Belayı kendi elimizle besledik…..

   Perşembe sabahı kalkıp şöyle gazete başlıklarına bir bakayım dedim. Normal gazetelerde normal ve sıradan haberlerle karşılaştıktan sonra sosyal medyada bir tufanın koptuğuna şahitlik ettim. Milliyetçi  aydın ve yazarların isimsiz ihbar mektupları sebebiyle fetö örgütüne yardım ve yataklıktan alındığını gördüm.  Nasıl diye bir incelerken olayı çok kıymetli ağabeyim Servet Avcı’nın da alındığını öğrenin ce hayda dedim. Olur mu böyle şey. Bu adama neye göre fetö mensubu diyorsunuz dedim. Gel gör ki kendi memleketim olan Gümüşhane de dahi yapılan açığa almaları gördükten sonra anladım ki iş artık mücadele değil temizliğe dönüşmüş.  Bu ülkede mevcut mücadeleci ekip 1 liranın arkasına  Türkçe olimpiyatlarının parasını basıp olimpiyatlarda sevgi gösterileri gösterirken bugün içeri aldığınız milliyetçi aydın ve yazarlar fetö ile mücadele ediyor, siz ise bu mücadeleye muhterem hoca efendiyi karalama kampanyası diyordunuz. Bu milletin makus kaderini değiştirecek olan milliyetçilere yönelik ilk kıyımda değildir aslında bu. 1944 Türkçülük Turancılık davasında cumhuriyet kendi kuruluş ilkelerini eleştirip kendi sistemini budamış daha sonraki yıllarda ise çeşitli ideolojik kavgalar içerisine çekilen milliyetçi cephe büyük kayıplar vermesine rağmen hep dik durmuş  ancak bütün bu dikliğine rağmen ezilmiştir.

  Peki bütün bunlara bir bakış attıktan sonra olaya bir de şöyle bir değerlendirme getirmekte fayda yok mudur. Bu ülkede kim darbeci kim darbeye sebebiyet vermiştir. Bugünkü darbeci zihniyeti ittihatçılara benzetip Reisi Cumhuru ise Sultan II. Abdülhamit’e benzeterek bir devrin hesaplaşması içerisine girenler unutmamalıdır ki darbe ittihatçı görüşe mahsus bir olay değildir. Yavuz sultan selimde sonuçları her ne kadar iyi olursa olsun bir askeri darbe ile iktidara gelmiş büyük Hun Hakanı Mete de askeri darbe ile iktidara gelmiştir. Genç Osman’ı katledenlerde yine bir darbe örneğidir. Peki gelelim cumhuriyete cumhuriyetin kuruluşunda tamamen milli sermaye ile kalkınma planı hazırlayan gazi komutandan sonra iktidarı eline alan İsmet İnönü’nün halk üzerinde kurduğu baskının bir neticesi olarak ortaya çıkan Demokrat parti Amerika ile yakın ilişkiler yürütüp para, sanayi ve ordu malzemesi desteği aldığı zaman insanlar sevinç içerisinde menderesi alkışlıyordu.  

      NATO içerisine Türkiye’yi çeşitli sebepler ile sokan Demokrat parti hükümeti Türk ordusunun Amerikalı uzmanlar tarafından dizayn edileceğini bilmiyor muydu. Kendi eliyle kendi sonunu hazırlamıştı aslında. Özal’ın serbest piyasa ekonomisi saçmalığı ile halkın kısmi rahatlamasının hesabını çok ağır ödedi bu millet. Ama Özal milli kahraman.  Bizim insanımız milli menfaattarı ülke çıkarlarını unutup artık bireysel hizmet yapan herkesi milli kahraman olarak algılamaya başladı. Bizim köye elektrik, telefon Özal zamanında geldi diyen dayılar çoktur. Senin köyüne elektrik su gelirken bu devletin nelerden vazgeçtiğinden haberin var mı diye sorduğun zaman ise cevap alamazsın. Ve gelinen bu süreç . Rahmetli Erbakan hocanın talebelerine sürekli bu Fetö ye dikkat edin bu tekin ayak değil bu İslam’a hizmet etmiyor demesine rağmen rahmetliyi adeta aforoz edenler  bugün başlarının ağrısından duramıyorlar. Milliyetçi Türk gençleri okullardan atılıp, yazıları ve fikirleri yüzünden gelecekleri ellerinden alınırken fetö’cü dedikleri bu guruba üniversitelerde devlet kademelerinde politikada  yargıda askeriyede her yerde yer verenler bu gün bu işin  faturasını herkese kesiyorlar. Hiç şüphesiz takdire şayan bir şekilde bu örgütle mücadele ediyorlar. Olması gerekende budur. Yıllardır hayalini kurduğum bu mücadele geçte olsa başlamıştır. Ancak bir gurubu temizlerken yerine yeni guruplar koymayın. Ve ömrünü devlet düşmanları ile mücadele eden milliyetçilere de el sürmeyin. Sizin belediye başkanlarınız il başkanlarınız sıcak maklube toplantılarında himmet ederken ben çok ocak başkanının peynir ekmek ile gün geçirip yine de onlardan uzak durduğuna şahidim. Ülke yönetmek zordur. Lakin bu ülkenin her  türlü olumlu işini kendi hanesine artı olarak kaydedenler olumsuz işleri de muhalefete yıkmaktan vazgeçip kendi hanesine eksi  olarak kaydetmek zorundalar. Ülke yönetmek bedel ister nasıl ki kara ortaksın, var sen zararına da ortak ol….

Tüm Türk-İslam aleminin mübarek kurban bayramını kutlar hayırlara vesile olmasını temenni ederim.