapmak yapabilmek gerekiyor. Aksayan çark dişlilerinin aksadığını birilerinin dile getirmesi, kaleme dökmesi gerekiyor. Ancak bu durum kimsenin, makamı mevkisi ne olursa olsun, kişilik haklarına saldırarak olmamalı. Siz çıkıp itham eder gibi suçlar gibi bir savcı kılığına girip, kalemini kırmaya yönelik saldırılar yaparsanız bu durum eleştiri çizgisinden çıkar.

                Biz yayın çizgisi olarak belirlediğimiz yolda, her sese kulak verip her sesi yayınlamaya özen gösteriyoruz. Bu durumun analizini de abonelerimize ve okurlarımıza yaptığımız ankette aldığımız cevaplarla yaptık. Sorduk soruşturduk. Bizi okuyor musunuz,  beğendiğiniz beğenmediğiniz sayfalarımız neler, okuduğunuz okumadığınız yazarlarımız kimler gibi sorularımız oldu. Bu sorulara verilen cevaplar ışığında gazetemizi yeniden dizayn ettik. Biliyoruz ki; bizlerin yaptığı çalışmanın,ortaya çıkan gazetenin sizlerde yankı bulması, karşılık bulması gerekiyor. Sizlerin ilgisini dikkatini çekemediğimiz süre çektiğimiz küreklerin boşuna olduğunu da biliyoruz. Hamdolsun ki memnuniyetiniz bizim en büyük sevinç onur kaynağımızdır. Sizlere layık bir gazete olmak için, sizin görüşlerinize ara ara başvuracağız. Hazırlayan her ne kadar da bizler olsak da takdir makamı sizlersiniz.

                Çizgi önemli bir mevzu gazetecilikte…Bugün gazetemiz, tüm siyasi liderlerin takdirini alıyorsa, sesini yansıtabiliyorsa, halka yeterince fikirlerin yansıtılmasını sağlıyorsa görevimizi yerine hakkıyla getiriyoruz demektir. Gazete ziyaretlerinde ilimizin siyasi aktörlerinin görüşlerine de müteşekkir olduğumuzu belirterek gazetemizin herkesin sesine yazısına sonuna kadar açık olduğunu tekrarlamak isterim. Kişilik hakları sınırlarında vekilden partisine,başkandan memuruna, müdürüne herkesin eleştirilmesine müsaade etmekle birlikte eleştirileri olduğu gibi yansıtmaya devam edeceğiz, şüpheniz olmasın…

                Şehrimizde “Belediyecilik” kavramı daha çok eleştirilere maruz kalacağa benziyor. Bu konuya “ekipsizlik” kavramından yaklaşmak istiyorum. Şahsımın da maruz kaldığı bir sorun üzerinden ne derece yetersiz bir belediyecilik olduğunu dile getirmek istiyorum. İzne ayrılan bir personelin 2 hafta gelmesini beklediğiniz bir belediyecilik olmaz. Hele hele bu durumun sınıfta derslere gelmeyen bir öğrencinin öğretmenden saklanarak var yazdırılması gibi bir durum haline gelmesi ise ayrı bir vahamet.Gayret eden, gecesini gündüzünü ayırt etmeden katkı sağlamak isteyen çalışanları, birim müdürlerini tenzih ediyorum.  Fakat böylesi bir çaresizliğe terk edilen kurumun beş senesini sadece bir ekip kurmaya harcayacağı düşüncesi çok üzücüdür. Ak Belediyecilikten beklenti göklere çıkmışken siz bir ekip yoksunluğunu kimseye anlatamazsınız. Her şeyden önce “kaybolan yıllara”  ve kaybolacak yıllara üzülüyor insan…2015 Yılında hükümetler havadan karadan denizden taarruza geçmişken, belediyeler,  bırakın imarlı alanları, denizin üstüne statlar,havaalanları yaparken biz küçüçük şehrimizde dönüşümü değişimi;  iki-üç kendini bilmezin eleştirisine terk ediyorsak acınacak haldeyiz demektir. Bugün siyasi görüşü ne olursa olsun bu şehre katkı sağlayan müteahhitlerin “yeşil alan kalmadı” adıyla alınan bir soruna terk edilmesi yorumsuz bir durumdur. 4 yılı kalmış bir belediyeye İmar Yeniliğinin iki yılda getirilmeye çalışılması acı bir gerçektir. Belediyenin kendi imar hususlarında bile bürokrasiye takılması yine yorumsuz bir durumdur. Bugün yanı başımızdaki Trabzonun, Erzurumun ve hatta Bayburtun hızla değişip dönüşmesini izlemekle yetinmek bu şehirde yaşayanlara yapılan en büyük acımasızlıktır. Kendini bilmez iki üç kişinin imzasına, eleştirisine bakıpta çekinen korkan yöneticiler ise en büyük talihsizliktir. Bu şehrin cesaretli liderlere ihtiyacı vardır. Atanan ve seçilen liderlerimizi daha yeni belirlemişken  onların çalışmasını gölge etmemek gerekiyor. Kendilerine verdiğimiz süreç içinde kendilerini ispatlamaları için destek olmak gerekiyor. Sonuçta aynı şehir için mücadele veriyoruz ve burada yaşıyoruz. “ Artık İcraat Vakti” söyleminin bile vakti dolmaya başlıyor. Elleri çabuk tutup bulduğumuz taşların altına koyma zamanı çoktan geçiyor!