ARTIK SÖZ DE GÖZ DE SANDIKTA

Son saatlerine girdiğimiz koca bir seçimin sonuçlarına kilitlendik. Seçim üstüne seçim olması münasebetiyle halkımız ve genel olarak ülkemiz pek havaya giremedi. Ya da seçimlerin neden olduğu yoğun gündem maddeleri ve polemikler artık insanımızı yordu. Güzel tarafı şu ki; önümüzdeki 4 yıl sessiz caddeler sokaklar bizi bekliyor…

                Bu seçimlerde şahsımın dikkatini çeken husus genel bakış olarak, 2002 den beri Ak Parti’nin her seçimde bir hikayesi olduğuydu. Bu seçimlerde ilk defa Ak Parti genel hatlarıyla bir hikayeden ziyade savunma halinde kalıyor. CHP ise yine bir ilkle güzel reklam atılımları gerçekleştiriyor. Daha çok halka dokunmanın yollarını bulmuş ve sonuna kadar kullanmaya çalışıyor. Başarısı reklamında şuana kadar… Bir de kadrolarında birkaç değerli isim katılmış gördüğüm kadarıyla…MHP kabuğunu kıramıyor, biraz olsun kendi hatlarından çıkmaya çalışsa da içinde bulunduğu çelişkiler çok hareket alanı tanımıyor. Çelişkiler ise genelde Kürt Halkı üzerindeki düşünceler ve kararlar…

                Yerel haliyle değerlendirmeler yapmıştık daha önce. Ak Parti’nin Türkiye’de milletvekili tercihlerini değiştirmediği tek il olarak giriyoruz seçimlere…Kimisi merkez adayı ısrarında kaldı, kimisi yine eskisi olsun bizim olsunda…Ak Parti gösterdiği milletvekili adaylarını değiştirmediğine göre bir bildiği vardır elbette…Gelelim MHP’ye; herkesin bildiği ve yaptığı yorumla başlayalım…Ak Parti bir rekor peşinde yine herkes biliyor ancak, bence bir rekor da MHP den gelecek…MHP ilk defa Mustafa Canlı ismiyle Türkiye genelinde esen Ak Parti rüzgarına karşı koymaya çalışacak. Mustafa Canlı ismi Gümüşhane için kim ne derse desin efsane olmuştur. Girdiği tüm seçimlerde oy sayısını arttıran tek isimdir. Oy sayısı çok büyük rakamlarla değişmeyen bir ilde bu denli bir yükselişi kimse yabana atmasın. 

                Her seçim dönemini anketlerle izlemekten vazgeçmeyen biriyim. Kendi imkanlarımızı değerlendirip, sonuçları görmeye çalışıyoruz. Küçük bir şehirde olmamız münasebetiyle anket sonucu paylaşmak manipülasyondan öteye gitmeyeceği için, yayınlarımızda kullanmamaya özen gösteriyoruz. Bu sonuçları daha çok dileyen siyasi liderlerle paylaşıyoruz. Onların da önlerini görmelerine destek oluyoruz. Üç anketle yönettik bu seçimi. Anket sonuçlarını görmeden önce herkes gibi bu seçimlerinde kıl üstünde olduğunu düşünenlerden biriydim. Ancak sonuçlar gelmeye başladıkça bakış açım da değişmeye başladı. Çünkü bizlere yansıyan hava ile sonuçların pek alakası yoktu. Her seçimde olduğu gibi iktidar partisinin yıpranmasını seçim süreci boyunca iyi izleyip işleyen Ak Parti ekipleri sonuca doğru tırmanan bir seyir izletmeyi başarıyordu, yine başardı. Bu sefer bir hikayeden yoksundu seçim Ak Parti için belki ama hikayeleri birleştirip, geçmişten ders alınması gereken bir hikaye meydana getirildi. İnsanlara koalisyon dönemleri hatırlatılmaya, istikrarsızlığın nelere yol açacağı vurgulandı. Etkiledi mi evet etkiledi. Özellikle özel sektörde yankı buldu bu çalışmalar…

                Ekonomik bir bakışla; son üç aydır döviz üzerinde oynanan ve asıl amacının İktidarın ekonomik başarısını gölgelemek ve sekteye uğratmak olan bu hal ve ahvalin insanlara yansıması beklendiği gibi olmadı. Muhalif güçlerin oynamaya çalıştığı bu oyunu İktidar güçleri lehine çevirmeyi başardı diyebiliriz. Hikayelerden bir hikaye oluşturularak; istikrarsızlığın veya koalisyon lafının bile dövizi nerelere sıçrattığını gözler önüne seren iktidar ekibi, Ak Parti saflarını sıkılaştırdı. Küskünlükleri ve tepkileri bir kenara bırakın istikrar giderse tüm kazanımlar gider anlayışını akıllara işledi.  Bu sayede seçimlerde özellikle özel sektör asılmaya başladı. Başımıza neler geleceği hususu akıllara iyice kazındı ve Ak Parti seçmeninin oylarına sahip çıkması ülkesine sahip çıkması sağlandı.

                Korku ile insanları etkilemek geçmişle ürkütmek doğru değil belki ama, ülkenin tüm kazanımlarının kaybedilmemesi için son kez Ak Parti diyecek insanlar…Son kez diyorum çünkü asıl belirsizlikler bundan sonra başlayacak. Sayın Recep Tayyip Erdoğan sonrası kadrolarda böbürlenmeler ve herkesin kendisini Kral ilan ettiği durumlar baş göstermeye başladığı için Ak Partiye tepkiler çoğalmıştı. Bu tıpkı Selçuklunun dağılması sonrası her yerin derebeyliklerle dolması gibi bir durumdu. Bir belediye başkanı kendini kral ilan edip şehre hükmetmeye kalkabiliyordu. Bunu şehrimiz için değil 13 yıldır Ak Parti de olan belediyeler için söylüyorum. Fazla özgüven başa beladır kanısından yola çıkarak söylüyorum; Ak Kadrolar çok fazla “Özgüven” depoladı ve bu seçimlerde bu özgüvenler insanlarda tepkiye neden olmaya başladı. Her ne kadar Cumhurbaşkanı da olsa tarafsız olması gerekiyor dense de çocuğuna sahip çıkması gerektiğini fark eden Sayın Recep Tayyip Erdoğan meydanlara indi. Çünkü bu çocuk büyümüştü ve direksiyondaydı. Ülkenin kazanımları söz konusuydu. Bir partiden ziyade önemli olan bir ülkenin geleceğiydi.

                Düşünsenize, dünyanın en büyük havalimanı inşaatı durdu, 3.köprü yarıda kaldı, dünyanın en büyük asma köprüsü durdu, onlarca havalimanı açılamadan iptal edildi, Barajlar köprüler otoyollar hızlı tren projeleri iptal edildi, denizlerin dibine inen dağları delen anlayış sona erdi, düşünsenize…Böyle düşünün çünkü iktidar hedefiyle yola çıkan hiçbir parti “Korkmayın be bu projeleri devam ettirip bitireceğim” demedi diyemedi. Çünkü hiçbirinin hedefi “Büyük Türkiye” değildi. Düşünmesi bile ürkütücü olan bu kazanımların kaybolmaması için, ülkenin geldiği bu noktadan geri adım atmaması için, her ne kadar tepkili olsanız da, kızsanız da küsseniz de Ak Partiye uyarı notası verme zamanı değil. Ülkenize ve İstikrarınıza sahip çıkma zamanı… Ak Partiye ders vermek gerekiyor derken ülkenin altından kalkamayacağı tahribatlara yol açmayalım. Dileyelim derse ihtiyacı olanların dersini Allah versin… Bizler Allah’ın bize bahşettiği bu ülkeye sahip çıkıp şükredelim.