• BIST 8963.84
  • Altın 2278.807
  • Dolar 32.3097
  • Euro 35.0661
  • Gümüşhane : 10 °C
  • Trabzon : 12 °C

Baş farklı gövde farklı Ayaklar hiç yok…

01.01.2017 20:15
SERHAT DOĞAN / YAZAR

SERHAT DOĞAN / YAZAR

 

   Herkesin dilinde farklı bir şeyler var. Kimileri küfrederken kimileri sevinç çığlıkları içerisinde değerlendiriyor olayları. Kiminin yüreği yanarken kaybettiği yavrusuna kimi bu yaşanan olayları normal karşılayabiliyor. Herkesin farklı düşünceleri olsa da eminim ki herkesin üzerinde ittifak ettiği bir mesele var. Büyük ve güçlü bir Türkiye. Bunun hayali ile yaşıyor herkes. Bu ülkede ki tüm siyasi partiler bunun vaadiyle geliyorlar iktidara. Halka umut satıyor hepsi. Güçleneceğiz daha da ileriye gideceğiz düşüncesi ile oy istiyorlar bizlerden. Peki ne oluyor. Büyümek nasıl oluyor. Ne şekilde büyür bir ülke. Ya da büyüme sözü verenler sözlerini tutuyorlar mı? Belki üzerinde saatlerce konuşabiliriz. Ama burada değinmek istediğim asıl mesele bizde büyümenin yolunun ne kadar yanlış izlendiğidir. Siyasi parti ayrımı gözetmeksizin her gelen yeni iktidarın bir önceki iktidar ve iktidarlara çöp muamelesi yapması ve enkaz edebiyatı ile sistemin değil şahısların üzerine gitmesidir. Öyle bir duruma gelmiş durumdayız ki 1923 de sanki bir cumhuriyet kurulmamış şu ana kadar ki iktidarlar bu ülke için hiçbir şey yapmamış durumda. Demokrat parti ve CHP arasında ilk olarak başlayan bu enkaz meselesi gelecek nesillere ilham olmuş olacak ki ondan sonra gelenler de hep iki kanat olarak ayrılmışlar ve birbirlerine enkaz gözüyle bakmışlardır. Koalisyonda oldukları zamanlarda bile birbirlerinin arkasından kuyu kazan bir yapı. Ama temsilcileri olan bugünün siyasetçileri hep kendi ideolojilerini haklı bulmuş. Hep diğer tarafı suçlamıştır. Ha bu arada bir de yan aktörler var bu çekişmeye katılan. Ara sıra meydana çıkıp bütün herkese rest çeken askeri bürokrasi. Ona göre asker sözü dinlemeyen herkes büyük Türkiye’nin önünde engeldir. …

    Geçenlerde biri çıkıp bana yahu bu ülke için babalarımız dedelerimiz ne sıkıntılar çektiler. Ama bu ülkeyi sola teslim etmediler dedi. Bu söz genelde ülkücü jargona aittir. Ama bu sefer sözün geliş yeri dikkat çekiciydi. Eski bir Talebe birliği öğrencisi bu sözü telaffuz ediyordu. İlginç geldi. Sol görüşün temsilcileri fikriyatları için ipe giderken, Ülkücü hareketin daha yaşı 20’yi görmemiş gençleri dilde tekbir ile sehpaya giderken Talebe birliğinden öğrencilerin idam ya da işkence haberlerine pek denk gelmiyordum ben çünkü. Meseleye nereden nereye gidiyor değil mi. Giriş başka gelişme başka sonuç başka olacak bugün efendiler. Eeee biz Türkiye olarak ta böyle değil miyiz? Kuruluşu başka yaşayışı başka gideceği ufuklar bambaşka olan bir ülke. Roma’ya benzetiyorum ben bazen güzel ülkemi. Hani lisede anlatırlar ya. Krallık, Cumhuriyet ve imparatorluk dönemleri var diye Roma’nın. Bizde de hep benzeri yaşanmıştır. Her gelen bir öncekini eleştirmiş siteminden yapısal dokularına kadar  liğme lime etmiş ve kendi sistemini kurmuştur. Kendi sistemi ile hükmetmiş ve gitmiştir. Yeni gelen kendine ait bir sistem ile gelmiş ve bu sistem böyle devam etmiştir. Görünen odur ki bu böylede devam edecek. O yüzden Türkiye’de her seçimde devletin adı aynı kalmakla beraber bir devletin kurulduğunu söylemek doğru olacaktır. Ne olacak ki. Yanlış söylüyor isem beni düzeltin. Normal devletlerde her zaman yeni gelen liderler bir öncekilerin üzerine bir şeyler koymak suretiyle bir adım öne giderler. Halk da bu durumda aynı şekilde devamlılık arz eder.  Şimdi gelelim bizim meseleye. Bizde ne şekilde cereyan ediyor bu olaylar. Dedim ya  bizde her seçimde devlet yeniden kurulur. İlk dönemi bir önceki teşkilat ve yapıları değiştirmekle geçirir. Kendisine uygun bir hükmetme alanı oluşturur. Bu süreç zarfında mağdur rolüne bürünür ve temel destekçileri olan halktan destek görmeye çalışır. Bu durum sağlandıktan sonra ikinci dönem başlar. Adına ne derseniz deyin yönetim aşaması. Her şey onlarındır artık çünkü.  Bu güç öyle bir noktaya gelir ki artık diğer aşama olan zorbalık aşamasına gelinir. Beslenilen işadamları daha çok isterler, Her işten akladıkları il başkanları il yöneticileri daha çok tolerans isterler ve ellerindeki bu güçler her şeyi yapabileceklerine inanırlar.  Sonra mı, sonrası malum efendiler bizler çok sevdiğimiz bu adamlara klasik jargonla hata yapmışız deriz. Tam o sırada başka bir umut çıkar. Parlayan bir siyasi lider. Ve ona yapışırız. Hep böyle olagelmiştir. Şimdiki iktidar hangi aşamada mı. Aslında bunu bende anlayabilmiş değilim bunları. Yönetim kadrosunda taban ve tavan arasında bu kadar zıt olan bir hareket daha görmüş değilim. Tavanı zeki, planlı duruma göre şekil alabilen pratik çözümlemeleri ile her işten çıkabilen son zamanlarda artık Tüm dünyaya sesini gür çıkaran bir yapı iken tabanı sadece üst kesimle övüneneler ile dolu. Sosyal medyada görmekteyim. Ümmetin sıkıntısı tek adamda. Her şeye çözüm Recep Tayyip Erdoğan diye paylaşımlarda bulunuyor bu tabandakiler.  Tavan her türlü sıkıntıyı çekerken taban her türlü rahatlığı yaşıyor. Üst alta destek çıkarken alt üste destek mi çıkabiliyor. Hele ki gençler. Cumhurbaşkanı bilmiyor mu görmüyor mu bu durumu. Özellikle gençlerin bu durumunu. Görüyor peki bir şey yapmıyor mu, onu da yapıyor. Baktı ki bu rahata fazla alışmış gençler. Beyin takımına çıkarabileceği insanların sayısı azalmış. Hemen bir hamle yaptı. Yeni yeni gençlik vakıfları açarak bunlar üzerinden bürokrasiye beyin yetiştirmeye başladı. Partideki gençler mi bu hep böyledir. Her siyasi parti bunu yapar. Parti gençleri pek önemseyen bir yapısı yoktur. Ama şunu da iyi bilirler. Gençler iyi bayrak asıp slogan atarlar. Yönetimde değil meydanlarda lazımsınız gençler. Dedim ya başı başka ortası başka sonu başka olacak diye. Ama ben adeti bozmadan sonuna yine bir beyit ekleyerek bitirmek istiyorum…

Bir insan öldü mü ondan kalacak eseri,

Bir eşek göçtü mü ondan da nihayet semeri……

 

Yapılan yorumlardan Gümüşhane Olay Gazetesi sorumlu tutulamaz.

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
Tüm Hakları Saklıdır © 2013 Gümüşhane Olay | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : (0456) 213 66 63 | Haber Yazılımı: CM Bilişim